TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve CHP İstanbul Sezgin Tanrıkulu, “Türkiye’de Kadın Hakları İhlalleri Raporu” hazırladı. Rapora göre; 2021 yılında en az 165 kadın işçi iş cinayetleri sonucunda yaşamını yitirdi. En az 339 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 793 kadına şiddet uyguladı.
‘İŞSİZLİK VE İSTİHDAM’
Tanrıkulu raporda, şu saptamalara yer verildi:
Her 100 kadından sadece 17’i kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda! Genç kadınlarda geniş tanımlı işsizlik yüzde 51’i aştı! Çalışma çağındaki 32 milyon kadının ise sadece 5,6 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alıyor. Bu durum kayıtsız, kısmi ve eksik istihdamın yüksekliğini göstermektedir! Covid-19 döneminde tüm dünyada yaşanan iş kayıplarından kadınlar erkeklere göre orantısız bir biçimde olumsuz etkilenmektedir. ILO’ya göre kadın istihdamının yüzde 4,2’i, erkek istihdamının ise yüzde 3’ü salgın nedeniyle azaldı.
Türkiye’de erkekler, kadınlara göre yüzde 27.4 daha fazla kazanıyor. 2020 pandemi döneminde geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 36.6’ya çıktı. Bugün ise her 3 kadından biri işsiz.
‘KADINLARDA İŞSİZLİK ERKEKLERDEN DAHA FAZLA’
Öte yandan ILO’nun 17 Ocak 2022’de yayımlanan “Dünyada İstihdam ve Sosyal Görünüm” adlı çalışmasına göre salgın sonrası işgücü piyasasındaki toparlanmanın en yavaş gerçekleşeceği gruplardan birinin de kadınlar olduğunu tahmin ediyor. TÜİK’in 2021 4. çeyrek üç aylık verilerine göre hem dar hem geniş tanımlı işsizliğin cinsiyete göre dağılımına bakıldığında kadınlarda işsizliğin erkeklerden daha fazla olduğu görülüyor. 2021 4. çeyreğinde dar tanımlı işsizlik erkeklerde yüzde 9,9 ve kadınlarda ise yüzde 14 olarak açıklandı. Geniş tanımlı işsizlik (atıl işgücü) oranı ise erkeklerde yüzde 18,6 ve kadınlarda yüzde 29,6 olarak gerçekleşti.
Böylece kadınlarda dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerden 4,1 ve geniş tanımlı işsizlik oranı ise 11 puan yüksek seyrediyor. Kadınlar, Covid-19’un yarattığı işsizlikten erkeklerden daha fazla etkileniyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) çalışmalarına göre de, ‘emek piyasasının en korunmasız ve ikincil, ucuz emeği konumunda olan’ kadınlar pandemiden son derece olumsuz etkilendi.
‘SALGIN SÜRECİNDE KADIN EMEĞİ’
İSİG internet sitesinde yayınlanan ‘Salgın Sürecinde Kadın Emeği’ başlıklı yazıda özetle şunlara dikkat çekildi:
Türkiye bakımından, (…) yalnızca kadın istihdamının yüzde 56,6’ı oluşturan hizmetler sektörünü ele aldığımızda dahi 3,5 milyon kadının doğrudan etkilendiği bir boyuta ulaşmıştır. Öte yandan salgın sürecinde okulların, kreşlerin, bakım evlerinin kapatılması ile bakım emeğinin büyük oranda kadınların üzerine kalması, hijyen ihtiyacının artması, kadın işsizliğindeki büyük artışın önemli nedenlerinden biri oldu. Kadınlar ev ve bakım hizmetlerini yürütebilmek için, işten ayrılmak ya da yarı zamanlı ve geçici işlerde çalışmak zorunda kaldı.
‘İŞ CİNAYETLERİNDE YAŞAMINI YİTİREN KADIN SAYISI EN AZ 165’
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin (İSİG) verilerine göre, 2013 – 2021 döneminde en az 1.130 kadın işçi iş cinayetleri sonucunda yaşamını yitirdi. 2021 yılında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren kadın sayısı en az 165 oldu.
‘TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ’
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) desteğiyle Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD) tarafından yapılan analiz çalışması geçtiğimiz günlerde yayımlandı. ‘Çıtayı Yükseltmek: 2000-2019 Yılları arasında Türkiye’nin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Performansı’ başlıklı çalışmada, ‘Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliği performansı, ülkenin insani gelişme alanındaki başarılarıyla uyumlu değil ve benzer gelişme düzeyindeki ülkelerin gerisinde kalıyor’ denilmiştir. Söz konusu çalışmada yer alan bazı saptamalar özetle şöyle:
Toplumsal Cinsiyet Gelişme Endeksi ilk olarak, 2000’de 0,847’den 2016’da 0,930’a yükselmiş, 2017’de durağanlaşmış ve sonrasında gerilemiştir. Türkiye Toplumsal Cinsiyet Gelişme Endeksi itibariyle dördüncü gruptadır. Hem kadın hem de erkek İnsani Gelişme Endeksi değerleri artmakla birlikte, Kadın İnsani Gelişme Endeksi değerindeki sınırlı artış son yıllarda Toplumsal Cinsiyet Gelişme Endeks değerinin gerilemesine neden olmuştur.
‘KADINA YÖNELİK ŞİDDET’
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesinin ardından Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan ‘Türkiye Sözleri Eyleme Geçir’ başlıklı raporda (Aralık, 2021), kadına yönelik şiddetin kaygı verici boyutlarda olduğu belirtilmiştir.
Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması amacıyla dört ulusal eylem planı hazırlandığı anlatılan raporda, ‘Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı amaçlayan bir siyasi iradenin olmaması, Türkiye’de kadınlara yönelik şiddetin sona erdirilmesinin önündeki en önemli engellerden biridir. Hükümet defalarca kadınları toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten korumak için sözlü vaatlerde bulundu, ancak sonrasında, İstanbul Sözleşmesinden çekilmek gibi, bu vaatlere ters düşen adımlar attı’ denilmiştir.
Uluslararası Af Örgütü, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine de ‘Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesi ışığında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının eksiksiz ve etkili bir biçimde uygulanması gerekliliğini göz önünde bulundurarak Opuz/Türkiye Kararı’nın uygulanmasına ilişkin değerlendirmeyi acilen daha erken bir tarihe alın’ çağrısında bulunmuştur.
‘339 KADIN ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ’
2002 – 2021 yılları arasında Türkiye’de -en az- 7.071 kadının yaşam hakkı ihlal edilmiştir. Bianet tarafından hazırlanan ‘Erkek Şiddeti Çetelesi’ne göre, 2021 yılında 339 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 1 Ocak – 31 Aralık 2020 döneminde erkekler 34 çocuğu öldürdü. 96 kadına tecavüz etti. 772 kadını seks işçiliğine zorladı. 424 kadını taciz etti. 208 çocuğu istismar etti. Erkekler 2021’de en az 793 kadına da şiddet uyguladı. 2020’de aralarında trans kadınların da olduğu en az 213 kadının ölümü basına ‘şüpheli’ olarak yansımıştır.”(ANKA)