Yasin Yetişgen / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Örgüt, örgütlenme ve sorunları tüm dünyada devrimci, sosyalist, komünist hareketlerin gündeminde olduğu gibi Kürdistan komünist hareketinin de gündemindedir. Neden? Çünkü örgütlenemiyoruz, genişleyemiyoruz… Haliyle merkezden yerele, yerelden merkeze kadar il-ilçe örgütlerinin, parti meclislerinin ve merkez yürütme kurullarının hatta kongrelerin en önemli gündem maddeleri örgüt ve örgütlenme oluyor.
Daha da somutlarsak; bir parçası olduğum Kürdistan Komünist Partisi’nin özellikle son 10 yıldır ciddi bir enerji harcasa da örgütlenmede yani KKP’nin genişlemesinde yol alamıyoruz, zorlanıyoruz ve bu enerji buharlaşıp yok oluyor.
Bir komünist partide (yasal parti olarak) hiyerarşi anlamında en üst yönetim: KONGRE’dir. Sonra sırasıyla; PM, MYK, Konferans, İl Yönetimi, İlçe Yönetimi’dir. Peki ya tekil anlamda parti üyeleri? Her bir parti üyesi de aslında bir yöneticidir. Nerede yöneticidir? Kendi yaşam alanlarında. Yani işyerinde, okulda, tarlada, mahallesinde ve ailede… yöneticidir. Buraya kadar her şey tamam. Ya bundan sonra ne yapacak bu organlar, yöneticiler veya üyeler?
Bu organların ve üyelerin yerine getirmesi gereken bir göreve ihtiyacı var. Bu görev(ler) nedir? Nasıl oluşur? İşte burada AMAÇ(LAR) devreye giriyor. Görevin yerine getirilmesi için önce amaç(ları) oluşturmayı ön koşul olarak görebiliriz. Bu amaç(lar) nedir, nasıl oluşur? Bu anlamda ana amaç; inandığımız parti ideolojisini ve politikasını işyerine, okula, tarlaya, mahalleye ve aileye götürmek, partiye yeni ilişki ve üyeler kazandırmak. Amaçların kaynağı nedir? Parti programı ve tüzüğü, ideolojik ve politik belgeleri, gazete, dergi (web sayfası, sosyal medya) gibi araçlar bu amaçların en önemli kaynağıdır.
Şimdi;
Bizde amaç var, eksiğiyle fazlasıyla. Peki GÖREV(LER) var mı? İşte tam burada sorunlar yaşıyoruz. Yani PM, MYK, Konferans, İl Yönetimi, İlçe Yönetimi, az veya çok üyeler var ama görevleri belli mi? Aslında az çok o da belli ama MYK’dan… tekil üyelere kadar görevleri yerine getirmeme veya getirilememesi var. Yani MYK’dan tekil üyeye kadar herkes bir’ken iki kişi olma çabasını gösteriyor mu? Yani bir’in iki olmasını bir kenara bırakalım bunun için çaba harcıyor muyuz? Bu sorunun cevabını her üye, taraftar elini vicdanına koyarak yanıtlamalı. Tabi ki içinden geçtiğimiz süreç zorlu bir süreç, zor bir dönem; bir o kadar da çok zor bir coğrafya da yaşıyoruz. Ama bunlar çaba harcamamıza engel değil. İnanıyorum birçok yoldaşımız bu konuda çaba da harcıyor. Ama ortada bir sonuç var. İlerleyemediğimiz apaçık ortada.
Peki nasıl ilerleyeceğiz? Sorunu çözecek hali hazırda reçete(miz) yok. Belki şu konular üzerinde çalışmak yardımcı olabilir: MYK’dan, tüm organlara ve üyelere hepsini kapsayacak daha kolektif ve dayanışmacı bir ruhla çalışma… Parti içi siyasi ve örgütlenme eğitimleri (amaçlarımızı hatırlamak için), ve benzeri, ve benzeri…
Durduk yere bunları neden yazıyorsun diye sorabilir hatta kızabilirsiniz.
Lakin K. Kürdistan’ın komünist partisi olduğumuzu söylüyorsak, iddia ediyorsak (ben öyle olduğumuza inanıyorum) o zaman partili, partisiz kendisini Kürdistanlı komünist hisseden herkes elini elinden geldiği kadar taşın altına koymalıdır.
Kürdistan Komünist Partisi’nin fiziki gücü yani örgütsel ve kadrosal olarak şimdilik zayıf olsa da ideolojik ve politik gücü Kürdistan’da derinlere kök salmıştır. Bu kök örgütsel gücü de yaratacaktır. Bugün değilse yarın mutlaka olacaktır.
Kürdistan’da yarınlar değişime, özgürlüğe ve devrime gebedir. Bu anı yakalayabilmenin yolu bir komünist partisi için kadro örgütlülüğünü tamamlamaktan geçer.
Buradan örgütsüz tüm Kürdistanlı komünistlere sesleniyorum; örgütsüzlük komünizmin ruhuna terstir. Artısı eksisiyle, güçlü-güçsüz K. Kürdistan’ın bir komünist partisi var. Gelin konuşalım, gelin birlikte Kürdistan Komünist Hareketini nasıl kurarız, büyütürüz, bunu tartışalım.
07/07/2022