Ana SayfaNIVÎSKARÊNAlmanya’da 1 Eylül 2024 Eyalet Seçimleri

Almanya’da 1 Eylül 2024 Eyalet Seçimleri

Enver Şen / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Bilindiği gibi 1 Eylül 1939, Almanya’nın 2. Dünya Savaşı’nı başlattığı gündür. Savaşa hazır olmayan Polonya ordusu, Hitler ordusuna fazla direnemedi. Nazi ordusu 28 Eylül 1939’da Varşova’ya girerek kısa bir sürede Polonya’nın işgalini tamamladı. Tam 85 yıl sonra 1 Eylül 2024’te Almanya’nın Saksonya ve Thüringen eyaletlerinde eyalet seçimleri yapıldı. Her iki eyalette de aşırı sağcı denilen, aslında faşist olarak nitelenebilecek Almanya için Alternatif (AfD) Partisi büyük başarı gösterdi. Saksonya’da oyların %30,6’sını alarak ikinci parti oldu. Hristiyan Demokrat Partisi (CDU) birinci parti olarak %31,9 oranında oy topladı. Thüringen’de ise AfD açık farkla birinci parti oldu. Oyların %32,8’ini toplayarak, ikinci parti CDU yalnızca oyların %23,6’sını alabildi. Koalisyon partileri SPD (Sosyal Demokrat Parti), Yeşiller ve FDP (Hür Demokratlar Partisi) tarihlerinin en kötü sonuçlarını aldılar. SPD, %7,3 ve %6,1’lik oy oranları ile her iki eyalette de parlamentolara girerken, FDP her iki eyalette de dışarıda kaldı. Yeşiller, Saksonya’da %5,1’lik bir oranla son anda parlamentoya girerken, Thüringen’de oyların %3,2’sini alarak dışarıda kaldı. Almanya’da genel ve eyalet seçimlerinde %5’lik bir baraj var. Ancak %5’in altında kalan partiler eğer genel seçimlerde 3 direkt adayı, eyalet seçimlerinde ise 2 direkt adayı kazanırlarsa, aldıkları oy oranında parlamentoya girebiliyorlar. Örneğin, Sol Parti Saksonya’da oyların %4,5’ini almasına rağmen iki direkt adayı kazandığı için 6 milletvekiliyle eyalet parlamentosuna girmeyi başardı.

2-3 gündür seçim sonuçları öylesine tartışılıyor ki, sanki günümüze kadar Almanya’da sağ partiler ve politikacılar yoktu ya da hiç ortalıkta görünmüyorlardı. Oysa II. Dünya Savaşı’ndan sonra Batı Almanya’da onlarca sağ / faşist parti kuruldu, seçimlere katılarak yer yer önemli oranda oy aldılar. Hatta Batı Almanya’da Nazi Almanyasının deniz kuvvetlerinde görev yapan Hans Filbinger (15.09.1913 – 1 Nisan 2007) 1966-1978 yılları arasında Baden-Württemberg eyaletinde başbakanlık yaptı. Ağustos 1933’ten beri NSADP (Ulusal Sosyalist Alman İşçi Partisi) olan Filbinger, toplamda 234 davaya hakim olarak katıldı. Bunların 169’unda heyet başkanlığı yaptı. 1951 yılında CDU’ya girdi. Şunu da belirtmek lazım ki Batı Almanya savaş sonrası neredeyse Nazi hukuk sistemini hemen hemen olduğu gibi üstlendi. Bugüne kadar Almanya’da kendi geçmişi ile neredeyse yok denecek kadar az hesaplaşan hukuk sistemidir. Devletin sağ gözü hep kör olmuştur ve olan bitenleri görmekmek için direnmiştir. Almanya’da solun belki tarihinin en zayıf olduğu günümüzde bile, devlet aşırı sağ ve aşırı sol demekten vazgeçmiyor.

AfD’ye kızan düzen partilerinin hepsi, onların slogan ve önerilerini üstlenmiş durumdalar. Sürecin en kolay günah keçisi olarak yabancılar ve mülteciler seçildi. Seçimlerden iki gün önce hükümet, hiçbir siyasi ilişkisi olmayan ve terörist rejim olarak kabul ettiği Afganistan’a, Taliban’a mülteci Afganları teslim etmekten çekinmedi. Yabancıları her kötülüğün sorumlusu olarak gören ve Sol Parti’den ayrılarak kendi adıyla Sahra Wagenknecht Birliği (BSW) adlı partiyi kuran Wagenknecht, iki eyalette de iki haneli oylara ulaştı: Thüringen’de %15,8, Saksonya’da ise %11,8’lik bir oran.

Wagenknecht’in partisi hariç, diğer bütün partiler, maalesef Sol Parti de dahil, savaş taraftarı bir politika izliyorlar. 24 Şubat 2024’ten sonra Şansölye Scholz getirdiği çağ değişimi söylemi ile silahlanmanın ve savaşa hazırlanmanın temelini attı, önünü açtı. Devlet fonunda orduya 100 milyar euro ayrıldı. Silah sanayi Almanya’da en güzel günlerini yaşıyor. Rhein-Metall şirketi Ukrayna’da savaş tankı üretecek. Enerji fiyatları görülmemiş oranda arttı. Kiralar ödenemez durumda. Sağlık sistemi neredeyse çöküyor. Eğitim çağa uygun hale getirilmedi. Özellikle büyük şehirlerde okul binaları fiziki açıdan çok kötü durumda. 100 binlerce nitelikli insana ihtiyaç varken, bu sorunları görmek istemeyen siyasi partiler her şeyi, hiçbir lobisi olmayan yabancı kökenli insanlara (ki bunların büyük bir çoğunluğu Alman vatandaşı) ve mültecilere yüklemeye çalışarak asıl sorunlardan kaçıyorlar. Bunun sonucu olarak da popülist politika yapan partiler oy toplamaya devam ediyor.

Sağa kayışın önüne geçmek için derhal anti-savaşçı, insan haklarına saygılı demokratik bir politikaya dönülmeli. Sömürüden kaynaklı savaşlar, işgaller, baskı ve işkencelere son verilmedikçe, daha çok insanın yerini yurdunu bırakarak mülteci olarak yola çıkmasından daha doğal bir şey yok.

03.09.2024

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights