Heybet Akdoğan / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Ukrayna’daki faşist güçlerin zorbalıkları, Rusça konuşan halka yapılan ayrımcılık, Ukrayna hükümetinin Donbass halkına saldırıları, evrensel insanlığın vicdanında kabul edilemez bir ayrımcılık.
Ukrayna’da faşist kesim tarafından Rus halkına dayatılan her türlü anti-demokratik anlayışlar, ezilen halkların her konuda yaşadıkları sömürünün bir parçası.
Lakin, Putin’in yaşanılan bu gerçeği özellikle kullanarak, Ukrayna’ya kapsamlı bir işgal hareketine girişmesi, Ukrayna’daki, Rus faşizmine maruz kalan halkı ve aynı zamanda Putin’in tatmin olmaz arzuları nedeniyle dünya genelinde birçok insanın öfkesini kazanan Rus halkını zor durumda bırakıyor.
Ukrayna’nın işgali sürerken, savaşın varacağı nokta ve hacmi belirsizliklerle gelişiyor. Putin’in hesabı başka ama savaşın sonuçları da başka oluyor.
Putin gibi bencil ve kariyerini insani değerlerden üstün tutan bir liderin hırslarıyla gelişecek sonuçları tahmin etmek zor değil.
Rusya’nın, Ukrayna’dan istediğini alamadan geri dönmesi, tarihin en ağır ambargolarını yüklenip, Putin iktidarının geri sayımına işaret olabilir. Bu gerçeği herkes gibi Putin’de görüyor. Putin ya daha kanlı bir zafer ya da Batı’nın el atmasıyla, kendisine bir çıkış arıyor.
Fakat işgal emrini veren bir liderin gerçeklik duygusuna ne kadar güven duyulabilir ki?
Ukrayna savaşı nereye varırsa varsın, Türkiye dahil bölge ülkeleri için devasa bir problemin ortaya çıktığı kesin. Rusya artık aktif ve öngörülemez güvenlik sorunudur. Çünkü ürettiği her bahaneyi işgal ve ilhak gerekçesi olarak kullanabilen bir ülkeye güven duymak çok zor.
İster Putin’le ister Putin’siz, Rusya işgalciliği dünya gündeminin bir tehdidi olmuştur. Bu da gösteriyor ki; Putin yalnız kalacak ve Moskova’nın öfke ve şüphelerini üzerine çekecek. Böylece içe kapanacak Putin’in yanlış kararlar vermesi kaçınılmaz olacak.
Rusya’nın işgal için öne sürmüş olduğu bütün tezlerin gün geçtikçe geçersiz hale gelmesiyle, dünyanın yaşadığı gerilimin faturasını Rusya’ya yüklü miktarda çıkarması, Rusya ile dünya devletlerinin ilerdeki dostluk ilişkisini engelleyen gelişmeleri doğuruyor.
Elbette, küresel sistemin Rusya’ya olan tavrını doğrudan pozitif bir tavır olarak değerlendiremeyiz. Karşılıklı çıkar ilişkilerinin belirleyeceği gelişmeler, alternatifler sunabilecek olası tutumları da beraberinde taşımakta.
Ama şimdiden küresel sistemin kırılganlığı Ukrayna işgaliyle görüldü. Rusya’nın korkutucu askeri güç olduğu kanaati zayıflarken, asıl önemli olanın küresel finans, ticaret ve iletişim sistemindeki payın olduğu ortaya çıktı.
Jeopolitik faktör bir yana; SWIFT sistemi, bankacılık ağı ve karşılıklı ticaret yapabilmenin değerli olduğu görüldü. Bu önemin; Rusya’nın en çok toprağa, güçlü doğalgaz/petrol rezervlerine sahip oluşu, birkaç gün öncesindeki Rusya ile işgal sonrası Rusya’nın güç ve kapasite farkının tamamen değişmesini gözler önüne seren ilk belirtiler oldu.
Rusya’nın gücünün sadece toprak, jeopolitik konum, doğal kaynaklar ve hatta bu kaynaklardan kazandığı 640 milyar dolar gibi muazzam rezervden değil, küresel ticari sistemin üyesi olmasından kaynaklandığı daha net anlaşıldı.
Bütün ülkelerin ekonomisi, refahı ve güvenliğin garantisi olan küresel mekanizmayla Putin’in şu an acı bir şekilde tanışması, Putin’e zenginliğin asıl kaynağının küresel sistemin sorunsuz bir kaynağı olmayı tekrar hatırlattı. Küresel sistemin barış zamanında sunduğu benzersiz dolaşım ve güce güç katan etkisini, savaş zamanında yine benzersiz bir izolasyon yöntemiyle geri alabilmesi, Rusya’nın işgal hamlesine karşı verilen en büyük cevap olacak.
Küresel sistemin kurnazlık oyunları her ne kadar acımasız olsa da bu kuralın avantajlarından en çok istifade eden şimdiye kadar Rusya oldu.
Putin özellikle son yıllarda dünya ekonomisinden hak ettiğinden fazlasını kopardı. Global sistemin dezavantajları ve avantajlarından bilhassa, enerji fiyatlarındaki spekülasyonlardan yararlanarak büyük miktarda parasal vurgunlar yaptı.
Politik bakımdan Rusya’nın dünyada olup bitenlere merkezde durarak ama sadece seyirci kalarak politik imtiyazlardan hep daha fazlasını arzulaması, global masayı deviren Rusya’nın artık hiçbir söz hakkının olamayacağının sonucu.
Bugün küresel yönetimlerin Putin’i özellikle kendi halkıyla baş başa bırakması, Putin’e ders verici bir mesaj. Bunun yanında Putin’in, Ukrayna’ya çok şey kaybettirmesiyle birlikte, kendi halkına ve Rus markasına kaybettirecekleri, Rusya için daha kalıcı neticeler yaratıyor.