Site icon Rojnameya Newroz

TÜRKÜLÜ BİR YÜREKTİ EMRE SALTIK

Liseyi okuduğum yıllardı. Dersimli bir hocam vardı. Psikoloji derslerimize giriyordu. Benim psikolojiye olan ilgimden dolayı, kendisiyle kısa sürede samimi olmuştuk. Öğretmen-öğrenci ilişkimiz kısa sürede arkadaşlığa dönüşmüştü. Öğretmenim Elazığ’da ikâmet ediyordu. Ben ilçede kaldığım için her hafta sonu kendisiyle Elazığ’da görüşüyorduk. Bir hafta sonu kendisiyle Dersimlilere ait bir kafede buluştuk.

Heybet Akdoğan / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Kahvelerimizi yudumluyorduk. Sonra “Helal Eyle” adlı bir türkü psikoloji üzerine yaptığımız muhabbete eşlik etmeye başladı. O an hocamın ne konuştuğunu duyamaz oldum. Elim, ayağım durdu. Türkü; sazıyla, sözüyle beni kendisine öylesine konsantre etmişti ki gözlerim doluyordu. Herhangi birisine de aşık falan değildim. Ama inanın, sanki kara sevdanın duygusallığı kalbimi hüzünlendiriyordu. Türkü bittikten sonra hocama bu türküyü kimin söylediğini sordum. Hocam cevap olarak: Emre Saltık, söylüyor dedi. Günün muhabbetini bitirdikten sonra, ben minibüs durağına doğru yol aldım. Bu arada yolda yürürken bir kasetçi arıyordum. Sonra ilk gördüğüm kasetçiden içeriye doğru girdim. Emre Saltık’ın, “Helal Eyle” parçasını içeren kasetini satın aldım. Günlerimin çoğu zamanı bu kaseti dinlemekle geçiyordu. O zamanlar şiire olan merakım yeni başlamıştı. Emre Saltık’ı dinleyerek ilham alıp yazdığım şiirleri unutamam! Emre Saltık, türküleriyle bana; aşkı, sevdayı, memleketi, inancı ve Dersim’i çok iyi anlatmıştı. Sevgiliyi sevmenin tarifini onun türküleriyle tanıdım.

***

Sanatçının önemi:

Mahzuni Şerif, Muhlis Akarsu, Aşık Veysel, Hasret Gültekin ve daha isimlerini yazmakla çoğaltacağım birçok; aşık, ozan ve sanatçılarımızın ölümsüzlüklerini ancak onların eserlerine sahip çıkmakla yaşatabiliriz. Bizlerin özüne ve kültürüne damga vurmuş bu değerli halk sanatçıları birer efsanedirler. Ölmüş ve yaşayan bu saygın sanatçılarımızın ebediyetlerini, gençlerimize ve çocuklarımıza dinleterek yaşatabiliriz.

Sanat, topluma ayna olmaktır. Toplumu tüm değerleriyle anlatmaktır. Sanatçılar,  beraber yaşadıkları toplumu ve kültürünü evrensel değerlerle anlatan, bütünleştiren ve ifade eden kişilerdir. Unutulmuş ve sömürülen halkların dilidir sanatçı. Bizler, bizi anlatan, bizler için eserler üreten sanatçılarımızı; bizden sonraki nesillere, sanatı bilimsel boyutuyla ve toplumsal değerlerin bilinci ve vicdanıyla anlatmalı ve onları bilgilendirmeliyiz.

Emre Saltık’ı, diğer sanatçılarımızı ve eserlerini tanıdığımız tüm sanatçıları yarınlarımızın birer “kültür mirası” olarak sahiplenmeliyiz. Sanatçılar, toplumların kültürlerinin yaşaması için gönüllü yetkililerdir. Toplumlar ancak sanat ile eşitlik ve bağımsızlık düşüncelerini kültür haline getirebilirler. Bireysel ve toplumsal kalkınmanın bilinçsel uyanışı sanat ile yaygınlaşabilir.

Exit mobile version