Site icon Rojnameya Newroz

İŞGALE, SAVAŞA HAYIR DEMEK FİİLEN SUÇ OLDU!

Rojava’ya yönelik işgal harekatının başlamasıyla birlikte savaşa, işgale tepki gösteren, karşı duran birçok insan kısa sürede soruşturmaya uğratıldı, gözaltına alındı, tutuklama furyasıyla karşı karşıya kaldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla emniyet harekete geçti, ilk etapta 500 kişinin sosyal medya paylaşımlarından dolayı hakkında soruşturma başlatıldığı açıklandı.

Yaşar Kazıcı / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Uzun süredir hükümetin; muhalif çevreler üzerinde  baskı sopasına dönüşen yargı; iktidardan aldığı talimatla bu süreçte de rolünü eksik etmiyor. Rojava’ya yönelik işgal harekatı yalnızca sosyal medyayı değil aynı zamanda anayasal hak olan gösteri ve yürüyüş düzenleme hakkının da hükümet tarafından ihlal edilmesine neden oluyor. HDP’nin kendi binaları önünde yapmak istedikleri basın açıklamaları binanın kapısına kadar çekilen polis barikatlarıyla engelleniyor, Erciş, Nusaybin-Hakkari gibi yerlerde belediye eş başkanları, ‘tedbir’ amaçlı üniversite öğrencileri gözaltına alınıyor.

Kayyım süreciyle birleşen Rojava’ya yönelik işgal harekatı bir bütün olarak Kürtlerin hiçbir şekilde iradesini tanımayan Türk devlet gerçekliğiyle karşı karşıya kalıyor. 

İşgalin başlamasıyla birlikte yaşanan bu akıl dışı uygulamalara bir yenisi dün Bingöl’de görülen soruşturmada da kendini gösterdi. Bingöl’de aralarında HDP il ve ilçe yöneticilerinin, Urfa Milletvekili Nusrettin Maçin’in Danışmanı Serhat Atsız’ın da aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında dava görüldü. Savcılıkta ifadeleri alınan 11 kişiden 8’i savcılık tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken 3 kişi bilinçli bir şekilde nöbetçi mahkemeye sevk edildi ve nöbetçi mahkemeye bakan hakim kararıyla saat 22.00’da tutuklanarak Bingöl Kapalı Cezaevi’ne sevk edildiler. Avukatlardan edinilen bilgiye göre bilinçli bir şekilde 11 kişiden 3’ü hakkında siyasi talimat kararıyla tutuklama getirildi. Normal şartlarda aynı dosyadan yargılanan diğer 8 kişi gibi serbest bırakılması gerekirken 3 kişi hakkında tutuklama kararı verildi. Üstelik dosyanın içeriği ise yalnızca sosyal medya paylaşımları olup, savaşa karşı çıkmış olmak. 

Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da uzun süredir ne hukuk ne de demokrasiye dair tek bir zerre bırakmayan, yargıyı da sarayın bekçisi haline getiren AKP-MHP koalisyonu işgal sürecinin başlamasıyla adeta ‘savaşa hayır’ demeyi fiilen suç haline getirmiş bir halde yeni soruşturmaların, gözaltı ve tutuklamaların kapısını aralıyor. Yine edinilen bilgiye göre sadece Amed’te 1000 kişiye soruşturma açılmış. 

Bütün bu uygulamaların tek hedefi var o da uzun süredir sindirilmiş toplumun böylesi olağanüstü bir sürece tepki verme ihtimalini engellemek. Çünkü böylesi bir süreçte geniş kitlelerin ayağa kalkması yalnızca Rojava’ya yönelik işgalin engellenmesini değil aynı zamanda iç siyasette baskı sürecinin kırılmasını, geniş muhalif kesimlerin daha fazla özgüvenle birçok meselede iktidarı sıkıştırması sürecini başlatması anlamına geliyor. Karşı karşıya olduğumuz tablo güçlülerin değil güçsüzlerin korkularından kaynaklı olarak tüm toplumu yargı ve kolluk gücüyle korkutma çabalarıdır. Baskılar karşısında insanlarımız gözaltı ve mahkeme süreçlerinde dik duruşunu koruyor, baskılar iktidarlarının yıkılışını geciktirse de engellemeye yetmeyecek ve hepimizin içi rahat olsun arkadaşlarımızı rehin tuttukları demir parmaklıkların, nemli duvarların ardından alacağız!

Exit mobile version