Ana SayfaNIVÎSKARÊNMuhalefetsiz iktidar 

Muhalefetsiz iktidar 

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri 

Siyasal açıdan iktidar kavramı; güç, otorite, kontrol gibi olguların bir arada bir merkezde toplanmasıdır.  

Demokrasiyi içselleştiremeyen ülkelerde bu kavramlar halk üzerinde baskı aracı olarak kullanılır. Böylesi otoriter devletler baskıcı iktidarları destekler. Çünkü devleti yönetenlere, devleti sahiplenenlere göre toplum zapturapt altında tutulması gerekir. 

Demokratik ülkelerde bu kavramlar halkı korumak için güvenlik şemsiyesi işlevini görür.  

Demokratik ülkelerde, devlet şemsiyesi altında yöneten ve yönetilen sınıflar var. Yönetenler demokratik seçimlerle seçilir ve iktidar olurlar. Başarısız olmaları durumunda yine seçimle sorunsuz iktidarı devrederler. 

Yönetimler açısından farklılık gösteren nokta ise yönetme biçimi, yasalarına uyup uymama, güç, otorite, kontrol mekanizmasının halk üzerinde uygulanma biçiminde saklıdır. 

İktidar, yönetilenlerin rızasına dayanmak zorundadır. İktidar yönetilenlere karşı görev ve sorumluluğunu yerine getirmekle mükelleftir. Aksi takdirde yönetilenlerin iktidarı demokratik yollarla değiştirmek gibi bir hakları vardır. 

Almanya’da 23 Şubat 2025 tarihinde muhalefetin talebi ve yönetilenlerin iktidardan memnun olmamaları üzerine erken seçim yapıldı. Her siyasi parti itiraz etmeksizin hakkına razı oldu. 

Kamuya sunulan hizmetlerin halkın ihtiyaçlarına çözüm olabildiği oranda iktidarın başarılı veya başarısız olduğu ortaya çıkar.  

İşçi, memur, asgari ücretli, emekli sokağa dökülüyorsa, esnaf kepenk indiriyorsa, vatandaş çarşı-pazardan istediğini alamıyorsa, her geçen gün işsizlik artıyorsa bu verilere göre tabii ki iktidar başarısızdır.  

Muhalefet ise ruhsuz, kifayetsiz, dağınık, ırkçı… iktidar karşısında bir başarı gösteremiyor. 

Muhalefet, müesses nizama, iktidarın politikalarına, kurumlara karşı farklı bir siyasi görüş ve tutum sergileyebilir, değişiklik talep edebilir.  

Ama bu muhalefetin anti demokratik kurumlarla sorunu yok, kişilerle sorunu var, sadece bu kurumların başına geçmek istiyor onu da beceremiyorlar. 

Totaliter, baskıcı, vatandaşın sivil alanını kısıtlayan, her konuşanı “SİLİVRİ”ye gönderen AKP iktidarına karşı, ürkek, korkak, utangaç, mikrofon ve kürsü muhalefeti yapan başarısız bir muhalefet var. 

Bu muhalefetin son yirmi yıldır kendini tekrarlamaktan başka yaptığı bir şey yoktur ortada. 

Ülkeye hukukun gücü değil, gücün hukuku hakim olmuş durumda.  

Bu durumun yegane sorumluları muhalefet partileri, ağır bedelini maddi, manevi ödeyen ise halktır. 

Tabiri caizse iktidar dişine göre bir muhalefet bulmuş. 

AKP iktidarı cumhuriyet tarihinde en fazla ülke yönetiminde yer alan parti olarak tarihe geçecek. Bu AKP’nin başarısı değil, muhalefetin başarısızlığından kaynaklanmaktadır. Çünkü muhalefet, muhalefetçilik oynuyor.  

Muhalefeti dizayn eder, muhalefeti kavga ettirir, böler, muhalefetten milletvekili, belediye başkanını devşirir vs yani ülke gündemini iktidar belirler. 

Politikasızlık girdabına saplanıp kalan muhalefeti yapay gündemlerle meşgul ettiriyor. 

Siyasal iktidar, iktidar gücünü kullanarak ülkede yaşayan muhalif kesimlere (siyasetçi, gazeteci, iş insanı, sivil vatan…) her istediğini yaptırabilmesi, tutuklaması, susturma hakkına sahip değil.  

Karşısında ciddiye alınacak bir muhalefet olmadığı için istediği şekilde at oynatabiliyor. 

3-5 muhalif gazeteci her şeyi göze alarak bu totaliter ve baskıcı rejime karşı, muhalefetteki siyasi partilerden daha iyi, daha güçlü muhalefet yapıyorlar. 

“İktidar, sosyal ilişkiler çerçevesi içinde bir iradenin, ona karşı gelinmesi halinde dahi yürütülebilmesi imkanıdır” diyor Max Weber. 

Adeta ülkenin bugünkü durumunu özetlenmiştir. 

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights