Başlangıçta bir sağlık sorunu olarak doğan ve insanlığı tehdit eden Koronavirüs, çok kısa sürede sağlık sorunu olmanın yanı sıra küresel ekonomik, sosyal, kültürel ve hatta siyasal bir soruna dönüştü. İlk kez bir hastalık nedeniyle insanlık bu düzeyde ve küresel olarak ne zaman nasıl aşılacağı da belirsiz olan ekonomik, sosyal sorunlarla yüzleşti.
Yurtsever Sosyalist İşçi – Sayı:6
Öyle ki pandeminin, ekonomik sosyal sonuçları rakamların dilini aşan bir ağırlıkla kendini işçi ve emekçinin yaşamında hissettiriyor. Tehlikeli tırmanan işsizlik, mutfağı yangın yerine çeviren zamlar, belirsiz gelecek ve gerilen sinirlerle nereye, nasıl ve hangi hedeflere yöneleceği belli olmayan bir işçi emekçi kitle öfkesi şekilleniyor. Bu koşullarda sokağa çıkmanın giderek genişleyip radikalleşeceğini belirtelim ki bunun ilk adımlarını şimdiden Şili ve Lübnan başta olmak üzere görmeye başladık bile.
Mesele sokağa çıkmak değil, sokağa çıkanları kim, kimler nereye yönlendirecek! Unutmayalım ki ekonomik kriz yıllarında; “açız ekmek istiyoruz ve işsiziz iş istiyoruz” hatta “kahrolsun kapitalizm, kahrolsun neoliberalizm” sloganlarıyla meydanlara inecek işsiz-işçi-yoksul kitleler sosyalist soldan faşist sağ siyasetin etkisine varana kadar siyasetin etkilerine açık olacaklar. Manşet yazısında işlendiği gibi bunu tipik örneği 1929 bunalımı sürecinde yaşandı. Almanya başta olmak üzere Avrupa ve Dünya da ekonomik buhranın ağır koşulları altında yüz binler hatta milyonlarca emekçi sınıf “kahrolsun kapitalizm” diyerek meydanlara çıktığında şunu gördük; komünist hareketin yanı sıra, nasyonal sosyalizm yani faşist hareket de işçi emekçi kitleleri kontrol edebilmek için antikapitalist sloganlarına sahip çıkarak örgütlediklerini gördük.
Burada tam da belirleyici olan sahada propaganda ve örgütlemenin gücüdür! Hitler’in Alman Nasyonal Sosyalist Partisi’nin nasıl muazzam bir propaganda makinesine sahip olduğunu biliyoruz.
Kürdistan özelinde de bizi bekleyen esas görev; özetlediğimiz kriz koşullarında; işçi emekçi sınıflara yönelik belirlenmiş propaganda ve örgütlenme planıyla pratik yaşama müdahale etmemiz gerekiyor. Bunun hazırlıklarına şimdiden başlamalıyız.
Güney Kürdistan işçi emekçileri şimdiden maaş almama sorunuyla yüzleştiler. Irkçı Irak rejimi, pandemiyi de bahane ederek Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bütçesini kesince maaş ödeyememe durumu oluştu. Kürdistan hükümeti benzer durumla daha önce sıkça yüzleşmiş olmasına rağmen, başta tarım olmak üzere petrol dışı öz kaynaklarını kendi kendine yeterli hale halen getirmemiş olmasını eleştiriyoruz. İşçi emekçilere çağrımız, ekonomik sorunları nedeniyle Kürdistan Hükümetini haklı olarak eleştirirken, eleştirilerinde okun sivri ucunu Irak şoven rejimine yöneltsinler.
Ve işçilere, yoksullara, açlıkla boğuşanlara çağrımız; öfkenizi asla içinize akıtmayın. Tepki ve öfkenizi demokratik meşru zeminde dışarıya yani kapitalizme ve siyasal düzenine yöneltin. Unutmayın bu sizin demokratik hakkınızdır. Şimdi işsizliği, zenginlik içerisinde yoksulluğu ve dayanışma-paylaşma yerine sadaka kültürünü eleştirme tepki verme zamanı.
Bu sayımızda yazarlarımız, yazılarında ağırlıkla Koronavirüs ve farklı alanlarda ki yansımalarını ele alıyorlar. Ayrıca komünist, devrimci hareketin bu koşullarda yerine getirmeleri gereken görev sorumlulukları üzerinde duruluyor. Bir diğer yazımızda da işçi sınıfının edebiyatı üzerinde ve neden zayıf olduğu üzerinde duruluyor.
Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle.
Yurtsever Sosyalist İşçi – Sayı:6
Tüm sayıların PDF formatı için aşağıdaki bağlantılara tıklayın