Di hişmendîya wana de, derdorên wana hemû gundî ne! Tenê ew zana ne! Weke rewşenbîrên kemalîst ji jor de li mirovan temaşe dikin, lê jibira dikin ku ew bi xwe wextekê zarokên gundîyan bûn!
Sosyal yardımlar önce SSCB ve sosyalist sistemin yıkılması ve ardından güçlendirilen neoliberal politikalarla çok büyük oranda kısıtlandı ve öyle ki Türkiye ve dünyada sosyal adalet var mı sorusu çoktandır ciddi olarak soruluyor.
Sanatın gücü müthiş bir şeydir. Tam da bunun için muktedirler sanattan korkar, kontrolleri altına alıp, sanatı sanat olmaktan çıkartarak, iktidar sofrasındaki mezeye dönüştürürler.
Kitabın içeriğine baktığımızda adına tezat, Kürtlerin tarihleriyle ilgili somut verilere dayalı veri sunmadan, sadece masallara, efsanelere ve hikâyelere dayanarak Kürtler hakkında görüşler öne sürer.
Li Sovyetê karên Stalin li dijî Kurdan pêkanî jî bi hêjmar kirinê nayên hesab kirin! Li gor bîr û baweriya min mirovekî wekî baweriya xwe bi sosyalîzma zanistî heyî, ez tucaran Stalîn û kesên ku bîr û baweriya xwe bi wî heyî jî sosyalîst û komunîst nabînim.
Avrupa Konseyi Almanya Ukrayna’ya ne zaman savaş tanklarını gönderecek sorusuna “biz Rusya’ya karşı bir savaş sürdürüyoruz, birbirimize karşı değil” diyerek savaş kışkırtmalarına devam etti.
Türkiye Cumhuriyeti’nde kadınlara seçme ve seçilme hakkının M. Kemal tarafından armağan edildiği yazılıp çizildi. Her konuda olduğu gibi bu konuda da gerçekler ters yüz edilmiştir.
Muhalefeti, iktidarı ve Türk solu Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını ihtişamla kutlarken biz de dergimizde Kürt halkı ve halkların inkarının belgesi olan Lozan Antlaşmasının 100. yılında Lozan’ı dosya konusu yaparak 100 yıllık adaletsizliği gündeme getirmeye çalıştık.
Lozan’ı tartışırken mesele hangi Kürt partisinin Kürdistan’da daha fazla örgütlenmesi ya da egemen olması değil. Hangi Kürt parti veya siyasetinin Kürdistan’ın özgürleşmesi yolunda öncülük etmesidir.