Site icon Rojnameya Newroz

ŞEYH SAİD İSYANINA HACI BEKTAŞ DERGAHI’NIN BAKIŞI / SOSYALİST MEZOPOTAMYA-3

 

Bilindiği üzere Şeyh Said İsyanı üzerine yazılmış olan önemli bir literatür var. Fakat hem Hacı Bektaş Dergahı Çelebisi Veliyüddin Çelebi’nin  hem de Hacı Bektaş Dergahı Dedebabası Salih Niyazi’nin;  Şeyh Said İsyanına bakışlarının ne olduğuna ilişkin bir çalışma yok. Daha doğrusu bu alanda arşiv belgeleri ekseninde yapılmış bir çalışma yok.

Mahsuni Gül / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Gerçekten de gerek Hacı Bektaş Dergahı Çelebisi Veliyüddin Çelebi’nin ve gerekse de Hacı Bektaş Dergahı Dedebabası Salih Niyazi’nin Şeyh Said İsyanına bakışları nasıldı?

Bu sorunun yanıtına geçmeden önce, arşivde bulunan ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk imzası ile yayınlanan ülkedeki başkaldırışların yok edilmesi hakkındaki beyannameyi aktarmakta yarar var:

“… . Genç’te başlayıp El-Aziz (El-Aziz’le kastedilen yer Elazığ’dır) ve Diyarbakır merkezleri sınırlarına kadar genişleyen olayda kanunen bizim olan bazı mıntıkalar din maskesi altında gerçek yüzlerini gizleyen kişilerin çalışmalarının sonucudur.

Asiler, memleketin her köşesinde devlet kuvvetlerinin zayıflatılması için bir müddetten beri çeşitli şekillerde devam eden muhalefetlerin etkisiyle ortaya çıkacağına inanmışlardır. Olay bütün vatandaşlar tarafından nefretle karşılanmış ve civardaki bölgelerin ahalisi ani bir his ile cumhuriyetin müdafaası için ayaklanmışlardır.

Büyük Millet Meclisi’nin maddi ve manevi kuvvetleri ile bahsimiz olan cumhuriyet hükümetine zorluklar çıkaran bu ağır sebepleri asiler aleyhine çevirmiş ve pek yakında arka arkaya devam eden gerekli önlemler alınmıştır.

Bununla beraber cumhuriyet hükümeti bütün memlekete huzuru ve sakinliği getirmiş ve emniyet ve asayişi tehdit edebilecek bütün sebeplere karşı kapsayıcı kanunlarla yetkiyi eline almış ve bu yetkiyi azim ve kararlılıkla kullanma kararı almıştır.

Cumhuriyetin hürriyet ve menfaatlerini ve cumhuriyetin kendisini tahrip edecekler çeşitli yayınlara ve zehirli fikirlere yönelmişlerdir. Cumhuriyetin ordusunu herhangi bir sebeple küçük düşürecek ve hafife alacak bütün vasıtalar en şiddetli şekilde kanunlarla takip edilmeli ve uzaklaştırılmalıdır.

Vatanın bir köşesinde genel huzuru bozan olaylar yalnız oradaki vatandaşları değil, en uzak yerlerdeki vatandaşların rahatını, mutluluğunu (bozacaktır)…” (1- Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi)

Beyannamede de belirtildiği gibi Cumhuriyet ordusunu herhangi bir sebeple küçük düşürecek ve hafife alacak bütün unsurlar en şiddetli şekilde kanunlarla takip edilmiş ve uzaklaştırılmışlardır. Bu beyannamede kastedilen bu süreç ise anlaşılacağı üzere Şeyh Said İsyanı sürecidir.

Şeyh Said İsyanı sürecinde Hacı Bektaş Dergahı Çelebisi Veliyüddin Efendi’yle Mustafa Kemal arasında geçen ve Hacı Bektaş Dergahı Dedebabası Salih Niyazi’nin Mustafa Kemal’e gönderdiği bazı yazışmalara Cumhurbaşkanlığı arşivi belgelerinde ulaştık.

Cumhurbaşkanlığı arşivinde ulaşabildiğimiz belgelerin içerisinde yer alan Hacı Bektaş Dergahı Çelebisi Veliyüddin Efendi tarafından Mustafa Kemal’e gönderilen telgraf şöyledir:

“… Türkiye’nin ve İslam aleminin, istiklal ve milli hakimiyetimizin ebedi düşmanları olanların kötülüklerinin sonucu, doğu vilayetlerinin bazı kısımlarında meydana gelen karışıklıklar büyük nefret ve lanetle karşılandı. Cumhuriyetin sağladığı mutluluk nimetini anlayamayan eşkıyalık ve isyanın giderilip yok edilmesi için her türlü yardım ve teşebbüsün yapılması, Dersim eşrafından eski milletvekili Diyap ve Mustafa Ağalar, diğer… (Karalanmış olduğu için okunamamıştır) eşrafına benim tarafımdan bildirilmiştir. Bu konuda emredilecek bütün fedakarlık gerektirecek teşebbüslere hazırım. Mukaddes vatanımın mel’un (alçak, kötü) emellerden en kısa zamanda kurtulması hakkındaki başarılarınızı Allah’tan temenni ve istirham etmekteyim…” (2 Cumhurbaşkanlığı Arşivi 01016951)

Hacı Bektaş Dergahı Çelebisi Veliyüddin Efendi tarafından Mustafa Kemal’e gönderilen bu telgrafın içeriğine ilişkin bir iki noktaya değinmek isteriz.

Hacı Bektaş Dergahı Çelebisi Veliyüddin Efendi, telgrafında neden “İslam alemine” vurgu yapma ihtiyacı hissediyor acaba? “İslam alemi”yle kastedilen Alevilik midir yoksa Sünni – Hanefi inancı mıdır?

Veliyüddin Efendi tarafından isyanın giderilip yok edilmesi ve her türlü yardımın ve teşebbüsün yapılması Dersim eski milletvekili Diyap Ağa’ya, Mustafa Ağa’ya ve diğer kişi veya kişilere neden bildirilmiş? Belgede söz konusu edilen Mustafa Ağa ve diğer kişi veya kişiler kimler?

Belgede adı geçen “Mustafa Ağa” adlı Dersim Mebusu, Mustafa Öztürk veya Mustafa Zeki Saltık olabilir. Fakat belgede adı geçen diğer kişi veya kişileri tespit edemedik ne yazık ki?

Belgede adı geçen Mebuslar Hacı Bektaş Çelebisi Veliyüddin Efendi’ye bağlı olan kişiler midir?

Belgede adı geçen bu Mebusların Hacı Bektaş Çelebisi Veliyüddin Efendi’ye bağlı olan kişiler – Dede – Talip anlamında bağlılık söz konusu edilmektedir- olmadıkları aşikar.

Neden?

Çünkü Hacı Bektaş Dergahı’nın geçmişten bu yana Dersim Aleviliğini kendisine tabii kılmak için uyguladığı politikalar oldu fakat bu politikalarında başarılı olamadı Hacı Bektaş Dergahı. Bu anlamda belgede adı geçen Mebusların Hacı Bektaş Çelebisi Veliyüddin Efendi’ye bağlı oldukları söylenemez.

Acaba bu Mebuslar ile Hacı Bektaş Dergahı ve Mustafa Kemal arasında deyim yerindeyse anlaşmalı bir ilişki kurulmuş muydu öncesinde?

Ve belge de adı geçen Mebusların Alevi olmaları ve sonrasın da bu süreçte rol almaları tesadüf mü dür?

Keza, Şeyh Said İsyanı sürecinde Hacı Bektaş Çelebisi Veliyüddin Efendi tarafından Diyap Ağa’ya, Mustafa Ağa’ya ve diğerlerine Cumhuriyetin sağladığı mutluluk nimetini anlayamayan eşkıyalık ve isyanın giderilip yok edilmesi için her türlü yardım ve teşebbüsün yapılmasının bildirilmesindeki asıl amaç nedir?

Asıl amaç gerek Mustafa Kemal’in ve gerekse Hacı Bektaş Dergahı Çelebisi Veliyüddin Efendi’nin el ele vererek Dersim Alevilerinin Şeyh Said İsyanından uzak durmalarının sağlanması ve bu paralelde Hacı Bektaş Dergahı’na tabii olmalarının sağlanması mıdır? Veya tek kelimeyle ifade etmek gerekirse Hacı Bektaş Dergahı’nın aracılığıyla Dersim Alevilerinin İslamlaştırılması ve Türkleştirilmesi midir asıl amaç? Arşiv de ulaşabildiğimiz belgelerin içerisinde yer alan, Mustafa Kemal tarafından Velüyiddin Çelebi’ye 05. 03. 1925 tarihinde gönderilen cevabi telgraf ise şöyledir:

“… Hislerinize teşekkür ederim. Din adına Cumhuriyet inkılabımıza suikast edenler, yakında layık oldukları sonuca uğrayacaklardır efendim…” (3 Cumhurbaşkanlığı Arşivi 01016951)

Arşiv de ulaşabildiğimiz belgelerin içerisinde yer alan, Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı Postnişini Salih Niyazi Baba tarafından Mustafa Kemal’e 17. 03. 1925 tarihinde gönderilen telgraf ise şöyledir:

“… Doğru Dinimizi hain maksatları önünde alet olarak kullanan ve güzel memleketimizin bir tarafında sıkıntı çıkarmaya çalışan alçakları bütün mevcudumuzla tel’in (lanetleme) ile beraber, alçaklık ve kötülüklerinin vatanımıza bir daha eseri görülmeyecek ve uğursuz adları işitildikçe de yok edilmesinde başarılarınızı hazreti Pirimizden yalvararak istemekteyim. Bunların uzaklaştırılması ve cezalandırılması için emredilecek bütün fedakarlık gerektiren teşebbüslere hazır bulunduğumu arz ederim efendim…” (4 Cumhurbaşkanlığı Arşivi 01016951)

Hacı Bektaş Dergahı Postnişini Salih Niyazi Baba’nın telgrafındaki bu bakışını okurların takdirine bırakıyoruz.

Biz sadece yakılıp – yıkılan yüzlerce köy, katledilen ve sürgüne yollanan binlerce kadın ve çocuktan oluşan masum insan kafilelerinin günahlarına kimlerin destek vererek ortak olduklarını merak ediyoruz…

Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 3 / Ekim 2018

Derginin PDF formatı için buraya tıklayınız

KAYNAKLAR

 

mahsuni.gul70@gmail.com

 

Exit mobile version