Kürdistan’daki sömürge-sömürgeci paradigması incelendiğinde bu ikilemin sadece ekonomik boyutla sınırlı kalmadığı görülmektedir. Sömürge tarihinin en acı çeken coğrafyaları dahi Kürdistan sömürgeciliğiyle kıyaslanamayacak boyuttadır. Kürdistan sömürgeciliği dünyada eşi benzeri olmayan bir konumdadır.
Hasan Işık / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Tarih sayfalarındaki sömürge ve sömürgeci ilişkileri incelendiğinde Kürdistan sömürgeciliğinin çok boyutlu bir sömürge olduğu görülebilir. Klasik sömürgeciler sömürdükleri ülkelerin ekonomik zenginlikleri ve pazar ilişkilerini esas almaktadırlar. Ancak Kürdistan’daki sömürgecilik anlayışı çok daha ölümcüldür. Özetle Kürdistan’daki her madde sömürülmekte ve her nefes alan yok edilmek istenmektedir. İşte Kürdistan’daki sömürge ilişkisi tam da budur.
Örneğin bugün İslam dünyasının dilinden düşürmediği İsrail-Filistin sömürge ilişkisi bile Kürdistan’daki sömürge ilişkisinin yanında çok hafif kalmaktadır.
Öyle ki İsrail bugün Filistinlilerin dillerine ve kültürel unsurlarına saldırmamaktadır kültürel baskı uygulamamaktadır.
Afrika sömürgelerinde bile durumu Kürdistan’dan daha iç açıcıdır. Afrika sömürgelerinin dilleri serbesttir ve sınırları bellidir ancak Kürdistan’da durum bunun tam tersidir.
Kürdistan’da sömürgecilik faaliyeti yanında bir de yok etme pratiği uygulanmaktadır. Kürdistan’da dil başta olmak üzere tüm tarihi ve kültürel faaliyetler sömürülmüş aynı zamanda da yok edilmeye çalışılmıştır.
Kürdistan’daki kültürel sömürge yemekten dansa; türkülerden kıyafetlere kadar devam etmektedir. Kürdün çiğ köftesinden halayına kadar sömürüp Türk kültürüne dahil etmek sadece basit birer örnektir.
Dünya kültür bölgesi olan Kürdistan’ın sanatının, sözünün, melodisinin… çalınması bunun en somut pratiğidir.
Türk mutfağından, Türk halk müziğine kadar pek çok olgunun altında aslında çalınan Kürdistan gerçeği yatmaktadır. Bu sömürü ve hırsızlık devlet politikası olarak pek çok resmi kurum aracılığıyla yapılmıştır.
Örneğin Devlet Konservatuarı arşivinde türkü diye patentlenen pek çok ezgi orjinalinde Kürtçe stranlardır. Bunların sadece bir kısmını örneklemek konunun anlaşılması ve trajedinin hissedilmesi açısından önemlidir. Esas ironi ise bu eserler çalınırken ve icra edilirken Kürt kökenli sanatçılar kullanılmıştır.:
-Mehmet Özbek “Beyaz Gül Kırmızı Gül” derlemesinden ödül kazanmıştır. Bu eserin orjinali Tahsin Taha’nın Irak radyosunda söylediği “Rabe cotyar de hilo Rabe” parçasıdır.
-Celal Güzelses’in “Bahçeye Gel ki Görem” eseri Mihemed Arif Cizrawi’nin “De Rabin Gulan Biçînin” eseridir.
-Yek Mûmik \ Bir Mumdur (Bedri Ayseli, İbrahim Tatlıses)
-Lé Dotmam \ (Mihemed Şexo) Ben Yetim (İbrahim Tatlıses, Küçük Emrah)
-Gule Rabe Sibe ye \ Gule Uyan Sabahtir (Atakan Çelik)
-Oy Ferad Ferad \ (Siwan) Oy Fırat Fırat (İzzet Altınmeşe)
-Ez Kevok in le le \ (Hesen Cizrawi) Hele yar Zalim Yar (Selahattin Alpay, İzzet Altınmeşe)
-Diyerbekir Peytexte \ (Seide Hemo) Ben de Gidem Paytahta (Izzet Altınmeşe)
-Dayika Min \ (Anonim) Maden Dağı Düşmandır (İzzet Altınmeşe)
-Endiwere Peytexte \ (Eno Dino) Mardin Kapı şen Olur
-Hat Kerwane Merdine \ (Fexri Bamime) Mektebin Bacaları (Muazzez Turung)
-Reka Midyade Kaş e \ (Anonim) Karanfil Eker misin? (Celal Güzelses)
-Ber Çem Her Çemberine Dicime \ Esmerim Biçim Biçim (Zeki Müren, Bülent Ersoy, Emel Sayın, İzzet Altınmeşe)
-Cotyar \ (Tahsin Taha ) Beyaz Gül Kırmızı Gül (İbrahim Tatlıses, Nuray Hafiftaş)…
-Qamislo \ (Koma Denge) Ölürüm Türkiyem (Mustafa Yıldızdoğan)
-Niştiman \ (Hesen Zirek) Ankara’nın Taşına bak (Ruhi Su)…..
Celal Güzelses, İbrahim Tatlıses, İzzet Altınmeşe, Selahattin Alpay, Bedri Ayseli, Küçük Emrah, Burhan Çaçan, Nuray Hafiftaş… gibi Kürt kökenli sanatçılar aracılığıyla kültürel sömürgeciliğin sadece birkaç basit örneğini gördük.
Tüm bu örnekler ışığında varlığını Kürdün yok oluşu üzerine kuran bir devlet sisteminin, Dünyanın her yerinde ve bugün de “Afrîn”de özgürleşme mücadelesi veren Kürde saldırması daha iyi anlaşılacaktır.