Heybet Akdoğan / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Erdoğan’ın son zamanlardaki ilginç ekonomi kararları ekonomik krizi daha da ağırlaştırdı.
Değersizleşen Türk lirası daha çok değer kaybetti, enflasyon fırladı.
Erdoğan’ın ekonomik “doktrini” daha doğrusu saplantısı olan “faiz sebep, enflasyon netice” tezi uygulamada tersinden doğrulandı: Enflasyon oranının çok altına düşürülen faiz, çok yüksek enflasyona neden oldu. Hayat pahalılığı kısa sürede inanılmaz boyutlara ulaştı.
Uzmanlar ise ekonominin bu yıl içinde durma riskiyle karşı karşıya olduğunu söylüyorlar; resesyon ise mukadder görünüyor.
Artık en fanatik reisçi bile ekonominin bu haline bakarak kriz yok diyebilir mi?
Kriz büyük olmasına büyük ama krizin ileride doğuracağı siyasi gelişmeler daha büyük olacak. Ekonomik krizin üstünü örtmek için Saray iktidarı reisçi taban içerisinde Kürt halkına karşı milliyetçiliği ve ırkçı kini kabartıyor.
Özünü sınıfsal sorunun oluşturduğu bu tür dışa vurumlar tabiki Erdoğan’a seçim için fırsatlar sunmakta ona güç vermekte.
Ülkenin acı gerçeğiyle, reisçilerin inandığı reçete aynı.
Reisçilerin her defasında kendilerini ve reislerini savundukları gerekçeler ise hep aynı.
Kısaca özetlersek:
-Ülkede kriz var ama bu AKP’nin suçu değil.
-Bu kriz dış güçlerin ve onların ülke içindeki uzantılarının ülkede yarattıkları krizdir.
-Ekonomik kriz sadece ülkemiz çapında değil, dünya genelinde yaşanılan bir sorundur.
Bir diğer savunma ise, bizim dolarla işimiz olmaz. Dolar istediği kadar yükselip, alçalsın.
Reisçilerin buna benzer gerekçelerini uzatmak mümkün. Nesnellikten uzak ve tamamen duygusal olan bu argümanlar, reisçi tabanın içinde bulunduğu cahilliği çok iyi özetleyen savunmalardır aynı zamanda.
Şüphesiz iktidar medyası tarafından yaygın bir şekilde reisçi kitleye servis edilen bu tür gerçek dışı iddialar reisçi tabanın bu yalanlara inanmasını kolaylaştırıyor.
Reis’in sevilmesi ve ona oy verilmesi için bu yöntem Reis’e lazım.
Erdoğan’ın duygusal egemenliği altında olan bu kesim, Erdoğan iktidarının yıllardır konsolide etmek istediği toplumun, ele geçirilmiş kesimi.
İşte bu ele geçirilmiş kesimin ekonomik krizi ve sonuçlarını görmesi ırkçı politikalarla engelleniyor. Bu kesim herkes gibi krizin sonuçlarını yaşasa da bunun sebebinin Erdoğan ve AKP olmadığını düşünüyor. Bu kesim Erdoğan’la beraber ülkenin tek sahibi oldukları duygusunu yaşıyorlar.
Türk lirası değer kaybına uğrarken, işsizlik ve yoksulluk artarken, Reis ve reisçiler ise tersinden doğrulanan gerçeklerle kalkınmış bir Türkiye’nin sevincini yaşayarak, Kürtlere olan nefretlerini ırkçılıkla sürdürmeye devam ediyorlar.