Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri 

“Umarım bir daha İsa bile gelse, 

tüm yetkiyi tek kişiye verecek kadar aptal olmayız” 

Konrad Adenauer  

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (İlerici Cumhuriyet Partisi), Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk muhalefet partisidir. 

CHP’ye karşı ilk “gerçek” anlamda muhalefet eden partidir. CHP’nin içinden doğmuştur. 

Mustafa Kemal Milli Mücadeleye atıldıkları ilk andan itibaren hemen hemen her önemli gelişmede Kazım Karabekir’in fikrini almış pek çok konuda da kendisini bilgilendirmişti. 

Cumhuriyetin ilan edilmesinde fikri sorulmamıştı. 

Kazım Karabekir, kendisi ve yol arkadaşları için onaylarına başvurulmadan Cumhuriyet’in ilan edilmesini bir ayrılık sebebi olarak gördükleri düşüncesinde olan Mustafa Kemal’in sözlerine de cevap verme lüzumu hissetmişti “İstiklal Harbinin en tehlikeli günlerinde sonuna kadar fedakar arkadaşlarının rey ve irşadına ihtiyaç gösteren Mustafa Kemal, artık muzaffer bir başkumandan sıfatı ile mahiyet kumandanlarına cumhuriyet dikte ettirmiştir.  

Cumhuriyet’in ilanının haber verilmediği, istişare edilmediği, Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Refet Bele, Adnan Adıvar gibi Mustafa Kemal’in silah arkadaşları yeni bir parti kuracaklarına dair basında çıkan haberler gerçekleşmişti. 

Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ülkenin kuruluş döneminde yeni siyasal ve toplumsal düzenin ne olacağı konusunda Mustafa Kemal’le Kazım Karabekir’in farklı bakış açılarına sahip olduğu ortaya çıkmıştı. 

TCF salt bir iktidar mücadelesi değildir. Mustafa Kemal ve çevresi ile Kazım Karabekir ve arkadaşları arasında ortaya çıkan düşünce ve yöntem ayrılıkları bu Parti’nin kurulmasına sebep olmuştur.  

Kazım Karabekir’in toplumsal hayatta bir değişimin ve modernleşmenin gereğine inanıyordu. Bu değişim ve modernleşmenin toplumla beraber, tabandan gelen kültürel değerlerle uyumlu ve zamana yayarak gerçekleştirmek istiyordu. 

  “”1920’lerin sonlarından itibaren yazdığı Benlik’teki şiiriyle, cumhuriyet yönetiminden beklenenlerin gerçekleşmediğini ve yine II. Abdulhamit’in istipdatına benzeyen bir döneme girildiğini iddia etmektedir. Hatta “Hep Bir Tip Bir” adlı şiirinde adlarını vermeden II. Abdulhamit, Enver Paşa ve Atatürk’ü kendi dönemlerinin benzer tipleri olarak ele almaktadır. Karabekir’in adı geçen üç simge isme yönelttiği eleştirinin kaynağında, kendisinin katılımcı, kolektif yönetim anlayışı ve Cumhuriyet yönetimine yüklediği anlam yatmaktadır.””(Ali Çiftçi) 

Kurtuluş Savaşı’nı başlatan beş kişilik komuta kademesinde ki Mustafa Kemal’in dışındaki diğer dört komutan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nda yer almışlardır. 

Bu parti dini inançlara saygılı, demokrasi ve liberalizmi benimseyen, partili cumhurbaşkanlığına karşı bir anlayışla 17 Kasım 1924 yılında resmen kuruldu. 

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) neden kapatıldı? 

Partili cumhurbaşkanlığı sistemi bugün olduğu gibi dünde kendisine karşı tehlikeli ve rakip olarak gördüğü partiyi kapatmak istemişlerdir. 

Kürdistan bölgesinde 1925 yılında başlayan Şeyh Sait İsyanı nedeniyle TCF, iktidar partisi tarafından eleştirildi. Bu süreçte başbakan Ali Fuat Okyar görevinden ayrıldı. İsmet İnönü başbakan olarak göreve getirildi. Başbakan İsmet İnönü ilk icraat olarak Takrir-i Sükun Kanununu yürürlüğe koyarak “Sıkıyönetim” ilan etti. Bu kanun ile TCF yasadışı faaliyetlerden sorumlu tutularak 5 Haziran 1925’te resmen kapatıldı. 

TCF’nin kapatılmasından bir yıl sonra İzmir’de Mustafa Kemal’e karşı girişilen suikast sonrasında, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy’un da bulunduğu birçok komutan tutuklanarak idama mahkum edildiler. Ordudaki subayların karşı çıkmaları ve protestoları sonucu Kazım Karabekir ve Ali Fuat Cebesoy idam edilmediler. 

Türkiye siyasetinde önemli rol oynayan Kazım Karabekir yine kendisi gibi Türk siyasal ve sosyal hayatında önemli rol oynamış olan Ali Fuat Cebesoy, Nazım Hikmet, Mehmet Ali Aybar, Sabri Ülgener gibi kişilerle akrabalık ilişkileri vardır. 

Sonuç olarak, dünkü olaylardan ders alınmadan bugün de adına “Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi” ile bir ülkenin yönetimi tek kişiye verildi. Aynı uygulamalarla, aynı sonuçlar elde edildi. 

Dün Şeyh Sait İsyanından dolayı kapatılan TCF bugün Kent uzlaşısı dedikleri, Kürt seçmenlerin CHP ile batı illerinde kurdukları seçim ittifakından dolayı başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere birçok belediye başkanı görevden alındı tutuklandı ve yerlerine kayyum atandı. 

Bugün cumhuriyetin yüzyıllık geçmişine dönüp bakıldığı zaman demokrasi ve yerel yönetimlerin özerkliği anlamında pek yol alınmadığı görülür. 

Dün bu muhalif partiler kapatılmamış olsalardı belki bugün ülke bu ve benzeri sorunları yaşamıyor olabilirdi.