Site icon Rojnameya Newroz

Saraysız başkan: JOSE MUJICA 

Jose Alberto Mujica Cordano

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız 

“Düşündüğün gibi yaşamalısın.  

Aksi takdirde yaşadığın gibi düşünmeye başlarsın”. 

Jose Alberto Mujica Cordano, 20 Mayıs 1935’te Uruguay’ın başkenti Montevideo’da, İspanyol Bask kökenli Demetrio Mojica adlı bir babanın ve İtalyan göçmen Lucy Cordano adlı bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Mujica ailesi küçük çiftçi bir aileydi. 

Mujica, 1960’ların ortalarında Küba Devrimi’nden etkilenerek MLN – Tupamaros siyasi hareketine katıldı. 

Mujica, Mart 1970’te bir Montevideo barında tutuklanmaya direnirken silahla vurularak yaralandı. Hastanede nöbet tutan cerrah yaralıya müdahale ederek hayatını kurtardı. 

Daha sonra cerrahın gizli Tupamaros üyesi olduğunu iddia etti. 

Askeri darbe döneminde işkence gören, hapis yatan, faşizmin devlet düşmanı olarak yaftaladığı Marksist bir gerillaydı. 

Uruguay’da 1983’te başlatılan demokratikleşme hareketiyle çıkartılan bir genel af yasasıyla 1985 yılında Tupamaros üyeleriyle beraber serbest bırakıldı. 

Dava arkadaşlarıyla birlikte “Halk Katılım Hareketi”ni kurdular ve legal siyasete geçiş yaptılar. 

– 1994’te milletvekili  

– 1999’da senatör  

– 2005- 2008 yılları arasında Tarım, Hayvancılık ve Balıkçılık Bakanlığı yaptı. 

– 2009’daki başkanlık seçimlerini ilk turda yüzde 48’lik oy oranıyla önde tamamladı, ikinci turda yüzde 53’le kazandı ve ülkenin 40. başkanı olarak görev yaptı. 

Jose Mujica’nın 2010- 2015 yılları arasındaki başkanlığı döneminde yaptığı bazı reformlar;  

– İşçi sendikalarının güçlendirilmesi  

– Asgari ücretin iki katına çıkarılması  

– Yoksulluk oranının yüzde 18’den yüzde  9.7’ye düşürülmesi  

– Kürtajın yasalaşması  

– Sosyal harcamaların artırılması gibi önemli reformları gerçekleştirdi. 

Başkanlığı sırasında itibardan tasarruf yaparak, mütevazi yaşam tarzıyla dünyada ilgiyle izlendi. 

Aldığı 12 bin dolarlık maaşının yüzde 90’ını hayır kurumlarına bağışladı. 

Şaşaalı bin odalı başkanlık sarayını evsizlere tahsis etti, çiftlik evini başkanlık konutu olarak kullandı. 

1987 model Volkswagen marka aracını kullandı. Ülkenin itibarını yerle bir etti! 

Kullandığı araç için bir milyon dolar teklif edildi ama o itibardan tasarruf eden ezilen halkların Birleşmiş Milletler’deki temsilcisi efsane lider, o aracını satmayı reddetti. 

Uruguay’ı Latin Amerika Bölgesi’nin en istikrarlı demokrasilerinden biri yaptı ve ülkenin yoksulluk oranını asgariye düşürdü, kişi başına düşen milli geliri artırdı. 

Kanser hastası olan Mujica, Uruguaylıların Pepe’si ölüme meydan okuyarak tedaviyi reddetti. 

Mujica, hastalığı açıklandığında bile toplumsal mesajlar vermeyi ihmal etmedi. “Sizden farklı düşünenlerle aynı fikirde olmak kolaydır ama demokrasinin temeli farklı düşünenlere saygı duymayı öğrenmektir” diyor. 

Uzun yıllar beraber yaşadığı, kendisi gibi Tupamaros üyesi olan, senatör ve ülkenin ilk kadın devlet başkanı yardımcısı olan Lucia Topolansky ile 2005 yılında evlenmişlerdi. 

Dünyanın “en yoksul devlet başkanı” olan Jose Mujica eşiyle beraber 2015 yılında İstanbul’a başka bir program için davetliydiler, geldiklerinde “Cumartesi Anneleri”ni de Galatasaray Meydanı’nda ziyaret ederek eylemlerine katılmışlardı. 

Jose Mujica’nın güvenliği diğer devlet başkanları gibi onlarca lüks araç ve yüzlerce polisle değil iki polis memuru tarafından sağlanıyordu. Yaşam tarzları da diğer devlet başkanlarının yaşam tarzları gibi lüks ve şatafatlı değil, sade ve mütevazidir. 

Time dergisi tarafından “Dünyanın en yoksul başkanı” olarak tanımlanan Mujica, küresel bir ilham kaynağına dönüştü. 

Dünyayı yöneten liderlere verdiğin bu ahlak bilgisi dersinden dolayı teşekkürler sayın Mujica… 

Exit mobile version