Hasan Işık / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız!
Tarihsel süreç boyunca Kürtler beraber yaşadıkları halklara hep kucak açmış ve yaşamlarının daha anlamlı kılınabilmesi için şanslar vermişlerdir..
Bu halkların başında Türkler gelmektedir. Orta Asya’dan yıkık ve yorgun bir halde Kürdistan’a gelen Türklere Bizans ‘a karşı savaşlarında yardım etmiş ve onlarında buralarda yaşamaları için şans tanınmıştır. Ancak çok geçmeden Kürtler yeni kurulan nizamla geriye itilmiştir.
Tarih bizi Osmanlı’ya götürdüğünde Kürtler Türkler ‘i İran’a karşı hep korumuşlardır.
Daha sonra Dünya paylaşım savaşında yine Batılı emperyalistlere rağmen yine Kürtler Türklerin yanında mücadele ederek onlara bu coğrafyada nefes alma şansını vermişlerdir.
Tüm bunlara rağmen Kürtler sömürgeci Türk ideolojisinden payına düşen zulmü görmüştür. Türk ideolojik nizamı kendini pekiştirdikten sonra uzunca yıllar askeri vesayet altında bu coğrafyayı kasıp kavurmuştur.
2000’li yılların başında Kürtler, askeri vesayetin yerine demokratik bir yaşam inşa etme iddiasında olan AKP’ye bir şans daha tanımıştır. Barış sürecini başlatmış ve helalleşme fırsatı vermiştir. Ancak bu seferde yeni statüko kurulmuş ve bu coğrafyada yaşayan bütün halkları zulme mahkum etmiştir.
En son olarak Kürdistan partilerinin stratejileriyle bu zulüm iktidarının yıkılış startını vermiş ve yerel yönetimlerde bu iktidara kaybetmeyi tattırmıştır.
Şimdi Kürtler son seçimlerde tüm yanlış ve tarihsel hatalarına rağmen CHP’ye bir demokratikleşme şansı tanımışlardır. Ya CHP bu şansı değerlendirecek ya da tarihin çöp kutusunda yerini alacaktır.
Kürtlerin bütün şans verme pratiğinin altında barış umudu yatmaktadır. Eğer verilen bu şansta heba edilip barışa yol açılmazsa Kürtler belki de şans verme limitini çoktan doldurmuş olacak!