1960’lı yıllarda lisede okurken ilk kez Sabahattin Ali’nin “Sırça Köşk”ü yapıtıyla tanıştım. O günden bu yana O’nun okuduğum bu yapıtını hiç unutamadım. Sonraları diğer yapıtlarını tümden okuduğumu anımsıyorum. Öldürülmesi olayı ise başlı başına devletin işlediği trajik bir senaryodan başka bir şey değildi.