Remzi BUDANCİR +GERÇEK
Erken seçim çağrılarının yapıldığı, olası yeni ülke yönetimine ilişkin tartışmaların yoğunlaştığı bu günlerde CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Deva Partisi ve Demokrat Parti’nin liderlerinin Ankara’da bir araya gelmesi ile ilgili tartışmalar sürüyor.
Toplantının en önemli gündem maddelerinden biri, altı muhalefet partisinin uzun süredir üzerinde çalıştığı ‘Güçlendirilmiş parlamenter sistem’ dönüştü. Muhalefet partilerinin çağrısını yaptığı olası seçimlerin yol haritası ve ayrıca Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının nasıl belirleneceği konularının da ele alındığı kulislere yansıyan bilgiler arasında.
Toplantı sonrası yapılan ortak açıklamada “Öncelikli hedefimiz güçlendirilmiş parlamenter sistem” vurgusu ön plana çıktı. Muhalefet cephesi açısından olumlu olduğu belirtilen toplantıya yönelik eleştiriler de var. En çok eleştirilen konu HDP’nin o toplantıya davet edilmemesi oldu. HDP yetkililerinden de buna ilişkin şu eleştiriler yükseldi:
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar: HDP’yle ilişki kurmayı, HDP’yle müzakere yürütmeyi planına koymayan bir anlayışın Türkiye’ye nasıl bir gelecek vaat ettiğini de açıklaması gerekiyor.
HDP Sözcüsü Ebru Günay: Siyasi partilerin birbirleriyle istişare halinde olması görüşmesi elbette önemli ve anlamlıdır. Ancak çerçevesini iktidarın belirlediği kimin katılıp katılmayacağını dahi milliyetçi dayatmaların belirlediği buluşmalar ülkenin sorunlarına çözüm olmaz.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel: HDP’nin AKP MHP karşıtlığını kendine göre ele alan bir Millet İttifakı ciddi yanılgılar ile karşı karşıya kalır. HDP’ye doğru yaklaşmayanlara karşı bizim de hamlelerimiz olur…
HDP’nin toplantıya dahil edilmemesi sadece yöneticilerde değil, tabanda, HDP kulislerinde de eleştiri konusu. Muhalefetin Kürt meselesinde güvenlikçi politikalar uygulayan iktidarın yaklaşımına uygun olarak HDP ile yan yana gelmekten kaçınmasının genel Kürt seçmeni de rahatsız ettiğine ilişkin yorumlar var.
Araştırmacı Reha Ruhavioğlu, Akademisyen Dr. Cuma Çiçek ve Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç muhalefetin HDP’siz toplantısının yansımasını +Gerçek’e değerlendirdi.
‘TOPLANTI MİLLET İTTİFAKI’NIN DEĞİL, MUHALEFET BLOKUNUN BULUŞMASIYDI’
HDP’nin 6 muhalefet partisinin bir araya geldiği masada olmayacağını herkesin bildiğini ifade eden araştırmacı Reha Ruhavioğlu, tepkinin fotoğrafın yayınlanmasının ardından geliştiğini hatırlattı.
HDP’nin fotoğrafta olmamasının eksiklik olduğunu, o fotoğraf karesini “Orada zaten HDP olmayacak” diye açıklamanın mümkün olmadığını ifade eden Ruhavioğlu, “Çünkü bu sadece Millet İttifakı’nın değil, muhalefet bloğunun bir buluşmasıydı. Dolayısıyla HDP’nin orda olmamasının kanıksanmış bir şey olarak kabul edilmesi yanlış. HDP’nin orada olmamasını şöyle izah edebiliriz. HDP ile ilgili iktidar tarafından kurgulanan sınırların muhalefet tarafından çok da aşılamaması olarak söyleyebiliriz. Elbette ki bunun en büyük sebebi İYİ Parti” dedi.
‘PARTİLER TABANLARI KADAR ESNEK BİR MASA KURAMADILAR’
Ruhavioğlu’na göre o karede HDP’de olabilirdi. İYİ Parti ve CHP seçmeninin destek verdiği partilerden daha esnek olduğu tespitinde bulunan Ruhavioğlu, sokakta seçmenler arasında gelişen ittifaka dikkat çekti:
“HDP’nin de içinde olduğu bir fotoğraf verilseydi bu HDP dahil, gündelik hayatta oluşmuş bir ittifakın yansıması olacaktı. HDP’liler sokakta İYİ Partililerle, CHP’lilerle de bir şekilde ortak noktada buluşuyorlar. Tavanın, taban kadar esnek bir masa kuramamış olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla HDP’nin orada olmaması büyük bir eksiklik.”
‘HDP’DE B PLANI GİDEREK GÜÇLENMİŞ OLUYOR’
Ruhavioğlu, bu fotoğraf karesinin Kürt seçmeni de incittiğini söyledi. Ruhavioğlu, Kürt seçmenin bu bloğun parçası olduğunun bilindiğini, ancak buna rağmen neden yanlarında tutmaktan kaçınıldığını sorguladığına dikkat çekti.
Muhalefet partilerinin “çekinmesinin”, “kaçınmasının” bir çeşit ayırımcılık ürettiğini belirten Ruhavioğlu, “Dolayısıyla haysiyet incinmiş oluyor” dedi. HDP’den bu yönlü gelen eleştirileri hatırlatan Ruhavioğlu, bu tepkilerin ‘HDP’nin orada olmayacağını herkes biliyordu. Niye şaşırdınız’ şeklinde olmadığını söyledi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın “Bizimle görüşmek yetmez, bizi doğrudan tanımak gerekir. Doğrudan temas kurmak gerekir”, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Temel’in “İYİ Parti sebebiyle Millet İttifakı’ndaki gelişmeler bizi kendi adayımızı çıkarma noktasında o ihtimali güçlendiriyor” sözlerini hatırlatan Ruhavioğlu, şöyle devam etti:
“Buradan Cumhur İttifakı’nın Öcalan’la görüşüyoruz minvalinde açıklamalarına dönüp baktığımızda, HDP’de şu ihtimal giderek güçlenmiş görünüyor. ‘Öcalan ya başka bir siyaset kurguluyorsa, öyle bir ihtimal varsa, muhalefette zaten bizimle yan yana durmaktan kaçınıyorsa, biz de muhalefete aman aman koşar adımla gitmeyelim. Kendi B planımızı bir kenarda tutalım’ ihtimali HDP içerisinde giderek güçlenmiş oluyor.”
TÜRKİYE’NİN DEMOKRATİK DÖNÜŞÜMÜ HDP’SİZ NE KADAR MÜMKÜN?
Millet İttifakı’nın sadece seçimi kazanma değil, Türkiye’ye bir demokratik dönüşüm kazandırma hedefinde olduğunu hatırlatan Ruhavioğlu, bunu yapabilmek için seçimin kazanılması gerektiğini, bunun için ise HDP’ye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Ruhavioğlu, öncelikle muhalefetin Türkiye’nin istikbalini, demokratik dönüşümünü garantiye alacak bir dönüşüm yaratması gerektiğini hatırlattı vö şeyle dedi:
“Böyle bir dönüşüm gerekiyorken, sizin Türkiye’nin en netameli meselesini konuşmuyor olduğunuza dair bir imaj ortaya çıkaran HDP’nin yokluğu, ‘böyle bir dönüşüm ne kadar mümkün’ gibi bir soru işaretini de ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla eğer gerçekten bir demokratik dönüşüm yaşanacaksa HDP ile ilişkilerin güçlenmesi gerekiyor. Tahminimce bundan sonra CHP, özelde Kemal Kılıçdaroğlu daha fazla inisiyatif alarak HDP ile teması daha güçlü tutacaklardır ve bu kazayı böyle aşmaya çalışacaklardır.”
‘SEÇMEN NEZDİNDE, SOKAKTA İKİ İTTİFAK OLUŞTU’
Ruhavioğlu, HDP’sizliği büyük bir eksiklik olarak görmekle birlikte 6 muhalefet liderinin buluşmasının kıymetli olduğunu da ifade etti. Ruhavioğlu şöyle konuştu:
“Bunun sadece fotoğraf vermekten ibaret kalmaması lazım. Bu çalışmalarda sadece işin yasama tarafıyla, işte biz güçlendirilmiş parlamenter sisteme döneceğiz gibi değil, daha gündelik hayata değen tarafı olmalı. Bu fotoğraf son tahlilde seçmen için bence küçük, ama Türkiye siyaseti için büyük bir adımdı.
Seçmen için neden küçük olduğunu söyledim. Günlük hayatta, sokakta, İstanbul’un sokaklarında iki blok hızlı oluştu. Bir tarafta Cumhur İttifakı’nın, diğer tarafta ise HDP artı Millet İttifakı’nın oluştuğunu görüyoruz. Seçmenin gündelik sorunlarını çözmekle ilgili bir ittifak kurmakta problemi yok. Millet İttifakı eğer genişleyecekse, HDP ile ilişkilerini HDP’nin rıza göstereceği, rahatsız olmayacağı bir noktaya getirmesi ve kurgulaması gerekiyor.”
ÇİÇEK: KÜRT SEÇMEN ONU DIŞLAYAN İKİ BLOKLA KARŞI KARŞIYA
Akademisyen Dr. Cuma Çiçek ise, genel olarak Kürt seçmenin onu dışlayan iki blokla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Bu bloktan biri olan Cumhur İttifakı’nın son beş yıldır neredeyse çok sert bir siyasetle bütün taleplerine kapıyı kapatarak meseleyi yeniden ‘Güvenlik’ ve ‘Terör’ meselesi olarak kodladığını hatırlatan Çiçek, “Öte yandan diğeri ise bir anlamda sembolik mesajlarla Kürt seçmenin gönlünü hoş etmeye çalışan ama bundan öteye bir şey söylemeyen bir blok. Bu durumda çok Kürt seçmeni motive eden bir durum değil” dedi.
‘KÜRT SEÇMEN GEÇMİŞTEN ÖTEYE ADIM BEKLİYOR’
Siyasi partilerin gelip tıkandığı nokta Kürt meselesi. Mevcut siyasi iktidar 5 yıldır Kürt meselesinde güvenlikçi politikalar uyguluyor. Siyasi partiler ya da ittifakların bu meseleye ilişkin atacağı adım önümüzdeki seçimler için de kritik öneme sahip. Son 5 yılda ağır bir tablo yaşandığını yenileyen Çiçek, Kürt meselesinde yaşanan süreçlerin Kürt kamuoyunda referans oluşturduğuna dikkat çekti.
Kürt meselesinde üç büyük çözüm süreci geçirildiğini hatırlatan Çiçek, “Newroz mitinginde Öcalan’ın mektubunun okunabildiği, bütün ana akım medyanın bu mektubu canlı yayında verebildiği deneyimler yaşadık. Dolayısıyla Kürt seçmen bu deneyimlerden öte bir şeyler bekliyor. Çünkü her deneyim bir referans oluşturuyor. Dolayısıyla çözüme dair geçmişten öteye dair adımlar bekliyor insanlar” dedi.
‘HDP’SİZ TOPLANTI BOYKOT EĞİLİMİNİ GÜÇLENDİRİYOR’
Şu anda hali hazırda Millet İttifakında bu konuda çok umut verici bir tablo sergilemediğini ifade eden Çiçek, seçmen eğilimini ve muhalefetin verdiği fotoğrafla Kürt seçmene verdiği mesajı şu sözlerle aktardı:
“Tam da bu hikayeden dolayı Kürt seçmende görebildiğim üç eğilim var. Bir tanesi siyasetten umudunu kaybetmiş bir damar diyebilirim. Bunlar belli bir ölçüde Kürt siyasetine de mesafeli. Ankara’dan da çok bir şey beklemeyen bir seçmen tabanı. Bunlarda boykotun artma ihtimali yüksek.
İkinci olarak, biraz Erdoğan’ın son beş yıllık politikasına karşı çok ciddi öfkesi olan bir seçmen tabanı var. Bu Erdoğan’ın gidişini merkeze alan, ‘Gitsin, kim gelirse gelsin’ gibi eğilime sahip. Daha somut söylersem 2019’daki yerel seçimlerdeki HDP’nin siyasetini sürdürmeyi isteyenler var. ‘Şu andaki hükümetin düşmesi, değişmesi en azından yeni bir kapı açar, yeni bir başlangıç açar… Tamam karşıda çok da umut verici bir durum yok. Ama zaten çokta seçenek te yok’ diyen bir eğilim var.
Görebildiğim kadarıyla üçüncü eğilim daha pragmatist. Kürtlerin güncel ihtiyaçlarını, Kürt sokağını merkeze alan, hatta biraz Kürt meselesini sınır ötesi gibi bir alanda Rojavayı, Hewlêri de düşünen, Kürtlerin somut ihtiyaçlarına hangi blok karşılık verecekse biraz onu merkeze alan daha pragmatist bir pozisyon öneren bir eğilim var.
Orada ana argüman şu. Zaten Ankara’dan bize bir umut yok. Kürtler Ankara’yı dönüştürmektense kendi sokağına odaklanmalı ve burada biraz daha pragmatist bir siyaset yürütmeli diyenler var. Şimdi Millet İttifakı’nın HDP’yi dışlaması açıkçası boykot eğilimi ile pragmatist eğilimi güçlendiren bir pozisyon.”
GENÇ: MİLLET İTTİFAKI TOPLANTISI DEĞİLDİ
Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, 6 muhalefet partisinin bir araya geldiği yemekli yuvarlak masa toplantısının Millet İttifakı buluşması olmadığına dikkat çekti.
“Ve kuşkusuz ilgili masa bu muhalefet partilerinin yeni Türkiye tahayyüllerini ağırladı” diyen Genç, şöyle devam etti: “Olası seçimde mevcut iktidarın değişimini öngörenlerin muhalefet çoklu krizinin gölgesinde oldukça tahrip olmuş eski Türkiye yapısını yeniden restore, hatta yeniden inşa etme olanağını hangi biçimde kullanacaklarını planladı o masa etrafında. En azından meram o.”
‘TEPKİNİN NEDENİ, MÜESSES NİZAMIN AŞILAMAMIŞ OLMASI’
“Muhalefet partileri yuvarlak masa etrafında toplanarak Türkiye’nin yeniden restorasyonunda söz ve inisiyatif kazanmaya çalışarak kötü bir şey mi yaptı?” Yüksel Genç bu soruyu dile getirerek yanıtını da, “Temsil ettikleri açısından hayır! Ama temsil edemedikleri açısından sıkıntılı bir duruma imza atıldığı kesin” diye verdi.
Bu nedenle HDP ve HDP’de temsil bulan çevrelerden tepkilerin de gecikmediğini hatırlatan Genç, şöyle devam etti: “Bu tepkinin nedeni muhalefetle birlikte iktidarın olanaklarına talip olmak değil, ülkenin yeniden restorasyon sürecinden tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi dışlanmış olmalarınaydı. Müesses nizamın aşılamamış olmasına, yüz yıl önce dışlanan kesimlere yeniden kurucu eşit özneler olarak masada yer verilmemiş olmasınaydı tepki. Yüzyıllık hatanın tekrarlanması olasılığı buradaki mesele” diye konuştu.
‘ASIL MESELE, DEVLET AKLININ KÜRTLERE VE EMEKÇİLERE BAKIŞININ EGEMEN OLMASI’
Bazılarının “HDP olsa İYİ Parti olmazdı” ve “HDP olsa iktidar ittifakı kullanırdı” gibi söylemlerini kullanabileceğini ifade eden Genç, asıl meselesinin bunun ötesinde olduğunu söyledi. Yüksel Genç, şöyle konuştu:
“Buradaki mesele bu kadar dışsal bir korku meselesi değil, kanımca hala Kürtlere, emekçilere, kadınlara egemen devlet aklının bakışının egemen olması, yeniden kurgunun da bu aklın gereklerine göre düşünülüyor olması.
Eğer durum bu değilse, ilgili muhalefet partileri Türkiye’nin yeniden restorasyon olanaklarını Kürtlerin de emekçilerin de kadınların da eşit özneler olarak katıldığı, çoğulcu yapısı ile birlikte kullanmak istediğini göstermeli. Geleneksel dışlayıcı devlet aklını aştıklarını göstermeli. Barışını sağlamış demokratik bir Türkiye istiyorlarsa ancak bu biçimde imkan dahilinde olur gibi.
Öte yandan muhalefetinin bile müesses nizamca makbul bir egemenlik icra ettiği yerde elbette HDP; Kürtler, emekçiler, sosyalistler, aleviler, demokratlar, kadınlar… vb devletin olamasa da bu toplumun esas özneleri olabilenler, 3. yolu geliştirerek, güçlendirerek ortaya çıkma olanaklarını sahip. Buna güçleri de koşulları da gayet uygun.”