AKP, 15 maddelik yeni ekonomi paketini geçtiğimiz günlerde açıkladı. Bu pakette en ilgi çekici nokta ise ‘işten atmaların yasaklanması’ ile ‘ücretsiz izin’ maddelerinin aynı torbaya koyulmuş olmasıydı.
Yaşar KAZICI / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
İşten atmaların yasaklanması en başından beri işini kaybetme riski ile karşı karşıya kalan işçilerin en haklı talebiydi. AKP, diğer açıkladığı ekonomi paketlerinde olduğu gibi bu pakette de işçilerin talebini istismar ederek, işçilerin işten atılmasını yasaklamış görüntüsü veriyor, işçileri aldatmaya çalışıyor. Ancak işin öyle olmadığı, aynı paketin bir diğer maddesinin ise patronlara ücretsiz izin hakkı tanıyarak dolaylı olarak bir süreliğine, patronun keyfine bağlı olarak işten atmanın önünü açtığı görülüyor. Bu pakete göre herhangi bir iş yerinde patron canının istediği kadar işçiyi ücretsiz izine çıkarabilecek, üstelik tek bir kuruş bile kendi cebinden çıkmayacak, patron böyle bir karar aldığında ise işçinin itiraz edebilmesinin hiçbir hukuki zemini olmayacak. Yapılan düzenlemeyle ücretsiz izine çıkarılan işçi, çalıştığı dönemlerde maaşından kesilerek oluşturulan İşsizlik Fonu’ndan günde yalnızca 39 TL 40 Kuruş (aylık 1.177 TL) ödeme alarak yaşamını sürdürecek. Normal şartlarda bile ekonomik krizin asgari ücretli bir işçiyi ve ailesini geçindirmediği, açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşandığı düşünülürse; işçilere açıkça en sefalet şartlarda sefalet düzeyde maaşlarla yaşaması dayatılıyor. Bir başka aldatma ise ücretsiz izine çıkarılan işçinin aldığı parayı AKP, hükümet olarak işçiye ‘destek’ veriyormuş gibi sunuyor halbuki ortada bir destek yok zaten İşsizlik Fonu’nda yıllardır biriken para işçinin kendi parasıdır. Bu maddeyle işçilerin işsiz kalması, işsiz kaldığında ise ne devletin kendisinin ne de patronun eline cebini atmayıp işçinin kendi cebinden kendi işsizliğini karşıladığı bir durum oluşturuluyor. DİSK’in hesaplamalarına göre 135 Milyar TL’lik İşsizlik Fonu milyonlarca işçi için kullanılsa tüm işçiler, asgari ücret alarak 3 ay boyunca evlerinde kalabiliyorlar. Şimdi sormak lazım aynı İşsizlik Fonu ile işçiler sağlığını koruyarak 3 ay evlerinde kalabiliyorken neden ücretli izin hakkını tanımıyorsunuz? Çalışırken sağlığımızla işsiz bırakırken ekmeğimizle oynamak; patron yandaşlığı, işçi düşmanlığı değil de nedir?
Patronlara tanınan ücretsiz izin hakkı, işçinin işten atılmasından daha kötü koşullar yaratıyor. İşsiz kalan bir işçinin iş akdi feshedildiği için tazminat vb. haklarını teslim alarak kendine yeni bir iş bulma imkanı varken; bu uygulamayla iş akdi devam ettiği için (işten atılmış sayılmadığı için) bu para bana yetmez, ben bu parayla geçinemem yeni bir iş yerinde çalışmaya başlayacağım deme hakkını da ortadan kaldırıyor. Böylelikle patronlar ‘ücretsiz izin’ adı altında çıkardığı veya bir süre işsiz bıraktığı, çalışma hayatından uzaklaştırdığı işçiye karşı hiçbir sorumluluğu da bulunmuyor.
İşten atmaların yasaklanması, ücretli izin hakkının olmadığı koşullarda işçiler için bir şey ifade etmiyor, yine çalışırken virüse yakalanma ile ücretsiz izine çıkarılırsa açlıkla baş başa kalma durumu sürüyor. Buradan hareketle işten atılmaların yasaklanmasının yanına ücretli izin hakkını ekleyip bu talep etrafında tüm emek örgütlerinin, işçilerin en temel hakkı için mücadeleyi yükseltmesi gerekiyor. Diğer türlü çarklar dönmeye, işçiler ya koronadan ya da açlıktan ölmeye devam edecek!
Yurtsever Sosyalist İşçi – Sayı:3