Site icon Rojnameya Newroz

Yeni Türk dünyası alfabesi ve Kürtçe yasağı 

Yeni Türk Alfabesi

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız 

Türklerin kullandığı yazı sistemleri Orhun alfabesi, Göktürk, Uygur, Arap, Kiril ve Latin alfabesidir. Türkçe’nin yazımında 29 harfli Latin alfabesi kullanılmaktadır.  Türkiye’nin kuruluşunun 5’inci yıl dönümü ardından harf devrimi ile Latin alfabesi 1 Kasım 1928 tarihli ve 1353 sayılı yasayla tespit ve kabul edilmiştir. 

19. yüzyılın ilk çeyreğinde cumhuriyet kurulmadan önce ve cumhuriyetin ilk yıllarında Kürtçe, Ermenice, Rumca ve daha birçok dilde İstanbul’da, Anadolu’da, Kürdistan’da gazeteler yayınlanıyordu. Bu da Türkçe’nin Arap alfabesi dışında başka bir alfabe kullanılarak da yazılabileceği fikri gelişmeye başladı. Ayrıca 1922 yılında Azerbaycan’ın Latin alfabesine geçişi cumhuriyet kadrolarının dikkatini çekmişti. 

1922 yılında Hüseyin Cahit, Mustafa Kemal’e “Neden Latin harflerini kabul etmiyoruz?” diye bir soru yöneltiyor.  

Mustafa Kemal “Henüz zamanı değil” diye cevaplıyor. 

1923 yılında İzmir İktisat Kongresinde yine Latin alfabesine geçme teklifi gündeme getirilmiştir. Kongre başkanı Kazım Karabekir böyle bir değişikliğin İslamiyet’in bütünlüğüne zarar vereceğini gerekçe göstererek bu öneriyi kabul etmemiştir. 

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği çatısı altındaki Türk devletleri de Latin alfabesi kullanıyorlardı. Türkiye bunun üzerine Türk devletleriyle iletişimi artırmak adına Latin alfabesine geçme kararı aldı. 

TURAN tehlikesini gören Stalin Türk devletlerinin Türkiye ile olan dil bağını koparmak için tüm Türk devletlerini Kiril alfabesi kullanmak zorunda bırakmıştır. 

1991 yılında başlatılan ortak alfabe çalışmalarının ardından Türk Şurası (Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İş Birliği Kurultayı) tarafından 21-23 Mart 1993’te Antalya’da yapılan toplantıda Türki cumhuriyetlerin alfabelerine Q, X, W, Ň, Ä harflerinin eklenmesi ortak karar olarak kabul etmişlerdi. 

Türk Devletleri Teşkilatı Ortak Alfabe Komisyonu kaç yüzyıl sonra yeniden ayıktı. 34 harften oluşan ortak Türk alfabesini ilan etti. Yayınladıkları bildiride Nahçıvan Anlaşması ve Türk Dünyası 2040 Vizyonu için bu kararı aldıklarını söylediler. 

Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert belirlenen alfabenin kabul edilmesinin siyasi boyutuna işaret ederek “Parlamentoların onayını takiben, devlet başkanları alfabeleri kabul edecek. Alfabelerin siyasi bir boyutu da var ve bu süreçte parlamentoların onayı gereklidir” ifadelerini kullandı. 

Böylece “Turancılık fikri” hayata geçirilmiş olacak. 

Yüzyıllık cumhuriyet tarihinde 20-25 milyonluk nüfusa sahip Kürt halkının da kullandığı Latin alfabesine Q, X, W harflerinin eklenmesini talep etmesine rağmen bu istek dikkate alınmamış Kürtlerin yazınsal medyada kullandığı bu üç harf hep yasaklandı. Bunun için Kürt yazar çizerler bu yasağa rağmen bu harfleri kullandılar ve çok ağır cezalara çarptırıldılar. 

Türk siyasi aklı Türklüğün ırka, kan bağına bağlı olmadığını söylemesi hiçbir zaman hiç kimseye inandırıcı gelmemekle birlikte kendileri de bu fikre inanmamışlardır.  

Reha Oğuz Türkkan, Nihal Atsız ve arkadaşları Türkçülüğün ırk ve kana bağlı olduğunu savunmuşlardır. 

Eğer ki Türkçülük ırk ve kan bağına bağlı değil ise neden Türki Cumhuriyetleri ile alfabe, dil birliği oluşturuyorsun? Ama Kürt halkının Q, X, W harfleri talebini yüzyıldır kabul etmiyorsun. 

Exit mobile version