85 gündür açlık grevinde olan HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Avrupa Parlamentosu’na ve CPT yetkililerine yazdığı mektupta, tecridin kaldırılması için gerekli girişimlerde bulunulmasını istedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani ve Avrupa Konseyi İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezalandırmayı Önleme Komitesi’ne (İşkenceyi Önleme Komitesi – CPT) açlık grevinin amacını anlatan birer mektup yazdı.
Mektuplarında “tecridin kaldırılmasının aynı zamanda Türkiye’deki demokrasinin önünü açacağına” ifade ederek bu konuda gerekli girişimlerde bulunulmasını istedi.
Güven, tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 7 Kasım 2018’de açlık grevine başlamıştı. 25 Ocak’ta tahliye olan Güven, açlık grevini evinden sürdürüyor.
Bugün açlık grevinin 85. gününde.
“AP’den yapıcı rolünü oynamasını rica ediyorum”
Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani’ye hitaben yazılan mektupta özetle şu ifadeler yer aldı:
“Avrupa Birliği’ni oluşturan tüm kurumların Türkiye’ye müzakere sürecine dönülmesi konusunda ortaya koyduğu net tavrı önemli bulmakla birlikte bu tutumun sürekli gündeme taşınmasının Türkiye’de normalleşmeye olanak sağlayacağı görüşündeyim.
“CPT’nin tecride yönelik ilke kararları ve son AKPM oturumlarında da onaylandığı üzere Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması bir ayrıcalık değil, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi temel ilkeleri savunmak ile ilgilidir.
“Avrupa Parlamentosu’ndan, başlatmış olduğum açlık grevi eylemine yönelik destek mesajları için şahsınızda, tüm dostlarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyor, Türkiye’yi karanlık bir rejime dönüştüren tecrit sisteminin kaldırılması için şahsınızın ve kurumunuzun acilen gerekli girişimlerde bulunması için bir parlamenter olarak sizden ve Avrupa Parlamentosu’ndan yapıcı rolünüzü oynamanızı özellikle rica ediyorum.”
“Meşru hakkı savunan meşru bir eylem”
CPT’ye yazılan mektupta da Güven şu ifadeleri kullandı:
“Süresiz-dönüşümsüz açlık grevi kişisel bir talep değil, cezaevlerinde 300’ü aşkın siyasi tutsağın da dahil olduğu ve giderek yayılan meşru bir hakkı savunan meşru bir eylemdir.
“CPT’nin sahip olduğu yetki ve hakları etkin bir şekilde kullanarak devam eden gayri-meşru İmralı Tecridi’ne karşı gerekli girişimleri hızlandıracağına inanıyorum ve Türkiye’de ve uluslararası kamuoyunda giderek artan duyarlılığa denk düşecek yapıcı katkıyı sağlamanızı ve kurumsal sorumluluğunuzu yerine getirmenizi bekliyorum.” (AS)
BİANET