Site icon Rojnameya Newroz

TARIMSAL EMEK GÖÇÜ, DİĞER ADIYLA ÖLÜM MEVSİMİ

Mevsimlik tarım faaliyetleri; ekim, ilaçlama, sulama, hasat, ambalaj ve saklama gibi işlerin belirli dönemlerde yapılmasıdır. Mevsimlik gezici tarım işçiliği ise bu faaliyetlerin toplamı. Tarım işçiliği yapısı gereği insan emeğine en fazla ihtiyaç duyan bir sektördür. Yaklaşık bir buçuk milyon insanın bir şehirden diğerine, elli şehirdeki hareketliliğidir mevsimlik tarım işçiliği.

Mustafa Korkmaz / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Günün herhangi bir saatinde iştahla yediğimiz bir meyvenin, bir sebzenin soframıza gelinceye kadarki aşamada kaç emekçinin alın terinin bulaştığını kimse ne sorar ne de merak eder. Elleri delik deşik eder portakalın limonun dikenleri. Harran’da ve Çukurova’da eller nasırlanır ve parmaklar delik deşik olur, çapa yapmaktan ve pamuk toplamaktan. Soğan, sarımsak toplayanlar ve torbalayanlar kokudan birbirlerine yaklaşamazlar. Yozgat’ın mercimekleri nasırları kanatır. Altın sarısı o güzelim kayısıların nasıl üretildiği bile bilinmez. Yaşının ayrı kurusunun ayrı meyve olduğunu zanneder birçoğu. Binbir çeşit gıda üretiminde kullanılan ve yemeye doyamadığımız Antep fıstığı hasadında parmakların, kaşların, kirpiklerin, saçların ter ile birbirine yapışmasıyla ortaya çıkan görüntüden kimse bir anlam çıkaramaz. O kişinin bakımsız ve kirli olduğunu zannedip, iğrenirler. Günün her saatinde yorgunluğumuzu atmak ve akşamları yediklerimizi sindirmek için içtiğimiz o demli çayların hasadını yapanlar, sadece Kürt oldukları için küfredilen, dövülen, yuhalanan, kovalanan ve her türlü hakarete uğrayanlardır. Seçim meydanlarında oy toplamak için ulufe dağıtır gibi kalabalıklara dağıtılan ve üzerlerine atılan o çayları toplayıp harmanlayanlar da Türk ve Kürt emekçileridir. Bütün dünyanın sofralarına servis edilen fındıkları üretenler de o emekçilerdir. Bu değerleri yaratanlar yollarda ölüyorlar iliklerine kadar sömürülüyorlar.

Mevsimlik tarım işçilerinin yüzde doksan beşi sosyal güvencesiz çalışmakta. Bu işçiler sadece ücret, sigorta, barınma ve sağlık sorunları yaşamıyorlar tabii ki. Köleliği aratan uygulamalar, çok kötü yaşam ve çalışma koşulları bulunuyor. Kamyonetlere tıka basa doldurularak yapılan ulaşım ve sonucunda katliam gibi iş cinayetleri. Kimliklerinden dolayı aşağılanma, saldırıya uğrama, kendi aralarında bile ana dillerini konuşamama yaşadıkları sorunlar da cabası.

Mevsimlik tarım işçileri içerisinde sömürü ve baskının katmerlisini yaşayanlar kuşkusuz kadın ve çocuklardır. Kadın ve çocukların yaşadıkları sıkıntılar sadece çalışma koşullarının zorluğu değil. Kadın ve çocuk olmaktan kaynaklı birçok sorun yaşıyorlar. Kürt kimliklerinden dolayı devletin ve milliyetçi faşist gurupların akıl almaz baskıları, çocuk emeğinin sömürülmesi, kadınların her türlü baskı, taciz, tecavüz, şiddet ve hatta cinayetlerle karşı karşıya kalmalarıdır. Fakat sorunlarını çözecek haklarını koruyacak bir örgütlülükten yoksundurlar. Dernekler kurulmuş olsa da bunlar işçilerin sorunlarıyla değil simsarların sorunlarıyla ilgilenir olmuşlardır.

Kürdistan yoksulları ilkbaharın gelişi ve tarımsal faaliyetlerin yoğunlaşmasıyla yine yollara düştü. Ve yollar, kan gölüne dönmeye başladı bile. Anne babalar yavrusuz, çocuklar yetim kalmaya devam ediyor. Umutlar yıkılıyor, ocaklar sönüyor. Kısır döngü devam ediyor. Birilerinin içten içe bunlar Kürt’tür ölmeleri daha iyi dediklerini duyar gibiyim, tıpkı doğal afetlerde söyledikleri gibi. Haber kanallarında insanların ne kadar dikkatsiz oldukları, onların perişan durumları anlatılıyor, hatta bazen olayın vahametine göre mağdurlar suçlanarak bir iki dakikalık timsah gözyaşından sonra her şey unutulup gidiyor. Ateş sadece düştüğü yeri yakıyor!

Tüm sayıların PDF formatı için aşağıdaki bağlantılara tıklayın

Sayı-1

Sayı-2

Sayı-3

Sayı-4

Sayı-5

Sayı-6

Sayı-7

Sayı-8

Exit mobile version