Ayhan Bilgen, HDP eş başkanları ile birlikte 10 milletvekilinin tutuklanmasıyla ilgili kamuoyunda “terör operasyonu” olduğuna dair algı oluşturulmaya çalışılmasını eleştirdi. Bilgen, yurt dışından gelen heyetlerle görüşen bakanların ‘ifadeye gitmedikleri için bütün bu sorunların yaşandığını’ söylediklerine dikkat çekti. Sorunun yalnızca ifade olmadığını belirten Bilgen, 13 arkadaşları gözaltına alındıktan sonra 3’ünün serbest bırakılıp, 10’unun tutuklanması yoluna gidilmeyeceğini söyledi. “Vekil arkadaşlarımıza Kobani eylemleriyle ilgili MYK’nin yaptığı çağrı, sosyal medya mesajı soruldu” diyen Bilgen, bu konuda Meclis’e verdikleri araştırma komisyonu kurulması önerilerinin AKP tarafından reddedildiğini hatırlattı. Orada bütün ölümlerin üzücü olduğunu, ancak hayatını kaybeden 52’den 46’sının parti üyeleri olduğunu belirten Bilgen, “Biz bunun araştırılmasını istedik, ancak AKP hükümeti reddetti” dedi.
Kamuoyu yanıltılıyor
Cumhurbaşkanı’nın ”8 haziranda onlara 80 vekil verildi. Onlar halkı sokağa döktüler insanları öldürttüler” sözlerine yanıt veren Bilgen, “8 Haziran 2015 tarihi 6-7 ekim 2014’ten daha sonraya geliyor. Cumhurbaşkanının ya hafıza problemi var ya da kamuoyunu yanıltıyor. Seçimler Kobani olaylarından 7-8 ay sonra oldu” diye konuştu.
‘Suç işleme eğilimindesiniz’ tutuklaması
Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan hakkındaki fezleke ile ilgili mahkemenin, “Bu fezlekelerdeki iddialarla ilgili tutuklanmanız söz konusu olamaz. Ama bütün bu toplantılara katılmışsınız. Serbest bırakılırsanız yine bu toplantılara katılabileceğiniz öngörülebiliyor. Siz bu suçu işleme eğilimindesiniz” diye tutukladığını aktaran Bilgen, tutuklu vekillerin ifade verirken hangi dosyadan dolayı soruşturmaya tabi tutulduklarını avukatların bile öğrenemediğini söyledi.
‘Postmodern parti kapatma’
4 Kasım’dan sonra 441’den fazla partilinin gözaltına alındığının altını çizen Bilgen, “Bu, aslında post modern bir parti kapatma yöntemidir. 15 temmuzdan sonra partimizden 6 bin gözaltı 2 bin tutuklu var” diye konuştu.
Bilgen partilerine yönelik operasyonları; “Rakka’ya ve Musul’a girme planı yapanlar bu planları ortaya koyamadıkları için B planı olarak HDP’ye girmeye karar vermişler. Bu, uluslararası hesaplaşmanını faturasını HDP’ye ödetme girişimi” diye de değerlendirdi.
Son tutuklamalardan sonra Mersin’de Selahattin Demirtaş posterlerinin açılamayacağına, İstanbul’da da “irademe dokunma” yazılı pankartın yasaklandığını hatırlatan Bilgen, “Eş başkanlarımızla ilgili henüz kesinleşmiş bir hüküm olmamasına karşın böyle bir kararın veriliyor olması siyaseten ne kadar büyük bir korkunun olduğunu göstermeye yeter Resimlerden korkan kaygı duyan bir yaklaşımla karşı karşıyayız ” dedi.
Etkinliklerine “katılım azlığı” söylemlerine de, böyle bir polemiğe yanıt vermeyeceğini belirten Bilgen, 81 ilin büyük çoğunluğunda valilikler tarafından yürüyüş ve mitingin yasaklandığını hatırlatarak, “Kaldırın yasakları, bakalım katılım az mı çok mu?” dedi
‘Yargılanmaktan korkmuyoruz’
Yargılamadan korkmadıklarını belirten Bilgen, dokunulmazlıkların tümden kaldırılması çağrılarını yineledi. Bilgen, “Her türlü suçla ilgili kürsü dokunulmazlığı dışında yargılamanın önündeki engeli kaldıracak düzenlemeyi getirin görelim. Haklarında hırsızlık, yolsuzluk gibi suç iddiası bulunanlar yargılanmaya cesaret ediyorlar mı hep birlikte biz de görelim” dedi.
Tutuklamalara itirazla ilgili soruyu yanıtlayan Bilgen, bu konuda hukukçuların çalıştığını, ancak 15 Temmuz’dan sonra binlerce insanın işten atılması, gazetelerin kapatılması, gazetecilerin tutuklanması ile ilgili AİHM’in ciddi bir çalışma içinde olduğunu söyledi. Bilgen, AİHM’in bunu rutin bir başvuru olarak görmeyeceğini, durumun ciddiyetine göre çalışma yapılacağını ifade etti.
HDP’nin bundan sonra ne yapacağına ilişkin de MYK’nın 14’ünde toplanacağını hatırlatan Bilgen, halk toplantıları ile ziyaretlerde yapılan görüş alışverişinde ifade edilenler ve yerel toplantılarla ve kamuoyu araştırması ile neler yapılması gerektiğine ilişkin değerlendirmeler alıp, MYK’da karar vereceklerini söyledi,
‘Ver başkanlığı, al idamı pazarlığı’
Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin görüşmesine atıf yapan Bilgen, “Bu saatlerde iktidar partisi ile meclisteki en küçük gruba sahip partinin başkanları bir görüşme yapacaklar. Bunu bir anayasa görüşmesi olarak kabul etmiyoruz. 7 hazirandan sonra ‘Ver Bilali al hilali’ denemesi yapıldı. Şimdi de ‘ver başkanlığı al idamı’ pazarlığı yapılıyor” dedi.