Site icon Rojnameya Newroz

OSMANLI’DA KÜRDİSTAN’IN STATÜSÜ

Osmanlı Kürt bölgelerinde doğrudan yönetim modelini uygulamamış, aşiret reisleri vasıtasıyla bölgeyi yönetmiştir.

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Dolaylı olarak yönetime müdahil olmuştur.

Kürtlerle merkezi iktidar arasında gevşek bir ilişki vardı. Aşiret reislerinin yerel özerk yönetimlerini tanımıştır. Kürtlerin gündelik yaşamına karışmamıştır. Bu Kürt aşiret reislerinin ve Kürt mirlerinin özerk yönetim anlayışları 19.yy’a dek sürdürülmüştür.

Osmanlı Ortadoğu’nun belirleyeni ve Ortadoğu siyasetinin öznesi olan Kürtlerle Ortadoğu’ya hakim olmuştur.

Kürtler gerek İran’a gerekse de Ruslara karşı Osmanlı’nın doğu sınırında Osmanlı’nın birliği için etten duvar örmüşlerdir.

Kürdistan eyaleti imparatorluk yönetimi tarafından 1850’lerin başlarına kadar Anadolu genelinde inşa edilen 18 eyaletten biri olarak kurulmuştur.

lV. Murat’ın fermanlarından birinde şöyle demiştir: “Allah Kürdistan’ı imparatorluğumu şeytani İran yecücünün fesatlarına karşı güçlü bir set ve demirden bir kale gibi korunması için yarattı.”

Bir başka fermanında ise Kürtlerin Osmanlı devleti için ne anlam ifade ettiğini şu ifadelerle açıklamıştır. “Kürt kumandanlar Osmanlı Devletinin sadık ve vefalı dostlarıdır ve büyük atalarımızın yüce zamanlarından bugüne kadar tahta övgüye değer çeşitli hizmetlerde bulunmuşlar, hesapsız çabalar göstermişler, dolayısıyla imparatorluğu koruma çabası onlara saygıyla ve özenle davranılması gerektirir.

Osmanlı Devletinin merkezi iktidarın devlet inşası sürecinde Kürt siyasetinde değişikliğe gittiği ve merkezileşme siyasetini takip ederek Kürt aşiret reislerinin aracılık rolünü ortadan kaldırarak ve doğrudan yönetme anlayışını takip ettiği belirtilmektedir.

17 ve 18. yüzyıllarda Karlofça Antlaşmasıyla başlayan Pasarofça ve Küçük Kaynarca antlaşmalarıyla devam eden yenilgiler ve toprak kayıpları nedeniyle Avrupa’ya yakınlaşmak ve az bir zararla kurtulabilmek için yeni reformlar yapma gereksinimi duyulmuştur.

Batılılaşma ve ıslahat hareketleri gerçekleştirilmiştir.

*1839 Tanzimat fermanı

*1856 Islahat fermanı

*1876 l. Mesrutiyet

*1908 ll. Mesrutiyet 

Bu demokrasi hareketleri Osmanlı’yı çöküşten kurtaramamıştır.

1800’lerin başında Kürt aşiretlerinin ve Kürt mirlerinin özerklikleri ellerinden alındı. Yerlerine valiler atanmaya başlandı. Amaçları merkezi modern bir imparatorluk kurmaktı.

1820-1850 yılları arasında Osmanlı ile Kürt savaşları yaşandı. Bu süre zarfında müzakere süreci hep devam etti.

1847’de Kürdistan aşiretlerinin konfederasyon yapılarına son verilerek Kürtlerin sosyo-politik yapısı değiştirilerek Kürdistan eyaleti statüsüyle Osmanlı’ya bağlandı.

300-350 yıllık özerklik-mirlik sistemi ortadan kaldırılarak, Kürtlerin bunca yıllık siyasi kazanımları, siyasi birikimleri, siyasi özneleri yok edilmiştir.

Osmanlı’nın Kürt aşiret reisleri üzerinden Kürdistan’ı yönetmeyi bırakması ve Kürt aşiret konfederasyonlarını ortadan kaldırması Kürdistan’da asayişsizliğe, düzensizliğe yol açmıştır. Bu boşluk Kürt şeyhlerini güç devşirerek ve politik güç olarak ön plana çıkarmıştır.

1864’te kabul edilen Teşkil-i Vilayet Nizamnamesi ile tüm eyaletler vilayete çevrilmiştir.

Kürdistan eyaleti (1864-1867) 21 yıl devam etti 1867’de idari yönetim şekli olan eyalet sistemine son verilerek Diyarbekir vilayeti statüsüne geriletilmiştir.

Kaynakça;

Prof. Ahmed Akgündüz

Prof. Ekrem Buğra Ekinci

Mehmet Mazlum Çelik

Exit mobile version