Site icon Rojnameya Newroz

TÜRKİYE’Yİ ZOR SEÇİMLER BEKLİYOR! / DAVID BARCHARD

Trump beklenen müjdeleri vermekten uzak.

Türkiye Suriye’de 2 rahatsız edici seçimle karşı karşıya ve onların ikisi de iyi değil.  Rusya, Suriye için bir anayasa taslağı hazırlıyor ve Washington ülkedeki güvenli bölgeler hakkında konuşuyor. Bunlar Suriyeli Kürtler için iyi, Ankara için ise kötü haberler.

Türkler geçtiğimiz Perşembe, sabah haberinde hoş ve oldukça beklenmedik bir sürpriz duyarak uyandılar. Fakat, birkaç saat sonra, yine aynı derecede beklenmedik bir şekilde, Türklerin çoğu için istenmeyen başka haberler geldi. Birlikte ele alındığında, bu iki gelişme Suriye’deki savaşta Türkiye ile diğer dış aktörler arasındaki herhangi bir güçlü anlaşma yapılması ihtimalinin hala çok uzak olabileceğini gösteriyor. Bu, Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonları en azından geçici olarak kontrol edilirken Ankara-Moskova ortaklığının bozulmaya açık hale gelmesine yol açıyor.

Washington ve Moskova Anlaşmazlık içinde

İyi haberler, Suriye’de mülteciler için üs olacak güvenli bölgeler kurmaya yardım etmeyi istediğini söyleyen ABD Başkanı Donald Trump’tan geldi. Türkiye, yaklaşık dört yıldır kuzey Suriye’de uçuşa yasak bölge ile birlikte güvenli bölgeler kurulması için bastırıyordu. Şu anda, Suriye’de ilan edilen ateşkes ve Beşar Esad rejimine karşı yürütülen operasyonların durmuş olması nedeniyle, artık söz konusu bölgeler muhtemelen askeri amaçlarla kullanılmayacak.

Bununla birlikte, Obama yönetiminin yıllardır sessiz ve değişmeyen muhalefetiyle karşı karşıya kaldıklarından, esasen ABD Suriye’deki Türk askeri harekatına yardım etmeyi reddettiği için, Washington ile Ankara’nın arası 2013’ten itibaren bozulmaya başladı.

Trump’in sözleri, güvenli bölgeleri Suriye’deki stratejik denge için hayati öneme sahip olmasından ziyade mülteciler üzerindeki baskıyı hafifletmek açısından gördüğünü gösteriyor.

Trump, fikrini söylemeden önce, açıkçası Moskova ile görüşmedi. Bir iki saat içinde Putin’in basın sözcüsü Dimtry Peskov, “Mültecilerle ilgili durumun daha da kötüleşmemesi önemlidir, ancak muhtemelen tüm sonuçların iyice tartılması” gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Gün geçtikçe, bu mesaj batmaya başladı. Türkler, Trump’ın aslında ne önerdiği konusunda endişeli, belki de rahatsız oldular.

Ne Eksik: Kanton

Trump’ın sözlerinde eksik olan kritik ayrıntı, Suriye’deki Kürt kantonlarına hükmeden PYD’ye bağlı Suriye Kürtlerine karşı tutumuydu. PYD, Suriye’deki Kürt kantonlarını yönetmekle birlikte, Türkiye Hükümetine karşı terör kampanyası yürüten PKK ile de ilişkili.

Ankara, PYD kantonlarını tehlikeli ve kabul edilmez olarak görüyor ve nasıl sağlanabileceği belli olmamakla birlikte bunların bittiğini görmek istiyor. Aynı zamanda, Ankara için Suriye’de askeri açıdan güçlü bağımsız bir Kürt bölgesi korkusu oluşturduğu için IŞİD’e karşı Kürt askeri ilerleyişinin de durdurulmasını istiyor. Bu Obama ile karşı karşıya gelinmesine neden oldu. Aynı şey Trump ile de yaşanır mı?

Trump’ın Brett McGurk’un IŞİD’e karşı ABD önderliğindeki koalisyonun özel temsilcisi (fiilen organizatör) olarak kalmaya devam etmesi kararı, zaten Ankara’yı hayal kırıklığına uğratmıştı. McGurk, ABD ve PYD militanları arasında imzalanan ve Türk Ordusu ile muhalif Suriye güçlerine karşı kullanılma potansiyeli olan silahların Suriyeli Kürtlere verilmesine ilişkin anlaşmanın mimarı olarak görülüyor.

Ankara İçin Alarm Zilleri Çalıyor

Ve Perşembe sabahının sonraki saatlerinde, Türk haber kanalları kötü haberi bildirdi. Geçtiğimiz haftanın sonuna kadar, rejim karşıtı Özgür Suriye Ordusu içindeki bazı gruplarda hayal kırıklığı yaşandığı görülse de, Kazakistan’ın Astana şehrinde Suriye hükümeti ile muhalif gruplar arasında yapılan görüşmelerin içeriği hakkında neredeyse hiçbir şey açıklanmamıştı.

Bu durum, muhalifleri Suriye’nin geleceği için uzun vadeli bir anlaşmada muhalefet olarak hareket edebilecek tek birleşik bir siyasi yapıda birleştirmek isteyen Türkiye için sıkıntılıdır.  Bununla birlikte, Rus basın kaynaklarına güvenilirse, Rus delegasyonu tarafından Astana’daki katılımcılara bir anayasa taslağı sunuldu. Açıklanan ayrıntılar hem rejimin Sünni Arap muhalifleri hem de Türkiye için hoş değil.

Taslağa göre Arap ve İslami olmayan bir devlet kurulacak. Sünni olmayan grubun (ülkenin savaş öncesi toplam nüfusuna dayalı yüzde 30’u)  sağlam bir konumda olduğu kültürel ve dini çeşitliliğe dayalı bir devlet olacak. Henüz bir harita yayınlanmadı, ancak açıkçası Esad müreffeh kıyı illerini elinde tutarken, Sünni bölge muhtemelen Türkiye’ye yakın ülkenin kuzey kesimleri olacak.

Taslak, “Suriye toplumunun kültürel çeşitliliğinin korunacağını” açıkladı. Plan, Türkiye sınırının güneyi boyunca uzanan ve Rojava olarak bilinen Suriye Kürt kantonlarının kalıcı bir kopuşunun başlangıcı olarak görülmesi nedeniyle Türkiye’deki herkesin hakkında prensip olarak endişeli olduğu açık bir federalizmi durdurdu. Üniter bir Sünni devlet oluşturmak için savaşan gruplar için, bunların hepsinin kabul edilebilir olması pek mümkün değildir.

Tasarıdaki gerçek çekişmeli nokta ve Türkiye’de alarm zillerini çalan şey ise özerk Kürt bölgelerinin olabileceği ve buralarda hem Kürtçe hem de Arapça diller için eşitlik olacağı önerisidir.

Kim Kazandı ve Kim Kaybetti?

PYD, Türkiye’nin talebi üzerine Astana toplantısından çıkarıldı, ancak toplantıda rakip bir grup ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bir dalı olan Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) mevcuttu. Ankara’nın beklediğinin aksine, Moskova’nın fikrinin PYD’nin anlaşmaya dahil edilmesine odaklandığı görünüyor. 26 Ocak’ta Moskova’ya davet edilen bir PYD heyeti, Astana toplantısının sonuçları ve yeni anayasa hakkında Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov tarafından bilgilendirildi. Bununla birlikte geçen Cuma, Rus sözcüsü Rusya’nın Kürtler için özerklik istediğini inkar etti.

Trump’ın verdiği karar ne olursa olsun, Suriyeli Kürtlerin kendisini kuşattığı için Türkiye’nin gelecekte Rojava’yı ele geçirmeye yönelik bir teşebbüste bulunmasına Rusya’nın sessiz kalmayacağının bir uygulamasıdır. Dahası, Astana’da öngörülen hatlarla Suriye’de bir anlaşma yapılacak olursa, Özgür Suriye Ordusu grupları Kürt komşuları ile birlikte yaşamak zorunda kalacaklar.

Türkiye, Temmuz 2015’ten beri kendi Kürt militanlarını ezmek için tüm çabayı gösterdi. Güney sınırında, PKK ile dost kalıcı özerk Kürt kantonu fikri Türkiye için tam bir kabus. Aralık başından beri IŞİD’in elindeki El-Bab’ı kuşatma altında tutan Suriye’deki Türk Kuvvetleri, üstünlük kazanırsa durum farklı olabilir. Ardından Türk ordusu, güney sınırına daha yakın olan Kürtlerin elindeki Afrin ve Manbij’e doğru ilerleyebilir.

Ancak şimdiye kadar, IŞİD el-Bab’dan çekilebileceği yönündeki haberlere rağmen, azimli olduğunu kanıtladı. Kuşatmada yaklaşık 50 askeri kaybeden Ankara, Doğu Halep’in Aralık ayında düşmesinden sonra stratejik önemini kaybeden bir kasabaya yönelik topyekün bir saldırıda daha fazla can kaybı istemiyor.

Türkiye şimdi iki rahatsız edici seçimle karşı karşıya kalabilir: Suriye’de açmaza girmek; ya da Rusya ile umut edilenden daha az verecek bir anlaşma yapıp hem IŞİD hem de PYD’ye ile uğraşmaya devam etmek.

Makalenin yazarı David Barchard, Türkiye’de gazeteci, danışman ve üniversite öğretim üyesi olarak çalıştı. Türk toplumu, siyaseti ve tarihi üzerine düzenli olarak yazan Barchard, şu anda 19. yüzyıldaki Osmanlı İmparatorluğu hakkında bir kitap yazıyor.

Washington Hattı

Çeviren Alim Karaman

Kaynak: Middleeasteye

 

Exit mobile version