Ne yazıktır ki Türkiye’de ‘Dünya Anadili Günü’ deyince akla gelen tek dil Türkçedir! Anadili olarak başka herhangi bir dilden bahsetmek zinhar yasaktır, “bölücülüktür, vatan hainliğidir”…
Sosyal yardımlar önce SSCB ve sosyalist sistemin yıkılması ve ardından güçlendirilen neoliberal politikalarla çok büyük oranda kısıtlandı ve öyle ki Türkiye ve dünyada sosyal adalet var mı sorusu çoktandır ciddi olarak soruluyor.
Türkiye muhalefeti tarafından anlaşılmak istenmeyen konuların başında Kürdlerin ayrı gündemlerinin olabileceği ve bu gündemin her zaman Türkiye gündemi ile aynı olmayacağı gerçeği.
İktidar gözlemlemek istediği şeyi gözlemledi. Birçok yazar bunu hatalı bir hamle olarak görse de benim nazarımda Erdoğan, var olan siyasi süreci devam ettirirse bir sonraki seçimde cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en yüksek oyunu alacaktır.
Özelleştirme tekelci kapitalistler lehine bir sermaye transferidir. Kamuya ait varlıkların özel sektöre devredilmesidir. Daha yalın bir deyişle, halka ait değerlerin sermayeye aktarılmasıdır.
İhtiyaçlarını elinden geldiği kadar kapitalizm dışı alternatif üretim alanlarından karşılamalı, halkı sömüren şirketlerle elden geldiğince az ilişkiye girmelidir.
AKP/Erdoğan, sırf CHP/İmamoğlu’nun önünü kesmek için giriştiği hamle kendisinin üstüne yıkıldı! CHP’yi kazdığı çukura iterken kendisi de peşi sıra çukura yuvarlandı.
Saraçhane'de, Çağlayan'da ve TV kanalları programlarına katılan CHP belediye başkanları ve birçok üst düzey yöneticisi Kürtlere hakaret etmekten geri durmadılar.
Cumhuriyet ve Türkiye muhalefeti tarihini Kürdlerden daha iyi tanıyan kimse yok. “Kürd anasını görmesin” politikası her iki cephede de hala devam ediyor.