Ana SayfaARJANTİN’İN GUEVARACILARI:PRT VE ERP

ARJANTİN’İN GUEVARACILARI:PRT VE ERP

Arjantin’de 1970’lerin fırtınalı devrimci savaşım yıllarının önde gelen politik ve askeri önderi Mario Roberto Santucho, Türkiye’de hemen hiç bilinmeyen bir isimdir. Santucho, Devrimci İşçi Partisi’nin (PRT) Genel Sekreteri ve Devrimci Halk Ordusu’nun (ERP) başkomutanıydı. Döneminin en önemli devrimci politik figürü ve Arjantin polisinin ifadesiyle “aşırılığın başı”ydı. 1960’larm başlarından itibaren girdiği devrimci kavgada hep en önde ve “uçurum kenarında” yürüdü. Arjantin burjuvazisinin zindanlarından iki kez özgürlüğe firar etti. İkinci kaçışı olan Rawson firarı bir uluslararası olaya dönüştü.
1976’da Arjantin ordusunun faşist darbesi karşısında “Arjantinliler silah başına!” başlığıyla bilinen çağrıyı yayımladı. Kendisi de bu çağrının bizzat eylemcisi, önderi oldu. Tam bir adanmışlıkla, ülkede kaldı ve devrimci savaşı yönetmeyi sürdürdü. Hem tüm yaşamını silahlı devrim savaşımının zaferine adadı, özel olarak ise, cunta karanlığı koşullarında bu çizgisini tutarlılıkla sürdürdü.
Arjantin siyasi polisi, Santucho’yu defalarca elinden kaçırdıktan sonra, onu imha etmek için, özel bir istihbarat timi kurdu. Bu tim, darbeden yaklaşık dört ay sonra, 19 Temmuz 1976’da Santucho’nun bulunduğu eve ulaştı ve üç PRT yöneticisiyle birlikte Santucho’yu katletti. Faşist cuntacılar, birisi hariç, PRT Siyasi Bürosu’nun tüm üyelerini katlettiler. Santucho, hala ‘kayıp’tır, mezarı bile yoktur.
Cuntanın yargılanması sürecinde ortaya çıkan itiraflar darbeci generallerin Santucho’nun ölü bedenini mumyalayarak altı yıl boyunca ülkenin en büyük askeri kışlasında (Campo de Mayo) sergilediklerini açığa çıkardı. Harp okulu mezunları subaya kabul edildiklerinde önce Santucho’nun mumyasının yanına götürüyor böylece Arjantin devletinin ‘gücü’ sergileniyordu. Yine tanıklıklara göre Santucho’nun bedeni askeri diktatörlüğün çöküşe geçtiği 1982’de Campo de Mayo kışlasına gömüldü. Daha sonra ise bu yerin deşifre olmasıyla yakındaki bir özel araziye defedildi. Santucho’nun ailesi ve Arjantinli devrimciler halen onun kayıp bedenini diktatö söküp almak için mücadele ediyorlar.
Devrimci İşçi Partisi (PRT), 1965’te kuruldu. Kuruluş yıllarında Troçkist 4. Enternasyonal’e bağlı olan PRT, sonraki yıllarda özellikle silahlı mücadeleye yöneldiği dönemde, önce parti içindeki Troçkist kanattan kopuştu, ardından ise 4. Enternasyonalden ayrıldı. Küba halkının açtığı silahlı devrim yolu, 70’li yıllarda tüm kıtayı bir yangın gibi tutuşturuyordu. PRT içinde de strateji konusundaki sert tartışmaların ardından Che’nin yolundan yürüme iradesi belirginleşti. Arjantinli-Kübalı ve Latin Amerikalı Che Guevara’nın mirası, Troçkizmle kopuşmanın ardından partiye güçlü biçimde yön verdi. PRT, tarihe “Arjantin’in Guevara’cıları” olarak geçti. PRT’nin güçlü biçimde etkilendiği bir diğer deneyim ise Vietnam’dı.
Ancak, Arjantin gibi endüstrileşmiş ve kentleşmiş bir ülkede silahlı devrimin yolu, orman kuytuluklarında gerilla çekirdeği oluşturmakla açılamazdı. Bu yüzden PRT, sanayi ve tarım işçileri içindeki yaygın örgütlenme ağını silahlı birliklerle birleştirme, silahlı savaşımı ise kitle mücadelesinin bir kolu haline getirme yönünde özgün bir çizgi geliştirdi. PRT’nin bir diğer özgünlüğü ise, Kızılderili yerli damarıyla güçlü bağlar kurmasıydı.
PRT, 4. Enternasyonal’den kopuşunun ardından, yeni bir enternasyonalizm arayışı temelinde, Latin Amerika’daki diğer devrimci örgütlerle ilişkiler kurdu.
Latin Amerika’nın güneyinde bulunan dört ülkede emperyalizme karşı devrim ve sosyalizm için mücadele eden başlıca örgütleri bir araya getiren Devrimci Koordinasyon Birliği (JCR) bu temelde kuruldu. Bu kıtasal devrimci birlikte, PRT’nin yanı sıra; Uruguay’dan Tupamarolar, Şili’den MIR (Devrimci Sol Hareket) ve Bolivya’dan ELN (Ulusal Kurtuluş Ordusu) yer alıyordu. “Che Guevara” adıyla ortak bir yayın çıkardılar. JCR, ortak ‘silah fabrikası’ ve uluslararası kadro okulları kurmak, 1973’teki Pinochet darbesinden sonra MIR’e önemli miktarda mali ve teknik yardım yapmak, 1972’de Bolivya’daki Banzer darbesinin ezdiği ELN’ye geniş çaplı eğitim ve kadrolaşma çalışması yardımları gibi enternasyonalist pratikleri gerçekleştirdi.
JCR, Che Guavera’nın “Üç Kıta Konferansı’na (Tricontinental) gönderdiği ünlü tarihsel mesajda geçen “Halklar tarafından izlenmesi gereken yol, Vietnam’ın yoludur; gerillaların Yanki emperyalizminin baskı güçlerine üstün gelmek ve devrimci zaferi hızlandırmak için Koordinasyon Konseyleri kurabilecekleri Bizim Amerikamız’da da izlenecek yol budur” fikrinin ete kemiğe bürünmüş halidir. Zaten JCR kuruluş bildirgesi de Che’nin bu sözüne atıf yaparak başlar. Dolayısıyla PRT’nin Che’nin mirasıyla bağı, Arjantin sınırlarını aşar, birleşik ve sosyalist bir Latin Amerika perspektifiyle kıta çapına uzanır.
General Ongania’nm askeri diktatörlüğüne karşı mücadele içinde gelişen parti, Kordoba Ayaklanmasıyla büyük bir halk desteğine kavuştu. 1972’de Rawson Hapishanesi’nden Santucho’nun aralarında bulunduğu 6 devrimci önderin firar etmesi, 19 devrimci militanın ise firar sırasında yakalanıp Trelew askeri üssünde kurşuna dizilmesi, ülkede büyük bir sarsıntı yarattı.
1973’te askeri diktatörlük, yerini Campora’nm sivil Peronist hükümetine bıraktığında, PRT’nin de atılım yılları başladı. 1976’ya kadar süren bu dönem, aynı zamanda sınıf mücadelesinin en üst düzeyde yoğunlaşması ve bir devrimci durumun ortaya çıkmasıyla karakterize oldu. Ancak bilindiği üzere, devrim değil, darbe galip geldi.
Campora hükümeti döneminde PRT, kendisine saldırmadığı sürece hükümete ve polise saldırmama, emperyalist şirketlere ve orduya karşı ise askeri eylemleri sürdürme kararı aldı. Ortaya çıkan legal olanakları geniş ölçüde kullandı. Sendikalarda ve halk örgütlerinde mevziler elde etti. Taban Sendikacılığı Hareketi’nde ve Sosyalizm için Antiemperyalist Cephe adlı kitlesel örgütlenmede kendisini geniş biçimde örgütledi. PRT 1973’ten sonra sürekli büyüdü. Sanayi proletaryasının mücadeleci kesimlerini çatısı altına çekti. Ülkenin kuzeyindeki, işçi sınıfının en yoksul ve mücadeleci kesimini oluşturan şeker işçilerinin mücadelelerine önderlik etti. Villa Constitucion gibi önemli fabrika işgalleri örgütledi. Sendika bürokrasisine karşı etkili çıkışlar yaptı. Ancak PRT, yeni bir faşist askeri darbe hazırlığı karşısında gereken taktikleri izleyemedi. Askeri bir sapmaya düştü. Nihayetinde 1976’da askeri darbe geldiğinde faşizme karşı en önde ve militanca çarpışmasına rağmen yenilgiden ve imhadan kurtulamadı.
En yüksek noktasında PRT’nin yaklaşık 5 bin aktif üye, 15 bin sempatizanı ve destekçisi vardı. Parti gazetesi “Combatiente” 20 bin adet; partinin hegemonyası altındaki günlük “El Mundo” Gazetesi ise 100 bin satılıyordu. Partiye bağlı ‘Devrimci Halk Ordu’su’ ERP ise, 1973 sonrası dönemde giderek bölük ve tabur gücünde birlikler oluşturmaya başladı. Bu dönemde ERP, ilk kez kıra da açılım yaparak ülkenin kuzeydoğusundaki dağlık Tucuman bölgesine gerilla kolu çıkarttı.
Politikacı, subay ve burjuvaların kaçırılması; postanelere, bankalara yönelik kamulaştırma eylemleri, gıda maddesi taşıyan kamyonlara saldırılar düzenleyerek bunların yoksul semtlerde dağıtılması; çok sayıda askeri kışlanın basılması ve cephaneye el konulması; ERP’nin çıkardığı gazete Kızıl Yıldız’ın silahlı ve üniformalı militanlarca fabrika önlerinde satılması; Tucuman bölgesinde, şeker işçilerinin mücadeleleriyle iç içe geçen kır gerillası mücadelesi gibi çok çeşitli eylem ve mücadele biçimleri yürüttü PRT ve ERP.
PRT, Santucho ve tarihsel liderliğinin katledildiği 19 Temmuz 1976 saldırısının ardından gerileme ve dağılma sürecine girdi. PRT, 1977’de üyelerini yurtdışına çıkarma kararı aldı ve sürgüne çekildi. Parti, sürgünde iç tartışmalara boğuldu, 1979’da ikiye bölündü. Yurtdışındakiler, 1979’da örgütledikleri PRT Kongresi’yle ERP’yi dağıtma karan aldılar. PRT’nin politik çalışmaları ise giderek fiilen tasfiye oldu. ERP’nin askeri komutanı Gorriaran Merlo liderliğinde bir grup kadro, bu tasfiyeye karşı çıktı. Nikaragua’ya giderek Sandinist gerillalann saflarında diktatör Somoza’nın ordusuna karşı savaştılar. Bu ekip, devrimin zaferinin ardından, 1980’de Paraguay’a giderek Somoza’yı cezalandırdı. 1983’ten sonra ülkeye dönen bu kol, Herkes Anavatan İçin Hareketi’ni (MTP) kurdu. Ancak 1989’da ordunun olası yeni darbe girişimlerine karşı “demokrasiyi savunmak amacıyla Buenos Aires’teki Tablada Kışlası’nm basılması bu grubun da ezilerek tasfiye edilmesiyle sonuçlandı. Liderleri Merlo, Meksika’da yakalanarak Arjantin’e getirildi ve hapse konuldu.(*) Tablada baskını, tarihe “PRT’nin son eylemi” olarak geçti.
Mario Roberto Santucho, bu önemli devrimci deneyimin merkezinde duran isimdir. Kuzey Arjantin’in işçileri arasında devrimci faaliyetler yürüttüğü yıllardan başlayarak devrimci bir önder olmaya doğru yürüdü. Kuzeybatı Arjantin’in sınıfsal-sosyal durumunun analizi, Peronizmin tahlili, ‘Burjuva iktidar ve devrimci iktidar’ makalesi gibi bir dizi örnekte, Arjantin’e özgü bir devrim teorisi geliştirme çabası sergiledi. Troçkizmle iç mücadele ve kopuş sürecinde ve ERP’nin kuruluş ve gelişiminde belirleyici rol oynadı. PRT’nin tarihi ile Santucho’nun yaşamı iç içe geçmiştir.
Arjantin devleti Mario Roberto Santucho ile asla barışmadı. Onu, aynı dönemde silahlı mücadele yürüten Peronist örgütlerden ayrı bir yere koydu, hep bir “şeytan” olarak sundu. Bugün Arjantin’de, PRT ve PRT-Santucho isimleriyle örgütlenen iki grup vardır. Ama daha da önemlisi, Santucho, Arjantin emekçilerinin, işsizlerinin, kent yoksullarının; antiemperyalist, devrimci ve sosyalist örgütlerinin mücadelelerinde giderek daha fazla bayraklaştırılan bir sembole dönüştürülüyor. Diktatörlüğün tüm karaçalmaları giderek dağılıyor. Santucho, Arjantin’in Mahir’i, Deniz’i gibi, Arjantin halkının yüreğinde hak ettiği yeri yeniden alıyor.
Kaynak: “Arjantin’in Guevaracıları” kitabından derlenmiştir
(Akademi Yayınları-Baskı yılı:2009 Alp Altınörs-İdilcan Işık)
özgür gençlik
- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights