Bu yazı Michael Cecire’nin Foregin Affairs’teki yazısından tercüme edilmiştir.
“Harp, başka araçlarla politikanın devamıdır” ibaresi Prusyalı askeri stratejist Carl von Clausewitz Savaş Üzerine adlı eserinde yazar. Bu özlü söz neredeyse klişe noktasında olan bir temel önerme olmasına rağmen, Rusya’nın özellikle gittikçe maceraperestleşen dış politikasını anlamak için uygun bir prizma.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “melez (hybrid) savaş” ya da geleneksel askeri yöntemler ile stratejik kazanç için manipülasyonu birleştirme tutkusunu ele alalım. Birçok yönden, Moskova’nın Gürcistan, Suriye ve Ukrayna’daki son müdahaleleri, Clausewitz’in sözünün açık örnekleridir. Clausewitz’e göre savaş, güvenlik gibi politikayla gerçekleştirilemeyen nispeten somut stratejik amaçlara ulaşmanın bir başka yoluydu. Bununla birlikte, Rusya’nın Gürcistan, Suriye ve Ukrayna’daki son savaşları, hükümetinin süper güç statüsüne ilişkin iddialarına gerçekleştirme arzusunun askeri ifadeleriydi. Üç savaşta da, Rusya’nın yerel çıkarları ihmal edilebilir olmasa da tartışılabilir; bunun yerine, ilk ve en önemli amaçları hem iç hem de uluslar arası izleyicilere Rusya’nın küresel erişme ve istekleri olan büyük bir güç olduğunu göstermekti. Kremlin için savaş, diğer yollarla devletin markalaşmasıdır.
Karışık Sinyaller
Soğuk Savaşın sona ermesinden beri Rusya, bazen bir ortak ve bazen de rakip olarak kendisini ABD ve NATO’ya denk bir pozisyonda bulmaya çalıştı. Böyle bir durum kaygısı, en açık şekilde Putin’in 2005 tarihli “Sovyetler Birliği’nin dağılması yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi” açıklamasında ortaya kondu. Daha güncel olarak, 2015 tarihli Rus ulusal güvenlik stratejisi belgesinde, büyük küresel krizlerin yönetilmesinde Rusya’nın aracı rolüne referanslar var ve ana ulusal çıkar olarak “Rusya Federasyonu’nu bir dünya gücüne dönüştürme” hedefi gösteriliyor.
Rusya’nın stratejik niyetleri Ağustos 2008’de, kendisinden ayrılan Moskova destekli Güney Osetya’yı tekrar ele geçirmek için bir saldırı başlatan Gürcistan ile yapılan kısa bir savaş sırasında açıklığa kavuştu. Rus birlikleri, ayrılıkçı yandaşlarını savunmak için Gürcüler’i kararlı bir şekilde ezerek derhal müdahale etti. AB destekli Tagliavini Raporu, beş günlük savaş için her iki tarafı da sorumlu tuttu, ancak raporda Gürcistan tarafından ateşlendiği iddia edilen ilk kıvılcımdan hiç bahsedilmedi. Çatışmanın haftalar önceden tahmin ettiklerini yaptıkları tatbikatlarda gösteren Rus birlikleri, Sovyetlerin Afganistan’ı işgalinden bu yana Moskova’nın yurt dışında yaptığı bu ilk savaşta Gürcüler’i yenmede ve Güney Osetya’ya girmede tereddüt göstermediler.
Rusya’nın üstün gücü ve Gürcistan ordusunun beceriksizliği, savaş sonucundan asla şüphe edilmediği anlamına geliyordu. Ancak, Gürcistan güçlerinin Güney Osetya’dan zaten geri çekildiği 10 Ağustos’ta, Rus birlikleri Moskova’nın desteklediği bir başka ayrılıkçı bölge olan Abhazya’da ikinci bir cephe açtı. İki gün sonra, Rus deniz piyadeleri Gürcistan liman kenti Poti’ye çıktı. Sonraki birkaç hafta içinde, silahlı çatışmalar bittikten çok sonra, Rus kuvvetleri ülkenin askeri yenilgisini pekiştirerek, karşılık görmeden Gürcü topraklarının derinliklerine ilerledi.
Güney Osetya’da ilerleyen Gürcü güçlerinin püskürtülmesi olan sözde Rus hedefi nispeten çabuk bir şekilde elde edildi, ancak Moskova harekatın kapsamını genişletti. Aslında, Rus askeri varlığının Abhazya’daki çatışmalara yayılmasının ve Gürcistan içerisine sürülmesinin savaşın sonuçları üzerinde çok az etkisi oldu veya olmadı. Ve Rusya, büyük zaferine rağmen ihtilafsız Gürcü bölgelerinden büyük oranda çekildi ve Gürcistan hükümetini aşağılanmış olmakla birlikte görevde bıraktı. Rus perspektifine göre Gürcistan bastırılması gereken bir düşmandan ziyade Rusya’nın yenilenmiş askeri gücünün sergilenebileceği bir vitrin ve Moskova’nın hem Rus halkına hem de dış dünyaya gücünü göstermek için modern harp teçhizatını kullanabileceği bir fırsattı.
Suriye, bu yeni Rus mantığı için benzer bir bakış sunuyor. Moskova terörle mücadele için Doğu Akdeniz’e müdahale ettiğini söylüyor, ancak bu çok ikna edici olmayan bir iddiadır. Rusya, elbette, İslamcı terörizmden etkilenmiyor değil. Fakat Rusya hükümeti için Suriye, 2010 yılından itibaren önemli ölçüde sakinleşen Kuzey Kafkasya ayaklanmasından İslamcı kaynakların ve insanların uzaklaştırıldığı bir emniyet valfinden daha az bir tehdit kaynağıydı. Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki konumunun yeniden canlandırılması gibi diğer sözde düşünceler çok az daha inandırıcı olsa da bu kadar uzak ve kapsamlı bir operasyonu haklı göstermek pek mümkün görünmüyor. Bunun yerine, Suriye Kremlin için stratejik bir zorunluluktan ziyade Rus gücünün küresel bir vitrini olarak işlev görüyor.
Rusya, resmi olarak 2015’ten beri Suriye’de savaşta, ancak Rusya’nın Suriye rejimine yaptığı aktif askeri yardım, iç savaşın ilk günlerine kadar uzanıyor. Bu süre boyunca, Rusya iki ayrı tırmanma ve geri çekilme ilan etti – ikincisi Mart 2016’da ve yine bu yılın Ocak ayında gerçekleşti. Ocak ayındaki duyuru, harekat alanında çok az kıymeti olan ve Rus savunma sanayisi için uygunsuz bir tanıtım aracı dolarak görevlendirilmiş sorunlu uçak gemisi Amiral Kuznetsov’un ayrılışına denk geldi. Rusların angajmanlarının bu genişleme ve daralmaları, uluslararası haber akışına bağlı olarak, Moskova’nın büyük güç statüsü kazanma iddialarının desteklenmesinde etkili oldu. Rus hükümeti mevcut olduğu yerlerde askeri ve stratejik kazanımları elde etmiş olsa da, müdahalenin arkasındaki motive edici nedenler bunlar değil.
Ukrayna’da da, Ukrayna topraklarında parça kopartarak Rus yanlısı bir devlet kurmak için yapılan başarısız “Novorossiya” girişimi gibi büyük ideolojik veya askeri projeler, Rus gücünün belli edilmesi gibi büyük bir amaca hizmet etti ve buna bağlı olarak icra edildi. Rus hükümeti, Suriye ve Gürcistan’da olduğu gibi, Ukrayna’daki savaşı öncelikle toprak ve askeri kazançlar için değil, ulusal ve uluslararası görüşleri geliştirmek için kullanıyor; Ateşkesler başlar ve biter, yalnızca Rus destekli kuvvetler tarafından maksimum avantaja ayarlanarak ihlal edilir.
Her üç çatışmada da, Rusya’nın stratejik amaçları somuttan ziyade sembolik olmuştur. Askeri sonuçlar bakımından müdahaleler büyük ölçüde muğlaktı, ancak küresel olarak güçlü bir Rusya imajını başarıyla çizdiler. Kafasındaki melez savaş için geleneksel formüle dönme ve bilgi unsuru askeri kampanyayı şekillendirdi. Üç askeri kampanyada da ana bilgilendirme teması, Rusya’nın büyük bir güç olarak yeniden doğması oldu.
Çeviren Alim Kahraman
Kaynak: http://washingtonhatti.com