104 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara Gar ve 33 gencin yaşamını yitirdiği Suruç katliamlarının bir numaralı firari sanığı İlhami Bali’nin eşi Hülya Bali’nin (31), Yargıtay kararıyla beraat ettiği ortaya çıktı.
Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde Kobanê’deki çocuklara oyuncak götürmek amacıyla Amara Kültür Merkezi’nde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde bir araya gelen gençlere yönelik IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısında 33 genç katledilmişti.
Saldırıya ilişkin açılan davanın 22 Ekim 2021 tarihinde görülen karar duruşmasında, tek tutuklu sanık Yakup Şahin’e 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, firari sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali’nin dosyası ayrıldı.
Saldırıya ilişkin firari sanıklar Büyükçelebi ve Bali yönünden devam eden yargılamanın 18 Şubat 2022 tarihinde Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmasında, Bali’nin eşi Hülya Bali’nin dosyaya tanık olarak eklenmesi, hakkında hazırlanan iddianame ve mahkeme duruşma zabıtlarının dosyaya eklenmesi talebinde bulunulmuştu.
Mahkeme konuyla ilgili olarak Kilis TEM Şube Müdürlüğü ve Hülya Bali’nin yargılandığı Kilis Ağır Ceza mahkemesine müzakere yazdı. MA’dan Emrullah Acar’ın haberine göre Müzakereye cevaben Hülya Bali’nin 4 Şubat 2018 tarihinde Kilis sınırında gözaltına alınmasından sonra hazırlanan sorgu tutanağı ve bir duruşma süren mahkeme ve Yargıtay’ın hükmü bozma kararı dosyaya eklendi.
Etkin pişmanlıktan faydalanmak istedi
Kuzey ve Doğur Suriye sınırında yer alan Kilis Öncü Hudut Karakolu’na yakın bir mesafede bulunan Akıncı köyünde 3 çocuğu ile gözaltına alındıktan sonra Kilis TEM Şube Müdürlüğünde “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak”tan ifadesi alınan Hülya Bali’nin, ilkin “Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak” istediği belirtiliyor.
Gözaltına alınması ile ilgili İlhami Bali’nin babası, kayınpederi F.B.’ye haber vermek istediğini belirten Bali, yaklaşık 4 yıl boyunca Suriye’de IŞİD ile kaldığı süre zarfından bir kod isim kullanmadığını ileri sürmüştü. İlhami Bali ile 2007 yılında evlendiğini belirten Hülya Bali, verdiği ifadesinde “Eşim Adıyaman’da bulunan Menzil’e gidip gelirdi. Eşim Hayır ve Ensar Derneği’nde çalışıyordu. 2014 yılında Reyhanlı’dan Antep’e taşındık. 5 ay sonra eşim bizi Reyhanlı’ya bıraktı ve ortadan kayboldu. Birkaç gün sonra telefon ile arayarak Suriye’de olduğunu, bizi de yanına alacağını söyledi. Amcamın kızının eşi olan Hasan Şanverdi bizi alıp Antep’e götürdü. İnsan kaçakçıları Antep’ten neresi olduğunu bilmediğim bir yerden Suriye’ye geçtik. Bizi Suriye’de eşim İlhami Bali karşıladı. Oradan Azez’e bağlı Bablemun köyüne geçtik” dedi.
35 kişiyi teşhis etti
IŞİD’liler tarafından kendisi ve çocuklarına 100 Dolar ödendiğini belirten Bali, sırası ile Rai, Raqqa, Minbiç, Meyadin ve Garaniç’te kaldıklarını, IŞİD’li kadınların eşleri ile görüşerek dini sohbetler gerçekleştirdiklerini belirti. IŞİD’in dağılması ile Türkiye ve desteklediği ÖSO kontrolünde bulunan El Bab’a oradan ise Azez’e geçtiğini belirten Bali, “El Bab’ta telefon alarak eniştemi, ablamı ve annemi aradım. Türkiye’ye geleceğimi söyledim. Daha sonra telefon bozulduğu için kırdım. Azez’te kaçakçının evinde kalırken polisler beni ve çocuklarımı aldı bir otele götürdüler. 3 gün kaldıktan sonra Türkiye’ye getirdiler. Bali, IŞİD içinde faaliyet gösteren aralarında Ankara Gar ve Suruç katliamlarının bir numaralı firari sanığı Deniz Büyükçebi’nin de olduğu 35 IŞİD’linin adını ve fotoğraflarını teşhis etti.
Katliamlar sorulmadı
Bali’ye emniyet sorgusunda birçok olay ile ilgili sorular yöneltilirken eşinin bir numaralı firari sanığı olduğu Suruç ve Ankara Gar katliamına dair soru yöneltilmemesi dikkati çekti. Tutuklanan Bali hakkında Kilis Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12 Haziran 2018 tarihinde ilk duruşma görüldü. Tek celsede kararın çıktığı duruşmaya Bali, tutulduğu Kilis L Tipi Kapalı Cezaevinden SEGBİS ile katılırken, avukatı C.D. ise hazır bulundu.
Çelişkili söylemler
Duruşmada Emniyette verdiği ifadeleri tekrarlayan Bali, Türkiye’ye geçmek için gittiği Azez’de Arapça konuşan “Türk polisleri” tarafından alındığını, bir otelde 3 gün kaldığını Kilis Devlet Hastanesi’ne götürüldüğünü belirti. Duruşmada tanık olarak dinlenen Bali’nin oğlu M.F.B, “Anne ve babam IŞİD içindeydi. Annem sadece kadınlarla bir araya geliyordu” dedi. Duruşmada tanık olarak dinlenen ve polis oldukları belirtilen A.A. ve S.B., Bali’nin anlattıklarının aksine kendisini Kilis Akıncı ve Oylum köyleri arasında yakaladıklarını iddia etti. Polislerin “yalan” söylediğini belirten Bali, tanık olarak dinlenen polisleri sadece emniyette gördüğünü, tanıklardan S.B.’nin kendisine sürekli T.C kimlik numarasını ezberlemesi gerektiğini söylediğini aktardı.
‘IŞİD üyesi’
Ardından esas hakkında mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, Bali’nin IŞİD hakimiyeti olan yerlerde isteyerek kaldığını, örgüt üyesi olduğunu belirterek TCK 314’ten (örgüt üyeliği) cezalandırılmasını talep etti. Mütalaaya karşı savunma yapan Bali ve avukatı C.D., beraat ve tahliye talebinde bulundu. Ardından kararı açıklayan mahkeme, Bali’nin IŞİD üyesi olduğunun sabit olduğundan 6 yıl 3 ay hapis cezası vererek tutukluğunun devamına karar verdi.
Yargıtay bozdu
Dosya Antep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderildi. Mahkeme istinaf başvurusunun esastan reddine karar vererek dosyayı Yargıtay’a gönderdi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Bali’nin ailevi ilişkileri çerçevesinde yaklaşık 5 yıl Suriye’de kaldığını iddia ederek “Sempati düzeyi haricinde örgütsel bir faaliyet tespit edilemedi” diyerek verilen mahkumiyeti bozdu ve beraat kararı verilmesi yönünde esas kaydı yaptı. Karar ardından Kilis Cumhuriyet Savcısı’nın 1 Kasım 2019 tarihinde hazırladığı mütalaa ile Bali’nin beraat etmesi yönünde talepte bulundu. Bozulan dosyada yapılan savunmaları yeniden inceleyen Kilis Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce Bali’nin IŞİD üyesi olduğunun sabit olduğu yönünde karara zıt olarak “Örgüt üyeliğinden” beraat kararı verdi. Bali’nin Yargıtay kararı öncesinde 15 Mayıs 2019 tarihinde tahliye edildiği, cezaevinde tutulduğu 15 ay içinde tazminat aldığı öğrenildi.
Yeni Yaşam Gazetesi