Ana SayfaNIVÎSKARÊNSığınmacılar ve ırkçılık

Sığınmacılar ve ırkçılık

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Suriye iç savaşının başladığı gün olan 15 Mart 2011 tarihinden bu yana çatışmalar nedeniyle Suriyeliler komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldılar. Bundan Türkiye’de nasibine düşeni aldı. Binlerce Suriyeli göçmen, sığınmacı, mülteciler can havliyle kendilerini Türkiye topraklarına attılar. Başta metropoller olmak üzere ülke sathına yayıldılar. Bu sığınmacılar ilk geldiklerinde karanfillerle karşılanmadılar ama bu kadar yüksek dozda ırkçılıkta açığa çıkmış değildi.

İktidarın yanlış ekonomik ve sosyal politikaları yüzünden iflasın eşiğine gelen ülkede son demlerde fatura, iktidar ve muhalefet yandaşları tarafından sığınmacılara kesildi. İktidara laf edemeyenler zayıf halka olan mağdur sığınmacıları günah keçisi olarak seçtiler. Başta ana muhalefet partisi genel başkanı olmak üzere sağlı sollu siyasi partiler Suriyeli, Afganistanlı, Pakistanlı, İranlı vs sığınmacıları en erken biz göndeririz yarışına girdiler.

Türkiye’deki başta işsizlik, yoksulluk, enflasyon olmak üzer yaşanan sorunların sığınmacılardan kaynaklandığını iddia etmek “cambaza bak cambaza” diyerek gerçeklerin üzerini örtmek, dikkatleri başka yere çekmektir. Düşük ücretlerle, sosyal güvencesiz çalıştırılan sığınmacı emekçiler bir taraftan patronların diğer taraftan ırkçıların hedefleri haline gelmişlerdir.

Demokratik, laik, anadilde bir eğitim alamıyorsak, sağlık kurumlarından insani şartlarda yararlanamıyorsak, ilaç bulamıyorsak, her gün elektriğe, doğalgaza, yakıta zam geliyorsa, binlerce eğitimli (doktor, mühendis) insan ülkeyi terk ediyorsa bunun sebebi sığınmacılar değil kendi insanına değer vermeyen “giden gitsin” diyen zihniyettir ve yanlış özelleştirme politikalarıdır.

Devşirmeler vatan savunması kisvesi altında sığınmacı karşıtlığını, düşmanlığını meşrulaştırıyorlar. İslam kardeşliği ile Filistin’i, Filistinliyi savunmak, sahiplenmek Suriyeliyi, Afganistanlıyı, Pakistanlıyı, İranlıyı kovmak ikiyüzlülük ve riyakârlıktır. Sığınmacılar iktidar ve muhalefet arasında bir seçim vaadine, seçim aksesuarına dönüştürülmüş durumdadırlar. AKP iktidarı bugüne kadar sahiplendiği muhacir, enser, ümmet dediği Suriyeli sığınmacıları yakınlarıyla Ramazan Bayramı’nda bayramlaşmaya, ırkçı dalgadan dolayı göndermedi, gidişlerini yasakladı.

Ülkede her geçen gün yükselen ırkçı dalgayla seçimi kaybedeceğini anlayan AKP iktidarı sığınmacı hamiliğini bırakarak bir milyon Suriyelinin geri gönderileceğinden bahsediyor. Şam, Halep, Humus, Deyrizor illerinden gelenleri Afrin, Azez, Serekani, Gre Spi  gibi Kürtlerin yerleşim yerlerine yerleştirerek bir Arap kemeri oluşturmak istiyor. Buraların demografisini değiştirerek sorunu içinden daha da çıkılmaz hale getirmek istiyor.

Muhalefet Suriyeli sığınmacılar konusunda oldukça riyakâr davranıyor. Sınır ötesi operasyonlara evet diyeceksin, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin yağmalanmasına göz yumacaksın, görmeyeceksin ama savaştan kaçan bu insanları cihatçı teröristlerin kucağına atacaksın.

İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yapılan Türkiye’de kutuplaşmanın boyutları araştırmasında “Suriyeliler Ülkelerine Geri Dönmeli mi?” sorusuna “EVET” cevabını veren seçmenlerin oranı ülke genelinde %86 olarak tespit ediliyor. Parti seçmenleri arasında gitsinler diyenlerin oranı AKP %83, CHP %92, İyi Parti %94, MHP %88, HDP %75. Asıl burada üzücü olan bünyesinde devrimcileri, sosyalistleri, demokratları, Alevileri, samimi dindarları barındıran HDP seçmeninin bu ırkçı, tekçi zihniyetle “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” diyenlerle aynı safta yer almasıdır. Burada HDP seçmenine düşen göçmen, sığınmacı, mülteci karşıtlığı değil, kardeşliği ve dostluğudur.

Ekonomik, siyasal, toplumsal krizlerini çözemeyen, çözüm üretemeyen iktidar ve muhalefet başarısızlıklarının faturasını sığınmacılara kesmektedirler.

Sığınmacı iade anlaşmaları iptal edilmeli. Hiçbir sığınmacı Suriye’de Esad rejimine, İran’da Molla rejimine, Afganistan’da Taliban… zihniyetine iade edilmemelidir. Emekçi sığınmacıların emekleri ucuz iş gücü olarak sömürülmemeli, eşit işe eşit ücret almaları ve sosyal güvenceli çalışmaları sağlanmalıdır.

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights