Site icon Rojnameya Newroz

Sular çekilince, Zilan Deresi katliamı gün yüzüne çıktı

Zilan Deresi

Zilan’da sular çekildi, “insan kemikleri kıyıya vurdu”

Van’ın Erciş ilçesi Zilan Çayı üzerinde inşa edilen Koçköprü Barajında su seviyesi düşünce insan kemiklerinin kıyıya vurduğu iddia edildi.

Ajans 65’in haberine göre, insan kemikleriyle ilgili değerlendirmede bulunan Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEV-DER) Başkanı Ali Kalçık, barajların, bölgede yaşanan katliamlardan geriye kalan delillerin yok edilmesi amacıyla inşa edildiğini ifade ederek, “Görünen manzara yıllardır söylemeye çalıştığımızı kanıtlıyor” dedi.

“Savcılık araştırma yapmalı”

İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi Başkanı Mehmet Karataş bianet’e yaptığı açıklamada, kendilerine henüz bu konuyla ilgili bir başvuru olmadığını söyledi.

Karataş, “Kemiklerin insan veya başka canlılara it olup olmadığına dair savcılıkta bir çalışma yürütülmeli ve kemikler incelemeye tabi tutulmalı. Orada soykırım gerçekleştiği doğrudur ama bu konuyla ilgili ayrıntılı çalışma yapılmalı ve maddi gerçek ortaya çıkarılmalı” dedi.

Önce baraj, ardından HES

İl merkezine 120 ilçeye ise on kilometre uzaklıkta bulunan baraj, Zilan’ın akarsularından besleniyor. Koçköprü Barajı 1978-1992 eski Ağaçören köyü üzerinde inşa edildi. Barajın hemen üst tarafında bulunan ve 2020 yılında faaliyete geçen Hidro Elektrik Santrali’nin (HES) suları tutmasıyla birlikte barajda su seviyesi azaldı.

“44 köy boşaltıldı”

Ortaya çıkan insan kemiklerinin bölgede Temmuz 1930 tarihinde bölgede yaşanan katliamla alakalı olabileceğine dikkat çeken Kalçık, Ajans 65’e yaptığı açıklamada, bu katliamın üzerinin kapatılması için bölgede barajların inşa edildiğine dikkat çekti:

“Zilan deyince iki konu önem kazanıyor. Birinci konu Temmuz 1930 da 15 bin Kürt katledildi. 44 köy boşaltılarak bir insansızlaştırma yaşandı. O günden beri orada bulunan Kürt tarihi ve Kürt kemiklerinin üzeri kapatılmaya çalışıldı.

“Bunun yanında bir o kadar da önemli olan Van Gölünü besleyen su kaynağımızdır.  Bu su kaynağında ise en fazla canlının üremesini sağlayan üreme alanıdır.

“Kemikler incelensin ve kamuoyuna açıklansın”

Zilan katliamı ile ilgili belgesel hazırlayan ve bu kapsamda araştırmalar yapan Gazeteci İdris Yılmaz da Zilan’da her taşın altında bir ağıt ve çığlık olduğunu söyledi:

“Bu gördüğümüz alan eski Partaş köyüdür. 1978 yılında barajın inşa edilmesi sonrasında köy yukarı kısıma taşındı. Baraj altında kalan bu insan kemikleri o köye de ait olabilir. Ancak araştırılmasında fayda vardır.

“Zilan’da her taşın altından bir çığlık var. Temmuz 1930 yılında burada 44 köy ateşe verilmiş bu köy sakinleri belirli alanlara toplanılarak ateşli silahlarla katledilmişti. Dönemin yarı resmi gazeteleri bölgede 15 bin insanın katledildiğini manşetlerine taşırken, farklı kaynaklar ise sayıyı çok daha yüksek olarak verdi. Bu nedenledir ki, Zilan’da her taşın altından insan kemiklerine rastlamak mümkün.

“Burada duyarlı STK ve devlet yetkililerine çağrımdır. Açığa çıkan bu insan kemikleri incelensin ve neticesi kamuoyu ile paylaşılsın. Buna benzer çok sayıda toplu mezar var Zilan’da, bu mezarların da açılıp insanlık onuruna yakışır şekilde defnedilsin. Bir daha bu coğrafyada bu acı olayların yaşanmaması adına bir anıt yapılsın.” 

Zilan Katliamı

13 Temmuz 1930’da başlayan katliamda, 5 bin köylü yaşamını yitirdi ve 44 köy yok edildi. Cumhuriyet Gazetesi, katliamı 16 Temmuz 1930’da “Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk’ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur,” diye duyurdu. Cumhuriyet Gazetesi özel muhabiri Yusuf Mazhar, 15 bin insanın Zilan Deresi’nde öldürüldüğünü aktardı. Kimi kaynaklara göre 47 bin kişi yaşamını yitirdi. Katliamın ardından bölge halkının mallarına el konuldu. 1950 yılında Erciş Asliye Ceza Mahkemesi’ne mallarını geri almak için başvuran köylüler, herhangi bir sonuç alamadı.

HES mücadelesi

Zilan Vadisi üzerinde kurulmak istenen HES’e karşı 2014 yılından beri yurttaşların ve çevre örgütlerinin mücadelesi sürüyor.

Van Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 30.03.2012 tarih ve 1318 sayılı yazısı ile 30.03.2012 tarih ve 14 No’lu “ÇED gerekli değildir” kararıyla, 2014 yılında inşaatı başlatılan Zilan HES projesi, köylülerin ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin itirazı üzerine durdurulmuştu.

Kararın ardından HES’in yapılacağı arazilere yönelik Bakanlar Kurulu kararı ile acil kamulaştırma kararı çıkarılarak yeni bir süreç başlatıldı.

Durumu yargıya taşıyan köylüler, geçim kaynaklarının tarım ve hayvancılık olduğunu belirterek, HES’in yapılması durumunda bölgede oluşacak ekolojik tahribat nedeniyle geçimlerini sağlayamayacak duruma geleceklerini ve bu nedenle göç edeceklerini söylemelerine rağmen bir sonuç alabilmiş değil. COVID-19 salgını sürecinde Zilan Vadisi üzerindeki çalışmalara tekrar hız verildi.

ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık’a göre, üzerine Hidroelektrik Santral (HES) kurulmak istenen vadide 4 bin 300 bitki ile sayısız endemik tür bulunuyor. (AS)

BİANET

Exit mobile version