Raporda dünya genelinde her 5 kişiden en az birinin iş yerlerinde şiddet ve tacize maruz kaldığına yer verildi.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 121 ülkeden 15 yaş üstü 75 bin civarında çalışanla yaptığı “Çalışma Yaşamında Şiddet ve Taciz Deneyimleri: İlk Küresel Araştırma” başlıklı raporunu yayımladı.
Raporun bulgularına göre, mağdurların yalnız yarısı bu deneyimlerini, genellikle de şiddet ve tacizin birden çok biçimini yaşadıktan sonra, başka birilerine anlatıyor. Açığa vurmama veya başkalarına anlatmamanın en yaygın nedenleri “zaman kaybı” ve “itibar kaybı kaygısı” olarak veriliyor. Kadınların deneyimlerini paylaşma oranı erkeklere göre daha yüksek (kadınlarda yüzde 60,7, erkeklerde yüzde 50,1).
Dünya genelinde çalışan kadınlar ve erkeklerin yüzde 17,9’u psikolojik şiddet ve tacize, yüzde 8,5’i fiziksel şiddet ve tacize uğradığını bildiriyor; ayrıca erkeklerde fiziksel şiddet ve tacize uğrama oranı kadınlardan daha yüksek. Anketi cevaplayanların yüzde 6,3’ü ise, kadınlar daha büyük oranda olmak üzere, cinsel şiddet ve tacize uğradığını bildiriyor.
Beş mağdurdan üçü, çalışma yaşamında şiddet ve tacize birden çok kez uğradığını bildiriyor; çoğunun en son deneyimi ise son beş yılda vuku bulmuş.
Raporda yer alan öneriler ise şöyle sıralandı:
“Önleyici ve düzeltici kanunlar, mekanizmalar, politikalar, programlar, araştırmalar ve savunuculuğa bilgi sağlamak üzere, çalışma yaşamında şiddet ve taciz hakkında ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde sağlam verileri düzenli olarak toplamak.
Çalışma yaşamında şiddet ve tacizi etkili biçimde önlemek ve yönetmek için, iş teftişi sistemleri, iş sağlığı ve güvenliği politikaları ve programları dahil olmak üzere, mekanizmaları yaygınlaştırmak ve güncelleştirmek.
Başta ayrımcılığa dayalı olanlar olmak üzere, şiddet ve tacizi sürdüren algı, damgalama, tutum ve davranışları değiştirmek amacıyla, çalışma yaşamında şiddet ve taciz ve farklı biçimleri hakkında farkındalığı artırmak.
Etkili önleme, çözüm getirme ve destek sağlamak, insanların adalete güvenini güçlendirmek, mağdurları desteklenmesini güvence altına almak üzere, her düzeydeki kurumların kapasitelerini artırmak.”