Mültecilik evrensel bir sorundur. Yani insanlık tarihi kadar eskidir. Öyle ki mülteciliğin miladı insanlık tarihi ile başlar diyebiliriz.
Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Dünyanın farklı bölgelerinde insanlar doğal afetlerden, savaşlardan, iç çatışmalardan ya da totaliter rejimlerden dolayı yaşadıkları toprakları, ülkelerini terk ederek bireysel veya topluca başka topraklara, başka ülkelere göç ederek sığınmak zorunda kalmışlardır.
Filistinliler, Bosnalılar, Somaliler, Nijeryalılar, Kürtler ve daha haberdar olamadığımız birçok halk bireysel veya toplumsal olarak gördüğü baskı ve şiddetten dolayı başka ülkelere sığınmak ve oralarda yaşamlarını mülteci statüsünde idame etmek zorunda kalmışlardır.
AVRASYA MÜLTECİLER KÖPRÜSÜ
Türkiye Asya Avrupa arasında köprü vazifesi görmesi bakımından Asya, Afrika, Ortadoğu, Uzakdoğu ülkelerinden kaçmak zorunda kalan göçmenler için önemli uğrak ve geçiş yollarıdır.
MÜLTECİLERİN DRAMI
Her sorunda olduğu gibi yasadışı göçlerde de en ağır bedeli ödeyen ve mağdur olan kadınlar ve çocuklardır.
UNICEF göçmen ve mülteci çocuklar konusunda ülkelerin sorumluluklarını yerine getirmelerini istemektedir. El Salvadorlu, Oscar ve on bir aylık kızı Valeria, Rio Bravo Nehrine kapılarak can vermişlerdir. Kürt göçmen Aylan bebek henüz üç yaşındayken cansız bedeni Bodrum ilçesinde kıyıya vurdu. Kim bilir daha kaç Valeria kaç Aylan ya da kaç kadın kaç insan bedeni okyanusların, denizlerin, ırmakların sığ sularında can verdi, kıyılarına vurdu.
DÜNYA MÜLTECİLER GÜNÜ
4 Aralık 2000 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu her yıl 20 Nisan tarihinde Dünya Mülteciler Günü düzenlenmesine odaklanarak dünya genelinde mültecilerin durumuna dikkat çekmek için 20 Haziran tarihini Dünya Mülteciler Günü olarak kutlanmasına karar vermiştir.
Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansının verilerine göre:
- Göçmen sayısı dünya nüfusunun %1’ine (76 milyon) ulaşmıştır.
- Göçmen ve mülteci sayısı bir önceki yıla göre 2,3 artış göstermiştir.
- Küresel çapta her gün 37 bin insan yerlerinden ediliyor.
- Dünyadaki mültecilerin 2/3 fazlasının Suriye, Afganistan, Güney Sudan, Myanmar ve Somali’den kaçanlar oluşturuyor.
MÜLTECİLER AVRUPA KAPISINDA
Hepimiz 21. yy’da en büyük mülteci tsunamisine tanık olduk. Suriye göçmen politikasında başarılı bir sınav veremeyen AKP hükümeti ve küçük ortak MHP bu krizin ekonomik faturasını emekçi yoksul halka ödeterek ülkeyi ekonomik çıkmaza sokmuştur. Mültecilere ödenen ağır faturanın altından kalkamayan hükümet AB’den para alabilmek için çareyi sınır kapılarını açıp mültecileri serbest bıraktı. Yunan hükümeti göçmenlere orantısız şiddet kullanmasına rağmen Yunan halkı insanlık onuruna yaraşır bir sınav verdi. Mültecilik bir insan hakkıdır diyerek göçmenlerle ilgili Atina ve Selanik’te mülteciler lehine kitlesel eylemler ve yürüyüşler yaparak hükümetlerinin yanlış göçmen politikalarını protesto ettiler.
Suriyeli mülteciler nedeniyle George Soros “3,5 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye Avrupa’nın desteğini hak ediyor” diyerek Erdoğan’a destek verdi. Lakin Erdoğan ise her aklına geldiğinde Gezi direnişçilerinin destekçisi olarak gösteriyor Soros’u! Zamanında Soros’la aynı masada oturan kendisi, mülteciler politikasını hiç kimse desteklemiyorken Soros onu destekliyor.
MÜLTECİ HUKUKU
Eski hayatlarını geride bırakıp yeni riskli ve zorlu bir hayata yelken açan mültecileri Uluslararası Hukuk korunması gereken bireyler olarak kabul eder. Mültecilerin iltica ettikleri ülkelerde güvenliklerini Mülteci Hukuku sağlar ayrıca Mülteci Hukuku mültecinin iltica etmeden önceki yaşamına geri döndürmek eğer bu mümkün değilse başka bir ülkede insanca yaşam hakkı (barınma, sağlık, eğitim, güvenlik vb.) sağlamaya çalışır. Mülteci Hukuku temel insan haklarının üzerinde durur. Rehabilite edilmeleri, günlük yaşamlarının normalleşmesine, seyahat özgürlüğüne kavuşmasına katkı sağlar.
Türkiye mülteciler konusunda Avrupa ülkelerini hukuki anlamda zora soktu.
AB’nin en yüksek mahkemesi olan Avrupa Adalet Divanı İtalya ve Yunanistan’ın yükünü hafifletmek için Polonya, Macaristan ve Çekya’nın yeniden yerleştirme programı çerçevesinde alması gereken mültecileri kabul etmediği için AB yasalarını çiğnediğine karar verdi.
Polonya, Macaristan ve Çekya’nın savunmasını reddeden Avrupa Adalet Divanı iç güvenlik veya yeniden yerleştirmenin işlevsiz olduğu gibi gerekçelerinin mültecilere kapılarının kapatılmasının kabul edilemeyeceğini bildirdi. Almanya bu ülkelerin AB fonlarından yaralanıp gerekeni yerine getirmediklerini dile getirdi.
Sonuç olarak mültecilik bir insanlık dramıdır. Bir yaşam hakkı ihlalidir. Herkes bir gün mülteci olabilir. Bunun için mültecileri savunmak onlara yardımcı olmak insani vicdani bir görevdir!
Sosyalist Mezopotamya Sayı: 8
Tüm sayıların PDF formatları aşağıda
Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 1 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın
Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 2 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın
Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 3 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın
Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 4 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın
Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 5 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın
Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 6 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın
Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 7 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın
Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 8 – Derginin PDF formatı için buraya tıklayın
