Bülent Tekin / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Çok yakın bir zamanda Düzce’de bal kovanlarına dadanan bir ayı fazla bal yediği için kendinden geçmişti. Türkiye tvleri ayıcığı gündeme oturttu. Balkız’a acı bal zehirlenmesi ve arı sokması teşhisi kondu. Kısa sürede şoktan çıkan ayının durumu iyiye gitti. Balkız adı verilen ayının ünü bu nedenle hızla yayıldı ve hatta dünyanın öne gelen basın kuruluşlarına da haber oldu. Hem Balkız’ın durumu hem deli bal konusu geniş şekilde işlendi. Bana göre ise asıl konu “delilik”ti.
Peki, halk arasında bilinen adıyla “deli bal” nedir? Deli bal, Karadeniz sahil kesiminde yetişen ve yılda 15-20 gün çiçek açan “ormangülü”nden arıların nektar almasıyla elde ediliyor.
Grayanotoksinler genellikle arıların dünyanın bazı yerlerinde ziyaret ettiği ormangülü bitkilerinde bulunuyor. Arıların bu bitkileri ziyaret ettikten sonra ürettikleri bal da nörotoksinleri içerir.
Deli balı uzun yıllardır halk ilacı gibi görülüyor. Ancak ormangülünden elde edilen deli balı kullanırken çok dikkatli olmak gerekiyor. Her bünye farklı olduğu için bir uzmana danışmak oldukça önemli. Çünkü balın içerisinde grayanotoksin denilen zehirlenmeye neden olabilen nörotoksinler var. Balın etkisi de bu kimyasal içeriğin fazla veya az olmasına bağlı olarak değişiyor.
Sahip olduğu özellikler nedeniyle bir dönem Sherlock Holmes filmine de konu olan “deli bal” bu kez ayı Balkız ile gündemde oldu… Mesela Newsweek’te ayrıntılı anlatıldı. Newsweek haberinde hem deli balın kökenine hem de tarihte yaşanan olaylara da atıf yapıyor.
Deli balın kökeni Türkiye’nin Karadeniz bölgesi veya Nepal’e kadar uzanıyor ve kullanımı yüzyıllar öncesine dayanıyor. Newsweek, “Deli bal bugün hala Nepal, Çin, Filipinler, Endonezya, Japonya, Avusturya, Almanya ve Brezilya dahil olmak üzere dünyanın bazı bölgelerinde tüketilmektedir. Ancak bal en çok Türkiye’nin Karadeniz bölgesinde bulunur” diyor ve deli balın uzun süredir çeşitli sağlık sorunlarını tedavi etmek için bir halk ilacı olarak kullanıldığını belirtiyor.
Gerçekten de Deli Bal uzun yıllardır genellikle halk arasında şifa için halk ilacı olarak kullanıldı. Aynı zamanda bazı araştırmalar antioksidan, antienflamatuar, ağrı kesici ve antimikrobiyal özelliklere sahip olduğunu gösteriyor. Deli Bal diğer ballardan farklı. Bu nedenle tüketirken oldukça dikkatli olunması, bir uzmana danışılması gerekiyor.
Newsweek’e konuşan Texas A&M Üniversitesi antropoloğu ve bal uzmanı Vaughn Bryant’a göre, deli balı küçük miktarlarda tüketmek baş dönmesi hatta halüsinasyonlar üretebilir. Bununla birlikte, maddenin çok fazla tüketilmesi çeşitli olumsuz etkilere sahip olabilir.
Bryant fazla tüketimin kalp rahatsızlıkları ve solunum sorunlarının yanı sıra baş dönmesi, bulanık görme, çift görme, mide bulantısı, kusma, baş dönmesi, baş ağrısı, terleme veya aşırı terleme, bilinç bozukluğu, kasılmalar gibi semptomplara yol açabileceğini belirtiyor.
Tarihte eski Atina askeri komutanı ve tarihçi Ksenophon, MÖ 401’de deli bal zehirlenmesini bildirmiş. Ayrıca Pontus Krallığı’nın hükümdarı Kral IV. Mithradates tarafından deli balın MÖ 67’de Büyük Pompey’in Roma ordusuna karşı bir silah olarak kullanıldığı bildiriliyor.
Bryant şu bilgileri paylaşıyor:
“Deli bal ile ilgili en eski raporlardan biri, Sokrates’in öğrencisi ve Yunan tarihçi ve olan Atinalı Ksenophon’dan geliyor. Ksenophon, Anabasis adlı vakayinamesinde MÖ 401’de yönettiği bir Yunan ordusunun Persleri yendikten sonra Yunanistan’a döndüğünü yazmıştır. Trabzon yakınlarında bazı arı kovanlarından çalınan yerel ballarla ziyafet çekmeye karar verdiler. Saatler sonra birlikler kusmaya başladı, ishal oldu, yönünü şaşırdı ve artık ayakta duramaz hale geldi; ertesi gün etkileri gitti ve Yunanistan’a devam ettiler.
MÖ 67’de Romalı askerler o kadar şanslı değildi. Büyük Pompey ve Roma ordusu, Karadeniz boyunca Pontus Kralı Mithridates ve Pers ordusunu kovalıyordu. Bryant, “Persler yerel bal dolu kaplar topladılar ve onları Roma birliklerinin bulması için bıraktılar. Balı yediler, kafaları karıştı ve savaşamadılar. Pers ordusu geri döndü ve 1.000’den fazla Roma askerini çok az kayıpla öldürdü.”
Guardian ise 2 yıl önceki bir haberinde Roma ordusunun yaşadığı deli bal faciasını şöyle yazmıştı:
“Büyük Pompey (Gnaeus Pempeius Magnus) çağdaşlarında hayranlık ve korku yaratan bir liderdi fakat şu an Trabzon’un bulunduğu bölgede bir deli bal macerası yüzünden neredeyse erkenden tarihin karanlıklarına gömülecekti. Romalı general Pompey, MÖ 97’de, Pontus ordusu karşısında ilerleyişini sürdürürken, Kral 6. Mithridates askeri bir deha sergileyerek, ilerleyen Roma ordusunun yoluna çanaklar dolusu deli bal konulmasını emretti. Bu baldan yiyen Pompey’in üç müfreze askeri hayaller görüp kendinden geçince, geri dönen Pontus askerleri tarafından katledildiler.”
Deli bal, uzun yıllar önce 2009’de çekilen Sherlock Holmes filminde de geçmişti. Filmde idam edilen Lord Blackwood’un daha sonra canlanması üzerine Sherlock Holmes ve yardımcısı Doktor Watson, olayın gizemini araştırmıştı.
Sherlock Holmes, yaptığı araştırma sonrası idam edilmeden önce Blackwood’un deli bal yemesinin ardından nabzı bir süreliğine durunca öldü sanıldığını belirlemişti. Sherlock Holmes, olayın sırrını, “Deli bal, Türkiye’de Karadeniz Bölgesi’nde yetişir, uyutur ve nabzı düşürür.” demişti. (1)
Ben burada halüsinasyona bir yer açmak istiyorum. Galiba bizi en çok ta etkileyen kısım burasıdır diye düşünüyorum. Sanırım bize deli bal mı yediriliyor bilmem ama hayal dünyası içinde yüzüyoruz adeta. Mesela bize baş düşman olarak komşularımız gösteriliyor, bazen de kardeşlerimiz gösteriliyor.
Mesela terörist HDP filan deniliyor ve biz de inanıyoruz. Mesela zamları Kemal Kılıçdaroğlu ya da Ekrem İmamoğlu yapıyor filan diyenler var. Hatta, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu millet bıksın, birbirine düşsün diye zam yapıyorlar diyenler var sokak röportajlarında. Belki de Selahattin Demirtaş yapıyordur, kim bilir? Biz buna da çok inanıyoruz. Akaryakıtın, doların, enflasyonun, elektriğin, enerjinin ana sorumlusu muhalefettir ve hatta Kürtler olabilir belki. Kim bilir, belki de halüsinasyon görmüyoruzdur(!)