Site icon Rojnameya Newroz

SONJA CRIVELLI: KADIN VE ERKEK EŞİTLİĞİNİ SAVUNUYORUM

28 komünist ve devrimci partiden oluşan Avrupa Sol Partisi, PSE’nin yasamasında yer alan Sonja Crivelli ile kandın sorunu üzerine yaptığımız söyleşiyi ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz.

Röportaj / Beko ROJ

Sonja Crivelli Kimdir?

1944 yılında doğdu. Zorunlu eğitim ve liseyi bitirdikten sonra Ticino kantonu öğretmen okulunu bitirdi. Birkaç yıl öğretmenlik yaptı. Daha sonra Cenevre Üniversitesi’nde Pedagoji dalını okudu. Kanton’a döndü ve işe başladı, Kanton’da yıllarca ekip şefliği yaptı. Şimdi emekli.

Gençlik yıllarından başlayarak aktif politik mücadele yürüten Sonja, bulunduğu kantonda kanton sekreterliği, yayın sorumluluğu, kanton komitesi üyeliği ve İlerici Kadın Komitesi de dahil bir çok konuda aktif çalışıyor. İsviçre genelinde, İsviçre Emek Partisi, PSdL Merkez Komite ve Polit Büro üyeliği yaptı. Ayrıca yıllardır 28 komünist ve devrimci partiden oluşan Avrupa Sol Partisi, PSE’nin yasamasında yer alıyor. Kaldığı belediyede encümenlik ve belediye yürütmesinde yer aldı. Yaklaşık 50 yıldır aktif politik faaliyet yürüten Crivelli; evli, iki kız evlat anası ve 5 torun ninesidir.

Genel olarak kadın ve erkek eşitliği hakkında ne düşünüyorsunuz?                                                                 

Ben kadın ve erkek arasında eşitliği savunuyorum. Fakat daha onun çok uzağındayız. Öncelikli olarak ücret eşitliğinin olması gerekir. Yani eşit işe eşit ücret olması gerekir. Çağımızda İsviçre gibi bir ülkede bile kadınlar erkeklerden %20 az ücret alıyor. Ve ayrıca hayatın her alanında erkekler yoğun ve etkililer. Çoğunlukla onlar yönetip yönlendiriyorlar. Birçok ülkenin anayasasında kadın ve erkeğin eşit olduğu yazıyor ve savunuluyor. Ama gerçek hayatta bu böyle değil.

Eşitlik nasıl olmalı?

Kadın ve erkek arasındaki eşitliğin nasıl olması gerektiğine gelince; hayatın her alanında kadının ayrı bir cins ve kişilik olduğu erkek tarafından kabul edilmeli ve o temelde ona yaklaşılmalıdır. Kadın ve erkek arasında eşitlik olduğu zaman sevgi olur, saygı olur ve bunlar gelişir ve bu durum birçok şeye yansır. Her şeyden önce demokrasinin olması gerekir.

Kadın ve erkek eşitliği hakkında Engels, kendi döneminde bir çok tahlil ve tespitte bulundu. Örneğin diyor ki “Kadının yaptığı ev işleri (yani temizlik, çocuk bakımı, yemek, yıkama, ütüleme….vb) birer sektör haline gelmeden kadın eşit olamaz. Ne diyorsun?

Engels’in bu tespitine katılıyorum. Bu düşünceden hareketle 1917’de Sovyet devrimi kadın ve erkek eşitliğini gerçekleştirmeye çalıştığı zaman kadına iş verdi, hak verdi, yönetici olma sıfatını verdi. Erkekler ile aynı işi yapmalarının önünü açtı. Oysa o dönemde Avrupa’da kadınların seçme ve seçilme hakları dahi yoktu. Örneğin; Paris Komünü’nde kadınlar erkekler ile birlikte mücadele ettiler. O zaman yaklaşık bin kadının yargılandığı belirtiliyor. Bunlar içerisinde sadece bir tanesi burjuva gelenekten geliyor. Diğerlerinin hepsi işçi ve emekçi kadınlardı. Engels’in bu tespiti kadınların ekonomik olarak otonom ve özgür olmalarını ön görmektedir. Otonom ve bağımsız olmalıdırlar, çünkü kadınlar yardıma muhtaç olmamalıdırlar. Tam tersine yardım etmelidirler. Diğer taraftan çalışan kadın için çocuk bakımı, temizlik, yemek, yıkama, ütüleme….vs gibi şeyler ve işler için kurum ve kuruluşların olması gerekiyor. Bu kurum ve kuruluşların olması ve kadınların onlardan yararlanması iyidir, gereklidir. Ayrıca aile içerisinde iş bölümü ve demokrasi olması gerekiyor. Bu iş bölümünü önemli buluyorum. İsviçre’de doğumdan sonra kadınların evde kalma hakları var. Bizler bu süre için erkeklerin, yani kocalarının da hanımlarına yardımcı olmaları için, onların da bu dönemde belli bir süreliğine çalışmamaları gerektiğini savunuyoruz ve bu konuda mücadele ediyoruz.

Birçok sol, sosyalist ve komünist parti kadınlara yardımcı olup onları siyasal ve sosyal hayata çekmek için kota veya eş-başkanlık sistemini uyguluyorlar. Bu sistem ve kural kadınlar için nasıl bir etki yapıyor?

Günümüzde kadınlar için bu kota ve eş-başkanlık sistemi ve kuralı gerekli ve zorunludur. Bu gereklilik kadınların şimdilik içerisinde bulundukları durumdan kaynaklanmaktadır. Eş-başkanlık ve kota çok güzel ve onayladığım yöntemlerdir. Örneğin Avrupalı 28 devrimci ve komünist partilerin oluşturduğu ve onlarca partinin gözlemci sıfatına sahip olduğu Avrupa Sol Partisi, PSE’de benzer bir durumu uyguluyor. Avrupa Sol Partisi yasaması (Parlamento) her partiden bir kadın ve bir erkekten oluşuyor. Yani PSE bünyesinde yer alan her parti, yasamada bir kadın ve bir erkek ile temsil edilme zorunluluğu söz konusudur. İnanıyorum ki bu ve buna benzer girişimler erkek egemenliğini azaltır ve kadını siyasal, sosyal ve kültürel yaşamda eşitlemeye hazırlar.

Kadın ve erkekler her şeyde eşit olabilirler mi?

Ben hemen şimdi eşit olmalarını istiyor ve diliyorum. Ama biliyorum ki bu kolay bir durum değildir. Bu konuda daha çok şey yapmalı ve çok çalışmamız gerekiyor. İnanıyorum ki birçok erkeğe bu savunduğumuz, değindiğimiz ve söylediğimiz şeyleri kabul ettirebiliriz veya kabul ederler diye düşünüyorum.

Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.

Ben de teşekkür eder, başarılar dilerim.

06.12.2017

Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 1 / Mart 2018

 

 

Exit mobile version