Ana SayfaNIVÎSKARÊNBir seçimin ardından

Bir seçimin ardından

“Bir siyasetçi gelecek seçimi,

bir devlet adamı ise;

 gelecek kuşağı düşünür.”

James F. Clarke 

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Demokrasiyle yönetilen ülkelerde halk yöneticilerini kendi özgür iradesiyle belirler. Siyasi iktidarlar da meşruiyetlerini halkın iradesinden alırlar. Halkın iradesi de demokratik seçimlerle ortaya çıkar. Yüzyıllık cumhuriyet, demokrasisini sağlam temeller üzerine kuramadığı için her konuda olduğu gibi seçimleri de şaibeli ve sorgulanır bir haldedir.

14-28 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerinde bir kez daha normalliği, meşruluğu tartışmalı, adaletsiz, hukuksuz bir seçimi geride bıraktık.

Cumhur ittifakı ülkeyi yüzyılda görülmemiş bir cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimine götürdü. Ülkenin etik değerleri yerle yeksan edildi. Devletin bütün kurumları, bütün yöneticileri, devletin hazinesi iktidarın bu seçimleri kazanması için lehine kullanıldı. Her seçim döneminde istifa ettirilen, yerlerine tarafsız bürokratlar atanan içişleri, adalet, ulaştırma bakanları istifa ettirilmediler.

Demokratik rejimlerde siyasi partiler ve seçimler demokrasinin önemli parametreleridir, birbirini tamamlayan kavramlardır.

Ama bu iktidar Kürtlerin ve ötekileştirilenlerin sesi ve meclisteki temsilcisi konumunda olan HDP’yi seçime sokmadı. Yeşil Sol Parti’nin oylarını MHP’ye saydı, buna benzer birçok hukuksuzluk su yüzüne çıktı.

* İktidarın Seçim Hezimeti

Evet bu seçim iktidar için tam bir hezimet seçimi oldu. Eğer ki demokratik bir seçim olmuş olsaydı cumhur ittifakı yüzde 30’u aşamazdı. Cumhur ittifakı için bu seçim hayat memat meselesi idi. Onun için her türlü olumsuzluğa, adaletsizliğe, hukuksuzluğa, zora, şiddete, tehdite… başvurmaktan geri durmadılar.

Devletin, Diyanet, YÖK, TÜİK, TRT… gibi bütün kurumlarıyla iktidara hizmet ettiler.

İktidarın nimetlerinden 21 yıldır beslenen onlarca yazılı ve görsel medya muhalefet hakkında yalan yanlış haberler yayarak olumsuz algı oluşturdu.

Orman yangınlarında, pandemi sürecinde, 6 Şubat’ta 11 ili etkileyen büyük deprem felaketinde başarısız olan bir iktidarın son seçimi kazanması imkansız ötesi bir şeydi.

Kadın ve çocuk istismarının ve katliamlarının önüne geçemeyen bir iktidarın kazanma şansı sıfırdı.

Enflasyonun ve işsizliğin önüne geçemeyen bir iktidarın kazanma şansı sıfırdı.

Eğitim ve sağlık politikaları çöken bir iktidarın kazanma şansı sıfırdı.

Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını yok eden bir iktidar bu seçimi elbette ki kazanır.

Toplumu kutuplaştıran bir siyaset izleyen iktidar bu seçimi elbette ki kazanır.

İthal oy kullandıran iktidar bu seçimi elbette ki kazanır.

Bu olumsuzluk listesi uzadıkça uzar.

Devletin bütün imkanlarını haksız, hukuksuz bir şekilde kullanarak kazanılan bir seçim asla zaferle taçlandırılamaz.

* Muhalefetin Başarısızlığı

Cehenneme giden yolun taşlarını muhalefet yıllar öncesinden döşeyerek bugünlere gelindi.

Gündemi belirlemesi gereken muhalefet, iktidarın oyununa gelerek iktidarın gündemine takıldı.

Hukuksuz bir şekilde milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına evet diyerek iktidara destek olunmuştur.

Muhalefet cumhurbaşkanı adayını belirlemekte çok zaman kaybetti.

Muhalefetteki 6 parti arasında ortak bir dil kurulamadı.

Adaylarını eleştirerek yıprattılar, sağ seçmene cumhurbaşkanı adaylarını kabul ettiremediler.

R.T. Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanlığına adaylığının anayasaya aykırı olmasına rağmen kabul etmişlerdir.

Muhalefet devletin partisine karşı kaybedeceği bir seçime bile bile gitmiş ve seçimi kaybetmiştir.

Birinci tur seçimindeki onca hukuksuzluğa rağmen seçim meşru kabul edilerek, ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimine gidilmiştir.

Yüzde bir milyon kazanılması gereken bir seçim, başarısız bir muhalefetten dolayı kaybedilmiştir.

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights