Site icon Rojnameya Newroz

SYRİZA KAZANMIŞKEN, KAYBETMENİN ACI GERÇEĞİYLE YÜZLEŞEBİLİR! / SİNAN ÇİFTYÜREK

Yunan halkı yapacağını yaptı onurlu bir duruşla AB Troykasının yeni kemer sıkma paketine “hayır” dedi. IMF, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu’ndan oluşan Avrupa Troykasının özellikle de Almanya’nın dayatmasına karşı kararlı bir tutum alarak beklenilenin de çok üstünde bir oranla kemer sıkmayı reddetti. Bu haliyle halk, başbakan Çipras ve hükümetinin de önüne geçti.

Bir süreden beri Yunan halkı “yeni kemer sıkmalar olmadan krizden nasıl çıkarım” diye kara kara düşünüyorken, referandum sonrası düşünme sırası Merkel ve Troyka yöneticilerine geldi. Yani “ya Yunanistan’ı İspanya, Portekiz ve hatta İtalya gibi Akdeniz’in diğer kırılgan ekonomileri izlerse”; “ya ekonomik kriz çevreden merkeze (bize doğru) doğru tırmanırsa” diye şimdi kara kara onlar düşünsünler! Merkel’in basına yansıyan fotoğrafı da zaten “ne olacak halimiz” diye düşündüğünün tipik kanıtı!

Yunan halkının, referandumda böylesine yüksek oranda “hayır” demesinde birden fazla faktör etkili oldu. Bunlardan öne çıkanlar olarak:

 

Birincisi; Radikal sol SYRİZA’nın, AB Troykasının dayatmaları karşısında elini güçlendirebilmek için halkı “hayır” demeye çağırmasıdır. Çağrının halk nezdinde karşılık bulması SYRİZA’nın tabanını çok aştı. Yunan Komünist Partisi ve diğer sol yapıların da destek verdiği görülüyor ancak alınan %61 gibi yüksek “hayır” oranına bakılırsa bu oran, sosyal demokrasi, radikal sol ve komünistler dahil solun toplam oy oranının da üstündedir. Demek ki sağ siyaset liderlerinin “evet” çağrılarına ve AB Troykasının desteğine rağmen Yunan sağ siyasetine oy veren seçmenin bir kısmı da “hayır” demiştir. Demek ki ekonomik kriz ve önemlisi Troykanın dayatmaları ve aşağılayıcı söylemlerinin Yunan halkı üzerinde çok etkisi olmuştur.

 

İkincisi; Güçlü demokrasi deneyimi olan Yunan halkı, başta Merkel olmak üzere AB liderlerinin aşağılayıcı, onur kırıcı tutumuna kararlı ve onurlu bir karşı tutum aldı. Yunan halkı; ülkelerindeki ekonomik krizin temelinde, Troykanın “tembel Yunanlılar çalışmadılar. Yan gelip yattılar, borç alıp yediler. Şimdi kemer sıkarak bunun bedelini ödemelidirler” şeklindeki iddialarının yalan dolan olduğu; yaşadıkları ekonomik krizinin temelinde Almanya, Fransa gibi merkez emperyal devletlerin kendi krizlerini Yunanistan gibi çevre ülkelere ihraç etmelerinin yattığının az-çok bilerek davrandı.

Zaten, “Yunanistan’ın 300 milyar civarında Euro borcuna bakıldığında; bunun % 30’nun sadece Fransa ve Almanya’nın özel ile kamu bankalarına ait borçlar olduğu görülür. Yunanistan’a banka, özel sektör kuruluşları ve hükümet olarak en çok borç sağlayan ülke 56,7 milyar dolarla Fransa oldu. Fransa’yı 33,9 milyar dolarla Almanya, 14,6 milyar dolarla İngiltere, 7,3 milyar dolarla ABD, 4 milyar dolarla İtalya takip etti”ği gerçeği (SYRİZA, Podemos… Avrupa’nın Yeni Sosyal Demokrasisi!” başlıklı yazımdan) yaşanan krizin kaynağını ortaya çıplak koymaktadır.

Yunanistan cephesi böyle peki Almanya, Fransa gibi AB patronları açısından durum nedir? SYRİZA’nın başarı veya başarısızlığı neyi ifade eder?

Avrupa’da ağırlaşan ekonomik krizin çevreden merkeze ilerleyeceği korkusuna,  siyaset merkezinin zayıfladığı Yunanistan örneği ile hem örtüşmesi hem de Podemos benzeri diğer Avrupa ülkelerine bulaşıcı nitelik taşıması nedeniyle “bize de yansır” korkusu Merkelleri daha çok düşündürüyor.

Düşündürüyor çünkü “Euro bölgesi sınırları içerisinde Yunanistan, İspanya gibi zayıf ekonomiye sahip devletlerin aşırı borçlanmasına karşı Almanya bütçesinin cari fazlalık vermesi yukarıdaki tablonun sonucu ve de izahıdır! Demek ki AB’de yaşanan ekonomik krizin temelinde bir yönüyle Euro bölgesinin merkezinde yer alan ülkelerin krizini çevreye ihraç etmeleri yatıyor. Çevre üzerinden kriz atlatılamazsa yarın öbür çevreden merkeze doğru ilerleyecektir, ilerliyor da! Almanya, Fransa’nın asıl korkusu da bu” demiştim aynı yazıda.

SYRİZA referandumda zafer kazanmışken kaybetmenin sorunlarıyla yüzleşebilir.

Denilebilir ki Yunan halkı “haydi SYRİZA haydi Çipras göreyim sizi” diyerek alacakları kararların arkasında olacaklarını ilan etti etmeye fakat Çipras ve partisinin hareket alanı pek de öyle geniş değil. Kemer sıkmaya “hayır” demek kolay fakat AB ve Euro bölgesinden “çıkacağım” demek zor ki zaten Çipras ve partisinin de böyle bir hedefi yok. Olmadığı için de Çipras referandum sonucunu,  “referandumda hayır demek AB ve Euro’dan çıkış olarak algılanamaz” dedi.  Çipras, Yunan halkının “hayır” tutumunu, Troyka ile pazarlığa otururken daha esnek bir kemer sıkmaya ikna etmenin dayanağı olarak görüp kullanmak istiyor! Böyle bir çıkış arayışı yani Euro bölgesi içerisinde çıkış araması işini zorlaştırmanın da ötesinde SYRİZA’yı beklenmedik erken yenilgiye götürebilir.

Günlük ekonomik, ticari hayatın üzerinden döndüğü bankalar kısa sürede açılmazsa; hızla yükselen işsizlik en azından frenlenmezse; evde kazanı  kaynatacak kadar aş bulunamazsa; çalışan ile emeklinin maaşı ödenememesi ile burun buruna gelinirse… halkın SYRİZA’ya desteği sınırsız olmayacaktır.

Halk SYRİZA’ya destek verdi ama bilelim ki halkın sabrı ve açlık direnci sınırsız değildir. Bu durumda SYRİZA şu seçeneklerle yüz yüze geliyor, gelecektir:

SYRİZA’ya bir adım daha sola kayarak komünist parti ile yakınlaşacak sistem dışı çözüm arayışıyla AB dışında olduğu gibi kapitalizm seçeneği dışında çözüme yönelecek!

Ya da SYRİZA, yumuşak veya sert ama özünde Troykanın taleplerine evet diyerek kemer sıkmaya yönelecek. Çipras’ın referandumunda “hayır” çıkmasının hemen ardından “yarın yapılacak olağanüstü Avrupa Birliği (AB) zirvesinde yeni teklif sunacağını” söylemesi yumuşak geçişli kemer sıkmaya razı olacağının işaretleri gibi duruyor.

Eğer gerçekten SYRİZA böylesine açık, kararlı bir desteğe rağmen Troyka ile kemer sıkmaya oturursa; bu durumda da ilk seçim veya yeni bir referandumda halk bu kez SYRİZA’nın defterini dürecek. Böylece zafer kazanırken kaybetmeyle erkenden yüzleşmiş olacak. Bu iki seçeneğin dışında üçüncü bir seçenek görünürde gözükmüyor çünkü mevcut durum uzun vade bir yana yakın vadede bile sürdürülebilir olmaktan hızla çıktı, çıkıyor. Her geçen gün sokaktaki işsizin, kapalı bankaların ATM’leri önünde kuyruk bekleyenin ve genelde işçi emekçilerin sabrı tükeniyor! 07-07- 2015

 

canbegyekbun@hotmail.com

Exit mobile version