Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz 2021’de Dedeoğulları ailesini katleden tetikçi Mehmet Altun’un cezaevinde kaldığı süreçte yaptığı görüşmelerde katliamın arka yüzüne dair önemli ses kayıtları ortaya çıktı.
Dava dosyasına giren ses kayıtlarında tetikçi Altun, polislerin kendisini nasıl koruduğunu, ifadesini verirken yardımcı olduğunu anlatıyor. Altun’un eşi Zehra Altun da kendisine hiç tanımadığı kişiler tarafından paraların yatırıldığını anlatarak ev alacağını söylüyor. Altun’un dayıları ise sık sık “emin ellerdesin”, “devletin şefkatli ellerindesin” vurgusu yaparken Altun’un buna karşılık “Devletimiz bana çok iyi bakıyor” sözleri, katliamın arkasında kimlerin olabileceğine dair soru işaretlerini çoğalttı.
Davayı ilk günden beri yakından takip eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ortaya çıkan ses kayıtlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tanrıkulu, “Konya’da bir katliam gerçekleşmişti. Bu sıradan, aniden gelişen bir olay değil. Katil seçilmiş, eğitilmiş, katliamdan önce teşvik edilmişti. Hesap hareketleri, kaldığı oteller bunu açığa çıkarıyordu” dedi.
“Eşine gönderilen paralar ev alabilme boyutuna ulaşmış”
Tanrıkulu şu değerlendirmelerde bulundu: “Ses kayıtlarıyla anlaşılıyor ki yakalandıktan sonra ve cezaevinde bu koruma devam ediyor. Eşine gönderilen paralar ev alabilme boyutuna ulaşmış. Eşinin deyimiyle nereden geldiği belli olmayan paralar. Cezaevinde böyle bir katil tecrit koşulları olmadan keyifle ve kendisine çok iyi bakıldığını söyleyerek yattığını söylüyor. Yakın akrabaları tarafından da bu katliamın onandığı anlaşılıyor.
“Katil yalnız değil”
Derin devlet ilişkileri olmazsa böyle bir katliamın gerçekleşmesi mümkün değil. Bu konuşmaların içeriği, katilin yalnız olmadığını bir kez daha doğrulamıştır. Adli makamlara düşen görev, katliamın arkasındaki aydınlatılmayan ilişkileri aydınlatmak olacaktır. Ama bunun böyle olmayacağını da biliyoruz. Bu iktidar değiştiğinde ilk yapacağımız işlerden birisi bu ve Deniz Poyraz katliamının seçilmiş katillerinin arkasındaki derin ilişkileri aydınlatmak olacaktır.”