Site icon Rojnameya Newroz

NÜKLEER ENERJİ SANTRALLERİ

Kapitalizm her konuda olduğu gibi nükleer enerji santralleri konusunda da gerçekleri ters yüz ederek kamuoyunu yanlış bilgilendiriyor, yanıltıyor.

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Ekonomik ömürleri 35-40 yıl olan nükleer enerji santrallerinin ne kadar maliyetli,  riskli, bakım onarım giderlerinin fazla maliyetli olduğu, çok ciddi güvenlik zafiyetlerinin olduğu gibi gerçekleri kamuoyundan saklamaktadırlar.

Küreselleşme sürecinde endüstri ve sanayide artan rekabet koşulları enerjiye ulaşmanın çok daha ucuz ve kolay ulaşılması ve diğer enerji kaynaklarının sınırlı olmasından dolayı nükleer enerji kaynağına ihtiyaç duyuyoruz söylemi koca bir yalandır. Çünkü artık çağımızda yenilenebilir, daha az maliyetli, sıfır riskli enerji kaynakları mevcuttur.

Nükleer enerjinin üretim ve kontrolü pek kolay değildir. Hiçbir nükleer santralin tamamen güvenli olduğu söylenemez. Nükleer santraller de kullanılan radyoaktif maddeler ve radyoaktif atıklar doğaya karışabilir. Bu da hem hayvanlara hem insanlara hem de doğaya çok büyük zararlar verir. Çok büyük facialar ve kanser gibi çok ciddi hastalıklar yaygınlaşır.

Bu riskleri gören AB ülkeleri nükleere karşı bekle gör politikası izlemektedirler.  Almanya, İsveç, İspanya, Belçika, İtalya nükleer enerjiden tümüyle vazgeçme kararı alan ülkelerdir.

ÇERNOBİL FELAKETİ

Çernobil nükleer santralinde meydana gelen facianın 35. yıl dönümünde Ukrayna’da anma törenleri düzenlendi.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy 26 Nisan 1986’da meydana gelen facianın bir kez daha yaşanmaması için nükleer santrallere karşı birlik olunması gerektiğini ifade etti.

Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen patlamada ölenler için Pripyat’ta mum yakılarak anma törenleri düzenlendi.

BM ajanslarından oluşan Çernobil Forum’a göre radyasyon sebebiyle dört bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına göre patlama nedeniyle Hiroşima’ya atılan atom bombasının dört yüz katı radyoaktif madde atmosfere karıştı.

Ukrayna’daki Çernobil kazasından Ukrayna, Moldova, Beyaz Rusya, Rusya Federasyonu, Türkiye, Kuzey Avrupa’da milyonlarca insan, hayvan etkilenmiştir.

Felaketin ekonomik maliyeti yaklaşık 352 milyar dolar olarak belirlenmiştir.

DÜNYA TARİHİNDE YAŞANMIŞ NÜKLEER KAZALAR

1- Rusya Mayak 29 Eylül 1957

2 – İngiltere Windscal 10 Ekim 1957

3 – ABD Pensilvanya 28 Mart 1979

4 – Ukrayna Çernobil 26 Nisan 1986

5 – Japonya Nihama 9 Ağustos 2004

6 – Japonya Fukuşima 11 Mart 2011

7 – Brezilya Goiania 13 Eylül  1987

8 – ABD Idaho 1961

9 – Fransa Saint Lauren 17 Ekim 1969

10 Arjantin Buenos Aires 1983

METZAMOR NÜKLEER ENERJİ SANTRALİ

Ermenistan’ın Metzamor şehrinde bulunan nükleer santral 1977 yılında inşa edilmiştir.

Ağrı Dağı fay hattı üzerinde bulunan bu nükleer santral tehlike saçan 9. nükleer santralden biridir. Kars’a 100 km, Iğdır’a 30 km uzaklıktadır.

Bugün dünyada bilinen en eski nükleer santral teknolojisiyle inşa edilen Metzamor Nükleer Santrali nükleer felaketleri önleyebilecek teknik donanımdan yoksun olması bölgenin ve ülkemizin ekolojik durumu için ciddi tehlikeler oluşturmaktadır.

Metzamor sınırından sadece 16 km uzaklıktadır. Santralde herhangi bir kaza ve sızıntı olması durumunda Ermenistan, Nahçivan, Gürcistan, Azerbaycan, İran ve Türkiye etkilenir. 

ENERJİ KAYNAĞI OLARAK NÜKLEER SANTRALLER

Başta ABD ve Fransa olmak üzere bazı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler elektrik, ısı enerjisi ve tıp alanında başka yenilenebilir enerji kaynakları yokmuş gibi, oldukça maliyetli ve riskli olan nükleer enerjiyi kullanmaktadırlar.

Dünyada her geçen gün gelişen endüstri ve sanayiden dolayı 2030 yılında yüzde 60’tan fazla enerjiye ihtiyaç duyulacağından petrol ve doğalgaza bağımlı hale gelinmesi dünyayı yeni enerji kaynaklarına ve yeni enerji politikaları oluşturmaya itmektedir.

Dünyada 56 ülkede toplam 284 araştırma reaktörü çalışmakta ve 439 nükleer reaktör bulunmaktadır. 32 ülkede nükleer jeneratörlerden global elektriğin yüzde 16’sı üretilmektedir.

Daha az maliyetli ve sıfır riskli yenilenebilir enerjinin global elektrik üretimine katkısı ise yüzde 18’dir. Buda gösteriyor ki enerji sektörü alternatifsiz değildir.

İlk nükleer reaksiyon 2 Aralık 1942’de Chicago Üniversitesinde gerçekleştirilmiştir.

ABD nükleer silah projesi Manhattan Project’in ürünü olan atom bombalarından ilki “Küçük çocuk” 6 Ağustos 1945’te  Hiroşima’ya ikincisi “Tombul adam” 15 Ağustos 1945’te Nagasaki’ye atılmıştır.

Nükleer enerji sadece tıpta, sanayide değil savaşta binlerce masum insanın ölümünde de kullanılmıştır. 

Türkiye’nin çevresi nükleer enerji santralleri ile adeta kuşatılmış durumda.

Doğu’da İran zengin petrol yataklarına rağmen nükleer enerji projeleri gerçekleştirme yolundadır.

Güneyde, İsrail her alanda olduğu gibi nükleer enerji alanında da oldukça ileridedir.

Batıda Yunanistan yoğun uranyum rezervlerine sahiptir.

Bulgaristan’da 6 adet Rus reaktörü hâlâ aktif olarak çalışmaktadır.

Romanya nükleer reaktöre sahip.

Ermenistan Türkiye sınırına 10 km uzaklıkta en tehlikeli dokuz reaktörden birine sahip.

2006 yılını “Çernobil faciasının 35. yılında nükleere hayır yılı” olarak ilan eden nükleer karşıtı çevreciler nükleer enerjinin sağlık, gelecek, çevre, ülke, insanlık için zararını dile getirmişlerdir.

Ciddi bir güvenlik sorunu taşıyan nükleer enerjiye alternatif enerji kaynakları kullanılması artık bir zorunluluktur.

Exit mobile version