21.yy’da çok büyük felaketlerin yaşanacağının emareleri görülmeye başlanıyor. Pandemi adeta insanlığa bu konuda bir şeyler yapması için sinyal verdi. Başta Afrika ve Asya olmak üzere dünyada açlık, susuzluk (tatlı su kaynaklarının tükenişi), savaş nedeniyle kitlesel göçler başladı. Şimdi Diyarbakır’da olduğu gibi sayı binlerle ifade ediliyor. Ama yarın bu sayı milyonları bulacak.
Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Ülkeleri işgal edilen, sömürülen halklar yarın bu sömürgeci batı devletlerinin başına bela olacaklardır. Bundan hiç kimse kaçamayacak. Dün savaştan dolayı ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli, Libyalı göçmenleri bugün Afganistanlı, Pakistanlı, Bangladeşli göçmenler izlemektedir.
Diyarbakır otogarında binlerce göçmen, içlerinde daha 2-3 aylık bebeklerden tutun da 15-16 yaşlarında onlarca çocuk ve bu çocuklardan bazıları da Taliban, Deaş ve devletle savaşlarda anne, babalarını kaybetmiş yetim ve öksüz çocuklardır. Ülkelerinden pasaport alamadıkları için kaçak yollarla doğanın çok zor şartlarında bütün tehlikeleri göze alarak mayınlı arazilerden geçerek umuda yolculuklarını devam ettirerek 30 günde Diyarbakır’a ulaşmışlardır. Sınırları geçerlerken İran ve Türkiye sınırında güvenlik güçlerinden gördükleri şiddeti ve paralarına, cep telefonlarına ve diğer değerli eşyalarına el koyarak üzerlerindeki elbiseleri çıkartıp yaktıklarını ifade ettiler.
Bazı genç göçmenlerin bedenlerinde kurşun ve şarapnel yara izleri vardı.
Yolculuk esnasında bir arkadaşlarının kayadan düşerek öldüğünü de anlattılar.
Günlerdir Diyarbakır otogarında konumlanan bu binlerce göçmen kendilerine hiçbir resmi kurumun yardım etmediğini sadece bazı vatandaşların su ve simit alarak yardımcı olduklarını ifade ettiler. Bir defasında yolun karşı tarafına yardım getiren bir araca doğru hareketlenen mültecilere araç çarpıyor, bir mülteci ölüyor, bir diğeri de ağır yaralanıyor.
Diyarbakır otogarına günlük olarak 200-300 kişinin girdiğini ve bir o kadarının da şehri yine yürüyerek terk ettiklerini ve bu göçmenleri gidecekleri yere götürmeyi vaat ederek kişi başı 50 TL alarak 2-3 km taşıdıkları göçmenleri araçlarından indirerek mağdur eden sürücüler bu insanları dolandırmışlardır.
Yaşanan bu drama yöneticiler kayıtsız kalamazlar. Bu insanlık dramını yetkili kurumlar gerekli insani yardımı yapmalı ve destek sunmalılar.
Günlerdir aç ve Diyarbakır sıcağında kavrulan bu insanlara yiyecek, içecek sunulmalı, sıcaktan ve gece soğuktan korunmaları için barınacak yer temin edilmeli.
15 yaşlarında bir göçmen kız çocuğunun cinsel tacize uğradığı ve olayın polise intikal ettiği bilgisini edindik.
Bu göçmenlerin mağduriyetleri giderilmeli yiyecek, içecek sunulmalı. Barınacakları bir yer gösterilmeli. İnsanlar haklarıyla insandır. Bu yaşam hakları ihlal edilmemeli.
Not: Konu ile ilgili video röportajımız da var, hazır olduğu zaman onu da yayınlayacağız…