Site icon Rojnameya Newroz

SOL, SARI YELEKLİLER’İN NERESİNE DÜŞER? / ESMERAY YOĞUN

Sokaklara taşan, akaryakıt zamlarını protesto ile başlayan eylemin sosyolojik bohçasında Macron’un süregiden, “zengin dostu-işçi düşmanı” bir dizi neo-liberal vergi düzenlemesi var. Bu düzenlemelerin iç okuması ise emek piyasasının esnekleşmesi, iş güvencesinin pabucunun dama atılması ve işçiyi işverenin iki dudağının arasında bırakacak iş hukuku değişiklikleri yer alıyor. Kendi de bir milyoner olan Macron’un, ünlü milyonerlerinin yer aldığı Gracques Grubu ile olan kan bağı ve Rothschild & Cie zamanlarından kalma servet seviciliği göreve geldiği günden beri ekonomi politikalarına verilen ayarla devam ediyor.

Esmeray Yoğun – Paris *

Sarı yelekliler, Macron’un neo-liberal politikalarına karşı özellikle orta sağ kesimde biriken öfkenin oldukça hızlı gelişen patlama haliydi. Bretonya’dan Jacline Mouraud’ın “Yeter Artık” adlı videosu milyonlarca kişi tarafından izlendi ve sosyal medyada hızlıca paylaşıldı. Sonrasında son binlerce kişi kaza veya acil durumda kullanmak için bulundurulması zorunlu olan sarı trafik yeleklerini arabalarının ön camına bırakmaya başlaması ise eylemin gür sesinin ön habercisi idi.

SARI YELEKLİLER KİM DEĞİL?
Bu protesto eylemlerinin profili aslında her hafta sonu değişiyor. Bu noktada CGT’nin (Devrimci İşçi Sendikası) başlangıçta ses çıkarmaması, daha sonra bizim bu sağ hareketle işimiz olmaz açıklaması ve devamında kısmi-bölgesel katılımı, Fransız solunu temsil eden J.L. Melanchon’un yakın zamanda yeşil ışık yakması ama anarşist CNT sendikasının hala katılım kararı vermemesi oldukça mühim hususlar. Macron’un liberal ekonomi politikalarına öfkeden doğmuş Sarı Yeleklilerin kim olduklarından ziyade kim olmadıklarını analiz etmek şimdilik daha doğru olacaktır kanısındayım.

Bu nedenle Sarı Yeleklilerin özellikle, sağcı, beyaz ve işçi kesimden oluştuğu, protestolarda yabancı ve göçmenlerin olmadığı ve protestolara kadınların ve LGBTİ hareketlerin renk vermediğinin altını çizmek gerekir. 1 Aralık’taki protestolara “Comite Adama” derneğinin katılımı göçmenlerin de eklemlenebileceğinin işareti iken Saint-Quentin’deki gösterideki bir grup eylemcinin, bir kadına önce hakaret ettiği sonra da başörtüsünü çıkarmaya zorladığı ise Sarı Yeleklilerin göçmen karşıtı beyaz ruhunu ortaya döküyor gibi.

NASIL SONUÇLANACAK?
O halde denebilir ki ana arterinde öğrencilerin, özellikle Afrikalı ve Arap göçmenlerin, prekar Fransız gençliğinin, kadın ve LGBTİ dinamiklerinin olmadığı ne yazık ki sokağı ve barikatı tanımayan hatta devlet şiddetine oldukça yabancı ama öte yandan geniş katılımcı kitlesi yakalamış “Sarı Yelekliler” yakaladıkları bu güçlü ivmeyi Macron’un kurnazca kurduğu müzakere masalarında ya ucuza tav olup satacaklar ve kısa sürede sönümlenecekler ya da solcu abla ve ağabeyleriyle el ele verip Macron’u istifa ettiremeseler bile en azından sağın solundan solun sağına taşımayı becerebilecekler. Aksi takdirde Fransa’yı oldukça zor günler bekliyor. Zira bu kadar tabandan gelen ve yaygınlaşmış olan bu şansı kaybetmek ve Macron’a geri adım attırmamak, Macron’unun sermaye dostu özgüvenini kabartacak ve hemen ardından gelecek oldukça faşist günlerin ve zalim ekonomi politikalarının önünü açacaktır.

Bu işin nasıl sonuçlanacağı ise Sarı Yelekliler kadar deneyimli Fransız solunun dümene geçme niyeti ve hatta “biz nerde yanlış yaptık ve nasıl oldu da bu geniş ivmeyi biz yakalayamadık da bu acemi çaylaklar yakaladı” özeleştirisinde yatıyor.

*Araştırmacı

Kaynak: BirGün

 

Exit mobile version