Kürtçe’nin önemine dikkat çekmek için önemli bir yere sahip olan Kürt Dil Bayramı, bu yıl da çeşitli eylem ve etkinliklerle kutlandı. Kürtler, dil bayramını kutlarken yıllardır farklı dil ve kültürlere olan tahammülsüzlüğü ile kendini gösteren yasakçı zihniyette Kürtçe konser, tiyatro gibi bir çok etkinliği engelledi.
Diyarbakır’da 15 Mayıs’ta siyasi partilerin temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla Kürt Dil ve Kültür Ağı ile Kürt Dil Platformu öncülüğünde yapılmak istenen yürüyüş polisler tarafından engellendi. Şanoya Bajêr a Amedê (Amed Şehir Tiyatrosu) ekibi tarafından Miguel de Cervantes’in “Don Kişot” kitabından Kürtçe’ye uyarlanan “Don Kixot” oyunu AKP’li Çayırova Belediyesi tarafından 16 Mayıs’ta engellenerek, gösterimine izin verilmedi. Yine Kürt sanatçılar Aynur Doğan ile Metin- Kemal Kahraman’ın da konserleri çeşitli gerekçelerle iptal edildi.
Amed Şehir Tiyatrosu oyuncularından Berfin Emektar, Kürtçe’ye olan tahammülsüzlüğe dikkat çekerek, tüm engellemelere rağmen Kürtçe tiyatro yapmaya devam edeceklerini söyledi.
‘YASAKLANAN OYUNLARIN HEPSİ KÜRTÇE’
Emektar, Kürt sanatına karşı yapılan engelleme ve yasaklamaların komik gerekçelerle yapıldığını söyledi. Kendilerine dönük engelleme gerekçelerinin “mülki amirin inisiyatifi” olarak yansıtıldığını belirten Emektar, “Bizlere, ‘biz Kürtçe’yi yasaklamıyoruz etkinliğe dair kaygıyı yasaklıyoruz’ üzerinden sözler sarf ediliyor. Ama nedense yasaklanan bütün bu etkinlikler Kürtçe. Bu da ironi bir şey” dedi.
‘HİÇBİR AHLAKA SIĞMIYOR’
Kocaeli Çayıova Belediyesi tarafından oyunlarına getirilen yasağa değinen Emektar, “Don Kixot oyunumuz 28 Mayıs’ta Kocaeli Çayırova Belediyesi’nde oynanacaktı. İstanbul’da Seymen Organizasyon tarafından düzenleniyordu. Biz de o organizasyonun katılımcısıyız. Organizasyon şirketi gidip anlaşmayı yapıyor, biz sadece etkinliğin bir parçasıyız. Ama bir gece yarısı engellendiğini duyuyoruz. Ve onlara yapılan tebliği de çok komik; ayın 13’ünde ve gece saat 10.30’ta mesai saatleri dışında bir telefonla bildirim yapılarak, ‘biz salonu size yanlışlıkla verdik, bunun içinde etkinliğiniz iptal edilmiştir’ diyorlar. Ellerinde sözleşmeleri var, kaparo ödenmiş, afişler çıkmış, biletler internet üzerinde satışa çıkarılmış. Bu hiçbir ahlaka sığmıyor. Yapılanlar politik gerekçelerle yapılıyor. Yani bir kamu kurumunun kendi sözleşmesine bile uymama durumu söz konusu. Nereden tutsan çok komik gerekçeler. Aynı zamanda Aynur Doğan konseri için de yapılıyor. Yani çok belli ki, birileri oturup, Kürtçe etkinliklerine dair yasaklama kararı alıyor” ifadelerini kullandı.
‘ÖZEL SALONLARDA DA ENGELLEME’
Amed Şehir Tiyatrosu olarak ilk kez yasak ve engellemelere maruz kalmadıklarını söyleyen Emektar, oyunlarının birçok yerde çeşitli gerekçelerle engellendiğinin altını çizdi. Tuttukları her salonda valilik izninin istendiğini aktaran Emektar, “Prosedür olarak böyle bir şey yok. Bir belediye etkinliğinde, kapalı bir mekânda valilik iznine gerek yok. Ama mesele ya da söz konusu Kürtçe olduğunda valilik izni başta olmak üzere, oyun texstleri, metin, oyuncu kadrosunun hepsi isteniyor. En son Mardin Valiliği, Kürtçe ‘Tartuffe’ oyununu engelledi. Bir özel sektör salonunda yapmamıza rağmen bu oldu. Yine telefonla aranarak, hiçbir yazılı gerekçe sunmadan yapıldı. Ve biz o oyunu oynayamadık. Sonra kamuoyunda ses getirince, komik gerekçelerle pandemi kaynaklı engellendiği söylendi” dedi.
Emektar ayrıca, “‘Bizim meselemiz Kürtçe değil deniliyor’ ama her seferinde nedense ne olduğuna dair bir şey söylenmiyor. Kürtçe değil de ne? Neden Tartuffe yasaklanıyor. Türkçe Tartuffe yasaklanmış mı? Ama biz nedense böyle yasaklarla karşılaşıyoruz” diye ekledi.
‘ÖTEKİ’ OLANA TAHAMMÜLSÜZLÜK
Yasaklamaların ve engellemelerin artık tüm kesimlere sirayet etmeye başladığını belirten Emektar, Türkiye’deki yasaklama meselesinin dil meselesini de aştığını, artık “öteki” olana dair her şeyin yasaklandığını vurguladı. Emektar, “Bu ülkede sadece Kürtçe tiyatrolar engellenmiyor, Türkçe oyunlar da engelleniyor. Bu asla kabul edilebilir bir şey değil. İkiyüzlülükleri TRT Kurdi ile görülüyor. Onun dışındaki her şeye de bir tahammülsüzlük var. Bu ikiyüzlülük asla kabul edilir değil. Yani şunu söylüyor, ‘ben ne istersem Kürt onu söyler.’ Ama böyle bir şey yok. TRT dediğimiz yerde hiç canlı yayın yok. Her şey sansürlü bir şekilde karşımıza çıkıyor. Oradaki Kürt’te aslında istediği gibi konuşan ve yapan Kürt değil maalesef” diye belirtti.
‘KÜRT SANATÇILAR VAZGEÇMEYECEK’
Tüm saldırılara karşı Kürtçe tiyatroyu sahipleneceklerinin altını çizen Emektar, devamla şöyle konuştu: “Yaşananlar ‘Onlar bunları yasakladı ve biz vazgeçiyoruz’ anlamına gelmiyor. Asla Kürtçe sanat yapmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bu yeni bir şey değil. 25 yıldır Kürt tiyatrosu yapıyoruz ve bu yasaklamalarla ilk defa karşılaşmıyoruz. 25 yıl öncede vardı, 10 yıl önce de vardı, geçen ay da vardı ve önümüzdeki yıllarda olmayacağının hiçbir garantisi yok. Ama biz Kürt tiyatrosunu yapmaya devam edeceğiz. Belki onların salonlarında yapmayabiliriz belki buna engel koyabilirler ama elbette Kürt sanatçıları, tiyatrocuları, müzisyenleri kendi sanatını yapmak için her zaman bir yol bulacak. Bir yol yoksa da her zaman ki gibi bir yol açılır. Tüm baskılara rağmen işimizi yapmaya devam edeceğiz.”
MA / Eylem Akdağ