Ankara (NEWROZ) 7 Eylül akşamından bu yana ne sokakları dolduran direnişçiler Tuzluçayır alanını terk etti ne de güvenlik güçleri.
Tören saat 15-15:30 sularında bitmesine rağmen sokaklar hala hareketli. Akşamdan beri genci, yaşlısı, kadını, kızı, erkeğiyle gaz yiyen Tuzluçayır halkı alanları hala terketmedi. Hala sokak ve meydanlar gözleri yakacak derece de kesif gaz bulutuyla kaplı.
Çok sayıda gözaltı ve ağır olmayan yaralılar var. Bir ev tutuştu ama kısa zamanda müdahale edilerek söndürüldü.
Açılış törenine misafir getiren bir otobüs yanlışlıkla direnişçilerin bulunduğu kalabalığın arasına girmesiyle birlikte otobüs kısa zaman içinde bir teneke yığınına dönüştü.
Cami-Cemevi projesinin mimarı olduğu aşikar olan Fetullah Gülen’e duyulan öfkeden ötürü Tuzluçayır’da da şubesi olan cemaate ait 101 Market direnişçiler tarafından eşyaları sokağa atılarak tarumar edildi ama eşyaların yağma edilmesine izin verilmediği görüldü.
Sokakta birikmiş halkın bir kısmı ve evlerde bulunanlar pencerelerden sarkarak gelişmeleri izleyenler hep birlikte “yeter artık ya” diyerek polise tepki gösterirlerken diğer yandan da direnişçilerin sokak başlarında görünmeleriyle birlikte alkışlarla destek veriyorlar.
Halktan bazıları “arkadaşlar bir saat sadece bir saat sükunetli olun, taş ve slogan atmayın ki polisler geri çekilsin gitsin, Tuzluçayır’ı terk etsin, o zaman Allah kerim” şeklinde çağrılara akşamdan beri gaz yiyenler pek kulak asmıyorlar. Tersine “karanfil mi atalım” diye tepki gösterenler var. Sabahtan beri alanda bulunan CHP Dersim milletvekili Hüseyin Aygün ile eski milletvekili Salman Kaya da gaz ve tazyikli suya maruz kaldılar.
Polisleri gaz ve tazyikli su saldırısına direnişçiler taş, sapan ve soba borusundan imal edilmiş bazukalarla havai fişek atarak karşılık vermekteler.
Herkes her şeyi, kanıksamaksızın, sokakta polislerle, evlerde ev halkı ve komşularla canlı canlı seyretmekte sakınca görmüyorlar. Belki burasının Tuzluçayır olasının yarattığı bir ruh hali.
Tören hazırlığı için alana getirilen bir platforma asılan “Biz Bu Ülkenin Temellerini de Böyle Birlikte Atmıştık” afişi ile sunucunun Cem Vakfı’ndan olması en dikkat çekici yanıydı törenin.
Törene Cem Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan, Hacı Bektaş Vakfı yöneticileri, Alevi Çalıştaylarının sürdürücüsü Çalışma Bakanı Faruk Çelik, CHP ve AKP’den bazı milletvekillerinin yanı sıra Alevi ve Sünni kesimden çok sayıda halk katıldı.
Tören öncesi Ankara Çubuk’tan iki zikir sazbend gelenleri projenin desteklenmesi doğrultusunda deyişler çalıp söyleyerek coşturmaya başladılar. Ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasını bir din görevlisinin Kur’an okuması takip etti ve böylece zikir ve fatihaların birleşimi Cami-Cem ruhuna uygunluk taşımış oldu.
Kürsüye gelen İzzettin Doğan “Sayın Fethullah Gülen bana telefon ederek ‘Hocama cami ve cemin aynı alanda olması proje ve düşünceme ne dersiniz’ diyerek fikrimi sormasına olumlu cevap vererek bu projeye aşevinin de dahil edilmesini önerdim, hoca efendi benden bu teklifimi değerlendirmek için bir günlük süre istedi ve ardından önerimi pek yerinde olduğunu, kabul ettiklerini söyledi” diyerek projenin nasıl şekil aldığını açıkladı.
Faruk Çelik’te, hükümet adına değil de bir zamanlar çalıştayların bir katılımcısı sıfatıyla katılarak sözüm ona “Türkiye laik, sosyal hukuk devletidir” düsturuna helak gelmemesine özen gösteren bir pozisyondaydı ama bu projenin buram buram devlet kokması ipucunu İzzettin Doğan vermişti. İzzettin Doğan’ın “Hoca efendi önerime hemen cevap vermemiş, bir günlük süre istedi, daha sonra olumladı” sözüyle anlaşılmaktadır ki hoca efendi Doğan’ın teklifini bir yerlere danışarak cevaplamış oldu.
Törene en çok Alevilerin damga vurma kurgusu ince ince hesaplandığı çok barizdi. Sanki Alevilerin bu projeyi kabulü ve sindirilmeleri için bu kurguya özen gösterildiği açıktı. Töreni bir Alevinin sunup yönetmesinin yanı sıra kurban tığlama denen bir Alevi merasimi eşliğinde koç kesme duasını bir alevi dedesi Gülbeng okuyarak yapmasının ardından yine bir Alevi dedesinin lokma duasını yapmasıyla birlikte yemekler gelenlere dağıtıldı.
Saat 22:30, hala havada helikopter uçmakta ve hala sokaklarda atılan gaz fişeklerinin sesleri gelmekte, gözaltılar devam etmekte.
Sokak başlarında bekleşerek çocuklarının eve gelmesini bekleyen halk “bu olmadı, ne bizim rızamız alındı ne görüşümüz alındı ne de biz Tuzluçayır halkına soruldu. Bu süren inşaat durdurulmadan ya da gençliğin futbol oynayacağı bir alana dönüştürülmeden ne bu olaylar durulur ne de polisler burayı terkeder. Burası Tuzluçayır, ne yanlış yapanı unutur ne de yapılan yanlışı” diyerek hala dinmeyen bir öfkeyle durum değerlendirmesi yapıyorlar.
alixzahidex@hotmail.com