Site icon Rojnameya Newroz

ÖZELEŞTİRİ/FEVZİ KARTAL

Özür dilemek nedir? Fransızca’da autocritique demektir, yani kişinin yanlışlarını, hatalarını kabül etmesi demektir. Larousse sözlüğüne göre politika ile uğraşan bir şahsın pratikte yaptığı ideolojik yanlışları kabüllenmesi’dir. Wikipedia ya da çeşitli kaynaklarda öz olarak şuna ulaşırız öz eleştiri konusunda : bir kişi ya da bir grubun politikadan tutunuz, sanat eserleri vb gibi her konuda yanlışını görüp özür dilemesidir, topluma dönüp özür dilemesidir.

RTE’ nin özür dilemesinin toplum katında helede polika ile ilgili hatalarsa bir yaptırımı olması gerekmektedir diye düşünüyorum, ki en azından istifa etmek istiyorum demesi gerekiyor. Devlete Feto, şu, bu yandaşlarını yerleştir ve de “birlikte bu yolda beraber yürüyoruz “ diyerek böbürlen, sonunda da onlarla düşman ol ve darbelere baş vur ve de bir sürü olaylar ve ölümler yaşansın … Sonunda da bir özürle kurtul ve de en azından istifa etme. Olacak işmi? Ve de hangi etik değere sığar? Bütün sol’ a, sol değerlere ve kürt hak istemlerine, seküler değerlere  karşı sizler değilmiydiniz devleti Milli Görüş, Süleymancılar, Nakşibendiler, Menzilciler, İsmail ağacılar, Işıkcılar, Tebligciler, (…) vb gibi cemaatlerle, onlarca cemaat sıralamak yerine bunları örnek olarak vermek yeterli, dolduran. Seküler bir anlayış olmayınca bu cemaatlerle “gidilecek yolda hep birlikte” sonuç bu olacaktı ki, daha önceleri bir yazımda belirttiğim gibi bu halife-î Osman-î mantığı her defasında düşman yaratır, eğer yeni bir düşman bulamaz ise kendi sakalları ile kavga eder, hiç bir şey bulmadığında da  kendi gölgesiyle dahi kavga eder.

Dünyamızda çeşitli medeniyetleri incelediğimizde Arap-İslam coğrafyasında bir öz eleştiri durumu göze çarpmaz. Sadece “Tövbe vardır ve bu genellikle din ve inançlarla ilgilidir (…)”. Arap-İsam coğrafyasında “mezara girip Münker ve Nekir melekleri sorguya çekinceye kadar bir hesap verme, soru cevaplama ve itiraf etme yoktur”.

Osmanlı’ da da bir özeleştiriden söz edemeyiz; o onu öldürmüş, bu şunu öldürmüş bir toplumsal mutabakat sağlama olmamış iktidarı alan öbürü için “katli vacip” demiş hemde dinsel ritüellerin arkasına sığınarak. RTE’nin “onlar en ağır cezalara çarptırılacaklar” demesi iktidarını kutsayan “katli vacip” mantığının ta kendisidir. Bir kuvvetler ayrılığı ve toplumsal sözleşme olmayınca, laiklik yada devletin tarafsızlığı olmayınca bir hukuk devletinden söz edemeyiz. Bu söylenenler bu saydıklarımdan yoksun olduğu için söyleniyor.

Teşkilat-ı Mahsusa ile başlayan 1908 darbesi ile birlikte yine eskinin devamı Kalpak yerine Fes ama mantık aynı mantık… dinsel ritüeller yerine milliyetçi rituellerle yola devam ve de kendinden olmayanları yok etme politikası.

Diğer medeniyetlerde durum ne?  Hiristiyanlarda Papa’ nın yada din görevlisinin karşısına geçilip özür dileniyor ve önemli bir görevi var ise o göreve devam edemiyormuş. Japonlar da ise önemli hatalar yapıp özür dileyen kişi “Harakiri” denilen intihara baş vuruyormuş. Budistlerde özür dileyen kişi af ediliyor ama o önemli görevine bir daha dönemiyormuş.  Yahudi, Ezidi, şu, bu gibi dinlerde ve inançlarda durum nedir? Araştırmadım. Alevilerde özür dileyen kişi “Dar’a” (Cemevinde toplumun huzurunda inançsal-toplumsal sorgulama) “çekiliyor ve af ediliyor ama o önemli görevine dönemiyormuş. Eğer çok kötü bir suç işlemiş ise yedi köy den öteye uzaklara göç ettiriliyor “, bir çeşit caydırıcılık uygulanıyormuş, “çünkü kulun canını ancak Allah alır”.

Aydınlanma denilen 19. Y.Yılda durum ne ? 1800’lerde” eleştiri ve özeleştiriyi Hiristiyanlığın  günah çıkarma rituelinden hareketle eleştiri ve özeleştiri durumunu somutlaştıran F.Engels olmuştur ve de toplumsal eleştiri ve özeleştiri mekanizmalarını geliştirmiştir. Sigmund Freud’un kurucusu olduğu psikanaliz yönteminin dayandığı yer de günah çıkarma rituelidir. Hasta kişilerle yapılan uzun konuşma seanslarında kişilerin korkularının itirafları sağlanarak iyileşmesi gerçekleştirilir”.

Kısacası, İslam coğrafyasında eleştiri ve özeleştiriye tahammül yok. Talat Paşa’ dan bu yana Ermeni soykırımımı  sorgulandı, eleştiri özeleştirisi yapıldı ? Dersim,  Kürt ve Alevi kırımlarımı sorgulandı ? 1980 darbesi öncesi ve sonrası “faili mechul” aslında faili belli on binlerce cinayetler mi sorgulanıp, Hakikat Komisyonlari ile su yüzüne çıkarılıp toplumsal vicdan rahatlaması sağlandı?  Hiç birisi de olmadı. Yenileri eklenerek Cizreler,(…), Surlar vb gibi kıyım-yıkımlar eklendi. Apaçık ortadadır ki, FETÖ, şu,bu baheneleri ile yine eskinin aynısı “VUR ABALIYA!”. Yazar Vanessa Codaccioni’ nin Justice d’exception (Olağanüstü Adalet ) kitabında belirtiği gibi bir durum. “L’état durgence est devenu une boîte a utils sécuritaire” (“ Olağanüstü hal, bir çeşit iş güvenlik takımı malzemesi haline gelmiştir)”. Türkçeye anlaşılır kılmak için, inşatcı iş takımı malzemesi, elektrikçi iş malzemesi takımı gibi anlamında. Fk. 19/08/2016

Exit mobile version