Site icon Rojnameya Newroz

AMED, BİTLİS-MUTKİ YOLUNDAN MEMLEKET MANZARALARI!

Diyarbakır İl başkanı Rıdvan yoldaşla birlikte, Diyarbakır Dağkapı’dan Mutki’ye doğru yola çıktık. Hava malum sıcak mı sıcak! Memleketin en sıcak üç günü diye hava raporları veriliyordu. Urfa’da bir gün önce sıcaklığın 59 dereceyi bulduğu söyleniyordu.

İlk göze çarpan büyüleyici manzara Dicle Nehri vadisi yani meşhur Hevsel Bahçeleriydi. Yapılan köprü manzarayı biraz bozmuş olsa da Hevsel Bahçeleri albenisini koruyor.

Diyarbakır’dan Silvan yolunda ilerlerken taa Baykan’a kadar görünen manzara; tahıl ambarı ovaları! Biçilmiş ya da biçilmekte olan sapsarı ekin tarlaları. Sararmış uçsuz bucaksız coğrafya kavurucu sıcak ile birleşince insana adeta kâbus yaşatıyor!

Silvan’dan çıkıp Kozluk-Baykan’a doğru ilerledikçe, düz ovalar yerlerini yüksek dağlara ve doğa rengi de sarıdan yeşile bürünmeye başlıyor, elbette iklimin de gittikçe serinleştiğini hissediyorsun. Özelikle Baykan’ı geçtikten sonra yüksek dağların muhteşem manzaraları görülmeye değerdi!

Rejimin modernist tek tipleştirici ırkçı siyaseti, arkalanmış teknolojinin gücüyle birleşip doğaya müdahalesinin sonuçlarıyla, yol boyu, özellikle de kentlerde yüzleştik. Yani yol boyu ve kentlerde TOKİ’nin yükselen tek tip yapılarının o güzelim doğa ile tezat duruşları!

İstanbul-Diyarbakır-Urfa…nın kavurucu sıcaklarından kurtulup Bitlis’e özellikle dağların ortasına yerleşmiş küçük Mutki’ye varınca “oh be dünya varmış” ya da “cennet gibi yer” dedirten bir serinlik-ferahlık kuşatıyor insanı. Buna gittiğimiz dostlarımızın-yoldaşlarımızın sıcaklığı eklenince, bütün yorgunluk bir andan geride kaldı!

Mutki hakkında anlatılanları dinledikçe, Dersim’i aklıma getirdi. Mutki’de tıpkı Dersim gibi adıyla ve tarihiyle kendini aşan bir kent. Nasıl ki Dersimlilerin, Kürdistan ve Türkiye’nin birçok kentindeki nüfusu, Dersim kent merkezindeki nüfustan fazla ise, Mutkililerin de Bitlis, Baykan başta olmak üzere kimi kentlerdeki nüfusu kendi kent merkezindeki nüfustan daha fazla imiş!

Yine Dersim gibi, Mutki’de, Cumhuriyet rejimiyle birlikte halkımıza giydirilmek istenen tek tipleştirici ırkçı politikalara karşı direnmiş bedel ödemiş bir kentimiz.

Son olarak şunu belirtmek gerekir, tıpkı Kürdistan halkları gibi Bitlis-Mutki halkımız da onca baskı, haksız hukuksuz tutuklamaları TAŞ ÇATLATAN SESSİZLİKLE izliyor. Bu öyle bir sessizlik ki, geleceğin büyük hesaplaşmalarına hazırlanan yani güven veren bir sessizlik! Yaşananları sorgulayan geleceğe dönük sonuçlar çıkartarak not alan bir sessizlik.

 

 

 

Exit mobile version