Sinan Çiftyürek / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Urfa ve Diyarbakır Newrozu’na doğrudan katıldım, diğerlerini mümkün olduğunca izledim, dinledim. 2022 Newrozu’na başta Diyarbakır olmak üzere alanlara katılımı engellemek için polis, provokasyon girişimleri dahil birçok yola başvurdu. Birden fazla barikatla kitlenin girişini engellemek istedi. Alana girebilmek için kontrol noktalarında saatlerce balık istifi misali bekleyen kitle adeta çıldırdı ama yine pes etmedi. Başta gençler, kitle tüm engelleri aşarak alana girerek mesajını vermeye ve büyük govende katılmaya odaklanmıştı ve başardılar.
Polis, Newroz alanına kitle girişini engellemenin yanı sıra siyasi partilere ait bayrak, flama ve önlükleri de içeriye almadı. İlk kontrol noktasında bayrak ve flamaların plastik sopaları “bizi bunlarla dövüyorsunuz” gibi komik gerekçesiyle çıkartıldı. İkinci kontrol noktasında ise bu kez çubuksuz bayrak, flama ve hatta önlükler tam bir polis zorbalığıyla el konularak içeri alınmadı. Polis, engellemelerine bununla da yetinmedi. Platform ve protokol önündeki halay alanına girerek provokasyonu denedi ama kitlenin ve Tertip Komitesi’nin çabalarıyla engellendi.
Newroz 2022 birçok açıdan ilkleri içeriyor. Özetlersek:
*Kürt Z Kuşağı, üzerindeki tartışmaları büyük ölçüde noktaladı.
Genel olarak Z kuşağı üzerine tartışma ayrı bir konu, burada sadece Kürt Z kuşağının Newroz’daki katılımı ile ilgili sınırlı kısa gözlemlerimi belirteceğim:
Newroz kutlamaları, baskı ve sömürgeci kuşatma altındaki Kürt halkı açısından, govend alanı olmanın yanı sıra ulusal özgürlük ve bağımsızlık yolunda siyasi mesajların verildiği siyasi bir arena da olmuştur her zaman. Halk, Newroz alanlarına hem govende kalkmak hem de siyasal mesajları dinlemek için katılır. Alanların %70’ini dolduran Kürdistan gençliği, özelde Z Kuşağı da aynı amaçlarla Newroz’a katıldı.
Genelde Z Kuşağı’nın siyasetle ilişkisi çok tartışılıyordui halen de tartışılıyor, üzerinde anketler, sayısız yorumlar yapıldı yapılıyor. Kürt Z kuşağı; Newroz 2022’de herkese, elbette başta ırkçı rejime ve üzerinde hesap yapan siyasal temsilcilerine, “siyasi duruşumu ve seçimlerde alacağım tavrı merak mı ediyorsunuz? Kürdüm, Kürdistaniyim, özgürlük mücadelesinin dinamiğiyim. İşte duruşum bu” dedi. Elbette tek başına Newroz’a katılım, Kürt Z kuşağının siyasal tutum ve duruşunu izah etmeye yetmez. Yine de halkımızın geleceği olan gençliğin Newroz’a katılımı ve duruşu gelecek için büyük umut yarattı. Gençliğin Amed Newrozu’ndaki eylemliliğine ilişkin kimileri “aşrı tepki verildi, protokol brandasının üstüne bile çıkıldı” vb denilerek yanlış bulunabilir. Ben katılmıyorum. Gençlik, Newroz’da kendini kendi yoğurt yiyişiyle yaşadı.
Newroz’a ısrarlı, dirençli ve büyük katılım, sivil siyaset alanını güçlendirdi
Cumhur İttifakı; “Tek Millet-Bayrak-Vatan-Dil….” tekçiliğiyle 2015’ten bu yana içeride ve diğer Kürdistan parçalarında “Karada-havada-denizde-cezaevinde peşindeyim” misali Kürt siyasetine aralıksız saldırdı. Faşizme ve sömürgeciliğe özgü kendi yasa ve hukukunu bile yok sayarak tek tipçi, ırkçı, milliyetçiliği bayraklaştıran ve Kürt meselesine “terör-karakol-cezaevi” parantezinden bakan yaklaşımını çözümsüzlük üretmesine rağmen ısrarla sürdürdü. Yani dün “Dağda silahla gezeceklerine düz ovada siyaset yapsınlar” çağrısında bulunan devlet son yedi yıldan beri bu kez “düz ovada” sivil siyaseti tasfiye etmek için her yolu denedi, deniyor.
İşte milyonlar 2022 Newrozu’nda; Kürt meselesini ve dinamiklerini “terör”le kodlayan yaklaşımların çözümsüzlüğünü bir kez daha Türkiye ve dünyaya ilan etti. Kim ilan etti? Genci, yaşlısı, kadını, erkeğiyle dört parçada ve diasporada milyonlarla halk. Bu ilan, savaş siyasetinin çözümsüzlüğünün ilanıydı. Kürt ulusal özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin esas sahibi ve dinamiğinin halkın kendisi olduğunun ilanıydı. Türk rejimine “bana dayattığın siyaset yasağı ve sınırlarını tanımıyorum” demenin ilanıydı. “Kürdistan’a özgürlük, Türkiye’ye Demokrasi” mücadelesinin meydanlara taşınmasıydı…
Kısacası Newroz 2022, geçmiştekilerden daha güçlü katılım ve mesajlarıyla sivil siyasete nefes aldırdı, hareket alanını yeniden genişletme hamlesi oldu diyebiliriz. Diyarbakır-İstanbul hattında, Kürt halkının ve geniş ulusal özgürlük-demokrasi blokunun seçimlerde kilit rolünü de pekiştirdi.
Kürdistani İttifak Çalışması, önemli üç çağrısını halklarla buluşturdu;
2022 Newroz kutlamaları başka açıdan önemli ilklere de sahne oldu. Kürdistani İttifak Çalışması temsilcileri Diyarbakır’da halkı selamlarken daha önce ortak açıkladıkları Newroz Deklarasyonu’nunda yer alan üç konuyu halkın onayına bir nevi referanduma sundular. Diyarbakır’da ortak sunumun yanı sıra başta Urfa’da benim konuşmamda olmak üzere birçok ilde söz konusu üç konu halkın onayına sunuldu ve büyük coşku ile onay alındı.
İlki, Kürt Dil Platformu ile Kürt Dil ve Kültür Ağı’nın dil üzerindeki asimilasyonuna karşı ortak yürüttükleri mücadelenin Newroz’a da taşınarak halklarla buluşturulup destek alınmak istendi. Öyle de yapıldı. “Kürt dilinin ilkokuldan üniversiteye eğitim-öğretim dili olmasını istiyor musunuz” denilip mikrofon alana uzatıldı….
İkincisi; Tek millet, dil, bayrak, vatan ….ırkçı tekçiliğine karşı Kürdistan ve Türkiye’yi halklar ve inançlar bahçesi yapma hedefiyle “Kürdistan’a Özgürlük Türkiye’ye Demokrasi mücadelemizi destekliyor musunuz?” çağrısıydı. Bu çağrı da önemliydi çünkü ırkçı rejimin yüzyıldır sürdürdüğü tek millet-dil-bayrak-vatan…tekçiliğiyle Kürdistan ve Anadolu’yu halklar ve inançlar yönünde çoraklaştırma siyasetine karşı bir tutum ve alternatifi içermekteydi. Ki Kürt halkı ve siyaseti bu konuda sadece konuşmuyor, KBY ile Özerk Rojava’da diğer halklarla kurduğu ittifakla bunun pratik adımlarını da atıyor. Kısacası 2022 Newrozu’nda Kürdistan ve Anadolu’yu halklar-inançlar bahçesi yapma şiarının yükseltilmesi de önemliydi.
Öcalan’a tecrit kınandı
Üçüncüsü; “Öcalan ve tüm siyasi tutsaklara özgürlük diyoruz. Destekliyor musunuz” diyerek mikrofonun halka uzatılması da önemliydi. Çünkü hem cezaevlerinde 12 Eylül rejimi uygulamalarını aratan baskı ve hak ihlallerine ortak dikkat çekip mücadele çağrısında bulunuldu. Hem de 24 yıldır cezaevinde yatan, uygulanan tecritle insani ve yasal haklarından mahrum bırakılan Öcalan’ın üzerinde tecridin kaldırılması ve özgürlüğü konusunda ortaklaşma sağlandı. Böylece Kuzeyli Kürt siyasetinde birlik önündeki tıkanma noktalarından birinin aşılmasında önemli bir adım atıldı.
Sonuç olarak; 2022 Newrozu’nda her yerde elbette Amed’de öfke ve kararlılık ruhu alanlara sığmadı! Halkımız, halklarımız, özellikle gençler, kadınlar modern Dehakların ve iktidarlarının zülüm-baskı-tutuklamalarına ve “Ohh” çeken kabadayılıklarına karşı sinmedi tersine sel olup alanlara aktı. Bu da modern Dehaklara dert olsun! Sadece iktidara mı mesaj vardı? Hayır! 2023 sonrası iktidara gelmeye hazırlanan Millet İttifakı’na da net mesaj verdi; “Gelip Amed’de içi boş ve Kürt halkı için yaşamda karşılığı olmayan sözlerle kendinizi aldatmayın. Bakın ve görün, Kürt hatta çoktandır Kürdistan meselesi sizi bekliyor! Söylemek bizden” dendi.
Yeni Yaşam Gazetesi