Nasıl bir dönemden geçilirse geçilsin burjuvazi için sömürmek, kar etmek için çalıştırmak zorunluluktur. Sermayenin değişmez kanunudur. Sermaye işçi ve emekçileri salgın hastalıklarda, bayramlarda, özel günlerde, fazla çalıştırmayı pek sever. Çoğu zaman bunu çekici hale getirmeyi başarır. Şöyle ki burjuvazi hiçbir zaman işçiye hakkını vermez, daima düşük ücretle çalıştırır. İşçi de mecburen yaşayabilmek için gece gündüz durmadan çalışır. Üstelik bu fazla çalışmaları bir lütuf olarak görür. Değişmeyen mantalite şudur. Hasta olana kadar, iş kazası geçirene kadar çalıştırmak. Sermayedarlar için önemli olan, çarkın dönmesi, şalterin inmemesi, kardan zarar etmemesidir.
Mustafa KORKMAZ / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Sermayedar en ufak bir sorunun, iş kazasının, üretimde verim düşüklüğünün müsebbibi olarak işçileri sorumlu tutar. Mesela Zonguldak’ta sağlık emekçilerinin koruyucusuz ve iş güvenliği tedbirlerini almadan çalıştırılması sonucu sağlık emekçilerine Kovid-19 virüsü bulaştı. Hasta olmalarından dolayı, il yöneticisi büyük bir pişkinlikle birinci ağızdan sağlık emekçilerini suçlamış üstelik bizi el aleme rezil ettiniz gibi gülünç söylemlerde bulunarak.
Sermayenin hükümeti olan siyasal iktidar almış olduğu ekonomik önlemleri sermaye gruplarını kurtarmak üzerine kurgulayıp planlamıştır. Açıklamış olduğu ekonomik pakette emekçiler yararına hiçbir şey yoktur. Olanların ise kendi taraftarlarına denk gelecek şekilde planlamıştır. Sözde işten çıkarmaları yasaklamıştır. Ancak öyle bir pratik yöntem bulmuştur ki akıllara durgunluk verecek türden. İşveren işçiyi ücretsiz izine ayırabiliyor. Ayrıca ayırıyor da. Ancak işçinin itiraz hakkı yok. Ne yiyecek ne içecek, kimsenin umurunda değil.
Tezatlıklar birbirini kovalıyor. Ücretsiz izin bahanesiyle ve kendiliğinden kapanan iş yerlerinde milyonlarca işçi açlığa mahkum edilirken, bulaşıcı hastalık tespit edilen iş yerlerinde özellikle Gaziantep organize sanayi bölgelerinde üretime devam ettiriliyor. İtiraz edenlere veya çalışmama hakkını kullanmak isteyenlere, ücretsiz izin ya da işten atılma ikilemiyle baş başa bırakılıyor. Sermayenin aç gözlülüğüne bakın, hafta sonları büyük şehirlerde uygulanan sokağa çıkma yasaklarında işe gidemeyen işçileri hafta sonları yıllık izinlerinden düşülüyor. Malatya GAP Tekstilde binlerce işçi ücretsiz izne gönderiliyor.
İçinde yaşadığımız kapitalist sistemde hiçbir şey tesadüfü değildir. Üstü örtülü bir af yasası çıkartılıyor. Ne kadar toplum zararına suç işlemiş insan var ise, (yaklaşık yüz bin kişi) sokaklara salınıyor. Bunların hepsi kendi taraftarları. Yoksa neden bu kadar ısrarcı olsunlar. Yasa meclisten geçtiği için kutlama neden yapılır. Kim bu affa uğrayanlar, başta işçi düşmanları devrimcileri katledenler, kadın katilleri, uyuşturucu satıcıları, çocuk katilleri, çocuklara vakıf yurtlarında tecavüz edenler, 301 madencinin diri diri yanmasına sebep olanlar vs. Bu suçları işleyenlerin haberini yapan gazeteciler, halkın özgür iradesiyle seçtiği milletvekilleri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, özgürlük ve barış isteyenler hapishanelerde kalmaya devam ediyorlar. Rivayet odur ki af konusunda neden bu kadar ısrar ediliyor. Efendim yeraltı dünyasının kontrolü ülkücüler hapishanede olduğu için başkalarının eline geçmiş! Bir de önümüzdeki dönemde yükselişe geçecek olan toplumsal ve sınıfsal mücadeleyi engellemek için cezaevlerinde muhaliflere yer açmaktır.
Yine salgın hastalığa dönelim. Salgınla ilgili yorumda bulunanlara hain denilip soruşturma açılmaya başlandı.
Dünya harikası, doğanın bize armağanı Salda gölünde halkın dışarı çıkıp tepki gösterememesini fırsat bilip, iş makinelerini çalıştırmaya başladılar bile.
Türkiye ve Kürdistan’daki uzun süreli işçi eylemleri ve grevler yasaklanıyor. Mazıdağı’ndaki Cengiz Holdingin madenlerine yapılan tren yolunda çalışan işçilerin işten çıkarılmasıyla ilgili mücadeleleri devam ediyor.
Çok ama çok acı olan şey şudur. Yakın tarihimizin belki de en trajik olayı, salgın hastalık nedeniyle İran hapishanelerinden kaçan Yurtsever Kürt muhalifi Mustafa Selim’in Kürdistan’da komployla yakalanıp yine Kürtler tarafından İran’a teslim edilip idam edilmesi. Ne alaka derseniz her şey birbiriyle ilgilidir.
Kapitalizm kendini hep eşitsizlikler üzerine inşa etmiştir. Yetmiş yıllık sosyalizme kaptırdıklarını ve intikam almaya devam ediyor.
Uluslararası çalışma örgütü (İLO) bu salgın hastalık ve ekonomik kriz sonrası 195 milyon kişinin işsiz kalabileceğini tahmin etmektedir.
Yurtsever Sosyalist İşçi – Sayı:3