Ana SayfaGIŞTÎKÜRDİSTAN’DA REFERANDUM VE KADER TAYİN HAKKI !..

KÜRDİSTAN’DA REFERANDUM VE KADER TAYİN HAKKI !..

Kürdistan’da referandum tarihi yaklaşırken Kürtler arasında saflar da gittikçe netleşiyor. Daha doğrusu iki saf belirginleşti. Bunlardan birisi İran ve Türkiye’nin başını çektiği „hayır“ cephesi, diğeri ise „evet“ cephesi.

Abuzer Bali Han / Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

Evet diyenler oylarını özgür, demokratik ve bağımsız bir Kürdistan’dan yana sandığa atacaklar. Hayır diyen Kürtler ise oylarını İran ve Türkiye’nin isteği doğrultusunda kullanacaklar.

Saflar bu kadar belirgin iken, bazı solcu Kürtler eski hastalıklarından kurtulmayarak şu parti varken onlardan yana evet diyemeyiz, diye karşı çıktıklarını yer yer duyuyor, ya da işitiyoruz! Bu hastalık eskiden beri Kürtler arasında hep var oldu. Bundan sonra da var olmaya devam edecek! 1975’li yıllarda başta Sovyetler Birliği olmak üzere sosyalist ülkeler faşist Sadam Hüseyin’i desteklerken, Kuzeyli Kürtlerin bugünkü bazı teorisyenleri de onlardan yana, Güney Kürdistan Ulusal lideri Molla Mustafa Barzani’ye karşı faşist cephede yer alan devletleri destekliyorlardı. Bu yaptıkları iş ile Kürt örgüt ve partili üyeler de aynı cephede yer alan liderlerinin arkasında şakşakçılık yaparak devrimci, yurtsever olduklarına inanmaktaydılar. Dolaysıyla mig Rus savaş uçaklarının peşmergelere attıkları bomba ve zehirli gazlara seyirci kalmaktaydılar!.. Hatta feodalizm tasfiye ediliyor diye bu faşist cepheye ve Kürtlerin öldürülmesine seyirciydiler!..

Aradan uzun yıllar geçti. O zamanlar Güney Kürdistan’da ulusal savaşın en etkin peşmerge güçleri KDP ve YNK’nin önderliğinde dış düşmanlarına karşı birlik yapacakları yerde, birbirleriyle üstünlük taslama uğruna birbirlerinden otuz binden fazla peşmergenin hayatına mal olan çarpışmalarla vakit geçirdiler!..

Günümüzde ulusal birlik için hemen hemen tüm Kürt örgüt ve partileri aynı dili kullanmaya başlamaları büyük bir gelişmeye işaret ediyor. Bu birlik aslında şaşırtıcı değil. Yurtseverlerin tek kurtuluş yolu birlik ve beraberlikten geçer! İran ve Türkiye gibi sömürgeci ülkelerin dilini kullanan Kürtlerin ise referandumda hiçbir etkileri olmayacak. Bu referandumda hayır diyenlerin durumu, gün gelecek faşist Sadam Hüseyin’i zamanında destekleyen faşit cephedeki Kürtlerden daha kötü olacak!..

Referandum ve bağımsızlık ortamı, yüz yıldan sonra sanki altın bir tabak içinde Kürtlere sunulan büyük devletlerin bir lütfu gibi gözükürse de Kürtler bağımsızlıkları için verdikleri savaşlarla çoktan beri özgür olmaya hak kazandılar! Tarih biraz da nankördür. Tarihte her zaman mazlumlar kazanmıyor. Vahşi ormanlardaki yaşam misali gibi. Kuvvetli olanlar diğerlerini yenerek bitirdikleri gibi! Kim güçlü ise ibreler hep onlardan yana dönmüş…

Yüzyıl önce dünyanın büyük devlerinden olan İngiltere ve Fransa bölgede Kürtleri yok sayarak Kürdistan’ı istedikleri gibi İran, Irak, Suriye ve Türkiye arasında paylaştırarak, bölgedeki egemenliklerini yıllarca sürdürmüşler. Günümüzde ise yine büyük devletler Ortadoğu’da çıkarları için yaptıkları savaş ve paylaşımda Kürtleri dışarıda bırakmak isteyebilirler. Kürtler bu oyuna topyekun direnerek karşı çıkmalı. Oluşturacakları ulusal güç birliğiyle kendi kader tayin etme hakkında tek söz sahibi olmalı! Bu fırsat bir daha Kürtlerin eline zor geçer. Kürtler kendi lehlerine oluşan bu şartlarda mutlaka tam bağımsızlıklarından yana tercihlerini yapmalıdır. Bu sorumluluk artık Kürt örgüt ve parti liderlerine düşmektedir. Bazı soldaki Kürt liderlerin „Kürtlerin bağımsız bir devlet kurmasına karşıyız!“ ya da „Kürtlerin bir devlete ihtiyacı yoktur!“ sözleri artık Kürtler arasında anlamsızdır. Zira Kürt halkının yüzde doksan beşinin kalbi bağımsızlıktan yana çarpıyor!..

Artık Kürt düşmanları ve onlardan yana olanlar, Kürtlerin özgürlüğüne karşıdırlar. Bir de sözde Kürt asıllı olup Kürtleri ezenlere uşaklık yapan korucu ve ihbarcıları da bu sayıya katmayı unutmamak gerek. Hatta uşaklık yapanlara bile, yaptıklarından pişmanlık duyduklarında Kürdistan Devleti onlara da bir açık kapı bırakabilir. Geçmişte Saddam Hüseyin’in kaybetmesinden sonra 80 bin civarındaki Kürtlerden oluşan korucu ordusu, bir gecenin içinde peşmerge güçlerinin saflarına geçmelerini anımsarsak, bugün Kuzey Kürdistan’da işbirliğini yapanlara da bir af yolu açılabilir. Yeter ki onlar hareket ve davranışlarında Kürt yurtseverlerine karşı olumlu tavır içinde olabilsinler!..

Sonuç olarak öncelikle Kürdistan’ın bugünkü şartlarda kurtuluşu Kürt parti liderlerinin vereceği karara bağlı. Bu liderler egemen devletlerin güdümünde değilseler, onlar mutlaka Kürtlerin bağımsızlığından yana oylarını kullanacaklardır! Günümüzde sağlıklı düşünen bir Kürt, Kürtlerin bağımsızlığına karşı olamaz! Her halk kendi kaderini serbest ve özgürce tayin etme hakkına sahiptir. Kürtler de mutlaka özgürlüklerinden yana bu hakkını kullanacaklardır!.. Bağımsız, özgür ve demokratik bir Kürdistan’ın inşası için artık her yurtsever Kürd’e iş düşmektedir.

Er veya geç Kürtler de her millet gibi özgürlüklerine kavuşacak! Kürtler özgür ve bağımsız bir Kürdistan’da diğer halklardan olan yurttaşlarıyla birlikte kardeşçesine yaşayacaklar!..

 

20.08.2017

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights