Ana SayfaNIVÎSKARÊNAİHM’in 2024 yılı raporu 

AİHM’in 2024 yılı raporu 

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) her yıl Avrupa Konseyi’ne üye 46 ülkeye karşı AİHM’de açılan davaları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki maddelerine göre yapılan ihlalleri rapor eder. 

Bu mahkemenin amacı temel insan haklarını garanti altına alma amacına yönelik çalışmalar yapmaktır.  

İnsan hakları tüm insanların sahip olduğu, yaşam hakkı, düşünce özgürlüğü, eğitim, sağlık gibi haklardan daha fazlasını içermektedir. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2024 yılına ilişkin istatistiklerin yer aldığı rapor açıklandı. 

Rapora göre 2024 AİHM’e intikal eden dosya sayısı 36 bin 800’den fazladır. Bu dosyaların dörtte üçü beş ülkeyle ilgilidir.  

1-) 21 bin 600 başvuruyla Türkiye birinci sıradadır. 

2-) 8 bin 150 başvuruyla Rusya ikinci sırada. 

3-) 7 bin 700 başvuruyla Ukrayna üçüncü sırada. 

4-) 3 bin 850 başvuruyla Romanya dördüncü sırada. 

5-) 2 bin 600 başvuruyla Yunanistan beşinci sırada takip ediyor. 

Raporda bir önceki yılın verilerinin karşılaştırılmasına da yer verildi. Buna göre 2023 yılında mahkemede bekleyen dava sayısı 68 bin 450 iken, 2024 yılında bu sayı 60 bin 350’ye düştü. 

AİHM’in 2023 raporuna göre Türkiye ile ilgili dosya sayısı 23 bin 397’dir. 

AİHM’deki Türkiye ile ilgili dosya sayısında bir düşüş olmasına rağmen hala hak ihlali ile ilgili davalarda birinci sırada yer almaktadır. 

İfade özgürlüğü ihlal kararı ile ilgili açılan her 10 davadan 4’ü, adil yargılanma hakkı ve özgürlük, güvenlik hakkı ihlali ile ilgili açılan her 10 davadan 2’si Türkiye’ye karşı açılmıştır. 

Bu tablo ülkede yargının içinde bulunduğu vahim durumu gösterir. 

Dünya halkları, vatandaşları dünyanın en büyük adalet sarayının hangi ülkede olduğuna bakmıyorlar, adalet saraylarının içerisinde adalet var mıdır yok mudur ona bakıyorlar. Yukarıdaki tabloda adliye saraylarında adaletin olmadığı ülkeleri afişe etmektedir. 

Adaletin küçük adliye saraylarında mutlu olduğu, ülke vatandaşlarının, ülkenin kurumlarının, kuruluşlarının ne işi olabilir AİHM’de. 

Demokratik ülkelerde, vatandaşlar tarafından AİHM’e taşınan dava sayısı ya sıfır ya da bir elin parmak sayısını geçmiyorsa bu da şunu gösteriyor ki temel insan hakları ihlalleri devlet politikasıdır.  

Bir ülkenin anayasasında insan hakları yer alıyorsa ve yasalarla desteklenip güvence altına alınıyorsa ve buna rağmen insan hakları ihlal ediliyorsa o zaman bu bir devlet politikasıdır. 

Devletler isterlerse bu ihlallerin önüne geçebilirler. 

Sözleşmeci devletler, tüzel kişiler, topluluklar ve bireylerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde öngörülen usuller dahilinde AİHM’e başvurup, haklarının korunması veya diğer sözleşmeci devletlerin yükümlülüklerini yerine getirmeleri talebinde buluna bilirler. 

Avrupa Konseyi üyesi ülkeler açısından en önemli uluslararası sözleşme hiç şüphesiz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’dir. 

Türkiye’nin de bu sözleşmenin altında imzası vardır. Anayasa’nın 90. maddesinin 5. fıkrası bu sözleşme ile ilgilidir. 

Kendi anayasasının kararlarına saygı duymayan, anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz diyen bir zihniyet elbette ki AİHM kararlarını da tanımaz, tazminat ödeyerek olayı geçiştirir. 

Sözleşmeci devletler AİHM kararlarına uymayı taahhüt etmişlerdir. Mahkemenin verdiği kararların sonucuna göre mağduriyetlerin nasıl giderileceği sözleşmeci devletlerin takdirine bırakmıştır. 

İnsan haklarını ihlal eden devletlerin başta BM üyelikleri olmak üzere bütün uluslararası kurum ve kuruluşlara olan üyelikleri iptal edilmelidir. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ödenen masraflar ve mağdurlara ödenen tazminat miktarları yargıçlara ödetilmelidir. 

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights