Basına yansıdığı kadarıyla emek hareketine dönük yeni bir saldırı paketinin bu ay sonunda, Başbakan Tayyip Erdoğan’a iletileceği belirtildi.
Mevcut AKP iktidarı, meclisin yeni yasama yılının açılmasıyla birlikte emek hareketini hedef alan yeni saldırıları gündeme getirmeye hazırlanıyor. Saldırıların başında kıdem tazminatının fona devri olmak üzere, taşeron ve esnek çalışmanın önündeki tüm engelleri kaldıracak olan kapsamlı bir saldırı programının bu ay sonunda tamamlanacağı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a sunulacağı ifade ediliyor.
Meclisin yeni yasama yılı resepsiyonunda açıklamalarda bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik konuyla ilgili olarak şunları belirtti: “Sendikalar da çalışıyor, işverenler de çalışıyor. Çalışma Meclisi’nde bunlar tartışıldı, Tekrar nihai olarak taraflarla bir görüşeceğiz. Biz de mutfakta çalışmamızı, bürokrasi ve bütün bakanlıklar ile yaptık. İşçi ve işveren taraflarıyla görüşeceğiz, sonra Başbakan’a sunacağız“.
Kıdem tazminatı hakkı ortadan kaldırılmaya çalışılıyor
Uzunca bir süredir üzerinde çalışılan ve bilindiği üzere, geçtiğimiz yıl Başbakan Erdoğan kıdem tazminatının fona devri ile ilgili tartışmalar başladığında önce “böyle bir çalışmamız” yok demiş, ardından ise mevcut AKP hükümeti kıdem tazminatının fona devrini taşeron işçileri hedef alan yasal düzenleme ile birlikte tekrar gündeme getirmişti. Resepsiyon da Faruk Çelik tarafından yapılan açıklamalar ise, meclisin ilk işinin kıdem tazminatı hakkının gaspı da dâhil olmak üzere bir dizi saldırıyı hayata geçirmek olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Meclisin yeni yasama yılı resepsiyonda konuşan Faruk Çelik, emek hareketine, üretimin işveren tarafından durdurulması sonrası işsiz kalan ve başta kıdem ve ihbar tazminatlarının yanı sıra maaşlarını da alamayan Feniş alüminyum fabrikasında yaşananları örnek vererek adeta ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalıştı. Mevcut AKP hükümeti her türlü olanağı Feniş işverenine sunarken buna karşın direnişçi Feniş işçilerinin taleplerine kulak tıkayan AKP hükümeti ve onun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kıdem tazminatının fona devrini haklı göstermek için, direnişteki işçilerin taleplerini yok sayarak, Feniş sürecinden örnek vererek şöyle dedi; “Bugün bana işverenler geldi, ‘Ne olur, o kıdem tazminatından bizi kurtarın’ dedi. Niye? Ödememek için değil. İşçiler de aynı şeyi söylüyor. Bugün, Gebze’de bir fabrika kapanmış, 630 işçi tazminat alamamış. Adam, ’17 günüm kaldı emekliliğe.’ 110 bin lira tazminat alacakmış, dün itibari ile bitti. 20 yıl çalışmış, bugünü beklemiş, şimdi patron ‘iflas ettim’ diyor. Sürdürülebilirliği kalmayan bir sistemle karşı karşıyayız, hem işçi açısından hem da işveren açısından.”
Taşeron sistemi ve esnek çalışma yasal güvenceye alınıyor
Mevcut AKP hükümeti, emek hareketinin mevcut örgütsüzlüğüne, bilinç düzeyindeki geriliğe yaslanarak başta kıdem tazminatı hakkının gaspı olmak üzere çok kapsamlı bir saldırı programını devreye sokamaya hazırlanıyor. Bu saldırıların en başında ise kuralsızlığı kural haline getiren esnek çalışma düzenlemeleri yer alıyor. Bunun yanı sıra bir süredir Bakan Çelik’in her fırsatta dillendirdiği, taşeron çalışmanın yasal zeminlere kavuşturulması da yeni saldırı paketinde ilk sıralarda yer alıyor.
Meclisin yeni yasama yılı resepsiyonunda konuşan Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik saldırının kapsamına dair işaretler verirken ay sonunda Başbakan Erdoğan’a vermeyi hedefledikleri emek hareketine yönelik saldırı programına dair şunları söyledi; “Kamuda 600 bin taşeron işçisi var. Kamudaki yargı kararlarından yalnız Karayolları ile ilgili olanın yükü 1,5 milyar lira. Bu olay kamu açısından da özel sektör altişveren açısından da işçiler açısından da ciddi hak mahrumiyetleri ve ciddi sorun oluşturan bir alan. Onun için çözülmesi lazım. Yarın seçim olsa, bugün çözmek lazım, o kadar acil bir olay. Taraflar, bu boyutuyla bazıları yaşamadığı için bilemiyorlar ama sorun büyük. Sendikalar da çalışıyor, işverenler de çalışıyor. Bizim, Ekim’in son haftasında Sayın Başbakan’a takdim etmemiz gerekiyor bu konuları. ‘Neye uzlaştık, neye uzlaşmadık’ diye. Yalnız kıdem değil, bunlar çok kapsamlı yasalar. Taşeronun çalışma koşulları var, kadınların çalışma izinleri var, o izinlerde meydana gelen boşluğun doldurulması, esnek çalışma modelleri var, uzaktan çalışma gibi. Bunlar bir bütün.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in açıklamalarından da anlaşılacağı gibi, hazırlıkları sürdürülen saldırı programı ve yasal düzenlemeler bir bütünlük arz ediyor. Özetle emek hareketi birbirini tamamlayan kapsamlı bir saldırı ile bir kez daha karşı karşıya.
Her ne kadar yeni saldırı programının öne çıkan başlıkları kıdem tazminatı hakkının gaspı ve taşeron sistemi olsa da saldırılar bununla sınırlı değil. Bakan Faruk Çelik’in sözleri bu açıdan malumun ilanı niteliğinde. Çünkü bu iki temel saldırıyı; uzaktan çalışma, yarı zamanlı çalışma, kiralık işçi, Özel İstihdam Büroları, kadınların istihdam sorunu vb. saldırılar tamamlıyor.
Sermaye ve onun sözcüsü AKP hükümetinin bu kapsamlı saldırılarının işçi ve emekçilerin yaşamlarını daha da çekilmez kılacağı açık. Bu durumun emek hareketinde öfkeyi ve mücadele isteğini mayalayacağından ve hareketli günlerin çok uzak olmadığından kuşku duymamak gerekiyor.
Emek hareketi acısından mevcut sendikaların durumu ortada. Sendikalar bu süreçte de, bugüne kadar olduğu gibi süreci kimi göstermelik eylemlilikler ve basın açıklamalarıyla geçiştirmeye çalışacaklardır.
Bu nedenle başta ilerici öncü işçi ve emekçiler olmak üzere, devrimci, sosyalist, komünist güçler ve emek hareketi bir bütün olarak sermayeye karşı bir mücadele hazırlığına girişmelidir. Çünkü bu kapsamlı saldırılar başka türlü püskürtülemez. (2 Ekim 2013)