“Hesap vermeyen iktidar,
gücü yalnızca kullanmaz,
kötüye kullanırlar”
Montesquio
Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Milli İrade: sözde milletin egemenliğine dayanan sistemdir. Millet kendi özgür iradesiyle yöneticilerini seçer, düşüncesini açıkça ortaya koyar. Bu Milli İrade daha önceleri (tek partili sistemde) sadece öz be öz Türk olanları kapsardı. Başka halklara temsiliyet hakkı tanımazdı. Çok partili sistemler yıllarca kendilerini sistem partilerinde ifade edemeyen Kürtler, muhalif Türkler ve diğer halklar birleşerek ya da ayrı ayrı kendi siyasi partilerini kurdular. Milletvekilleri ve belediye başkanlıkları kazandılar. Her defasında vekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılarak tutuklandılar, belediyelerine kayyım atadılar. Üniter ulus devlette tek kurucu unsur olarak Türkler kabul edilir. Tek dille eğitim yapar. Hiçbir halka, hiçbir etnik yapıya anadilde eğitim hakkı tanınmaz, varlığı kabul edilmez, iradesine saygı duyulmaz.
22 yıllık AKP-MHP iktidarı siyasal İslam ve Türk ırkçılığını hortlatarak Kemalistlerin ve beyaz Türklerin de iradelerini rafa kaldırdı.
Toplumsal ve siyasal muhalefete karşı kullandığı korku, baskı, sindirme ve şiddet ortamı yaratılarak toplum seçim sathına sokuldu.
Seçimin üzerine şaibe gölgesi düşürüldü, yıllardır olduğu gibi.
2019 yerel seçimlerinde İstanbul belediyesindeki cüzi oy farkını kabul etmeyen RT Erdoğan ülkeyi ayağa kaldırarak İstanbul belediyesi seçimlerini iptal ettirdi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı 49.25 oy oranına itiraz etmemesi halkı adeta şaşkına çevirdi.
Tek adam rejimlerinde Milli İrade tecelli etmez. Demokratik bir seçim olmaz. Onun içindir ki 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri de meşru değildir. Çünkü hemen hemen bütün sandıklarda ihlaller yaşandı. Seçimi kazanmak için her yol meşru sayıldı. Devletin bütün imkanları iktidar lehine kullanıldı. Muhalif Kürt siyasetçiler tutuklandılar, partilerinin seçime girmesi engellendi, bütçe yardımı bloke edildi, muhalif Kürt gazetecileri tutuklandılar. Sandık görevlileri ve müşahitler saldırıya uğradı, hukuksuz oy kullanımı gerçekleşti. Kısacası iktidar, tek adam rejimi kendileri için ölüm kalım savaşı olarak gördükleri bu seçimde her tür hile ve hurdaya baş vurmuşlardır.
Tek adam rejimine göre ülkenin yarısı, halkın yarısı, seçmenin yarısı “terörist, hain, küffar”dır. Diğer yarısı ise ehli imandır. Bu ucube rejim halkı tabiri caizse bir karpuz gibi ikiye bölmüştür.
Tek adam rejimine karşı olan güvensizlikten dolayı ilk turda 9 milyona yakın seçmen sandığa gitmedi, 2.5 milyon geçersiz oy kullanıldı. 2. turda sandığa gitmeyen seçmen daha da çoğaldı.
“Oyları kimin verdiği değil, kimin saydığı önemlidir” diyor Stalin. Adeta bu günümüzü anlatıyor. Sandık başlarındaki iktidar yandaşı görevliler ve diğer devlet görevlileri Yeşil Sol Parti’nin oylarını nasıl AKP ve MHP’ye yazdıklarını Mısır’daki sağır sultan bile duydu. Ama ülkedeki “kul hakkı yemeyen, başları secdeden kalkmayan mütedeyinler” görmediler, duymadılar ve bilmiyorlar.
Milli İrade, halkların varlığını kabul etmekle ve iradelerine saygı duymakla, şaibesiz demokratik seçimlerle, yasama, yürütme, yargının bağımsız olduğu ülkelerde tecelli eder.
Ülkemizde olduğu gibi siyasi partileri kapatmakla, siyasileri düşüncelerinden dolayı tutuklamakla, gazete ve televizyonlara ağır cezalar vererek, kapatarak, gazetecileri cezaevlerine doldurarak, şaibeli seçimler yaparak Milli İrade tecelli etmez.